1

220 40 15
                                    

Jisung'dan

Yine sabahın köründe uyanıp zorla okula geldiğim bir gün.

Okulu sevmiyorum. Herkes çok samimiyetsiz. Derste çok iyi anlaşıyor gibi görünen sözde dostlar, teneffüste birbirlerinin arkasından atıp tutuyorlar

Hiç benlik değil.

İyi ki öğle arası geldi de onlardan uzaklaşıp kafa dinleyebileceğim.

Okul çatısında meyve yiyip müzik dinlemek... En sevdiğim aktivite.

Huzurla merdiveni çıkıyorum. Ama bir anda tüm neşem kaçıyor. Yan sınıftan biri bana çarpıyor.

Keşke daha dikkatli olsalar.

Daha önceden ismini duyduğum Ege adındaki çocuk... Özür diliyor. Utandığım için sadece kafa sallamakla yetiniyorum.

Ben böyleyim işte... Fazla utangaç ve içine kapanık.

Çatıya çıkıyorum, kulaklıklarımı takıyorum ve bir yandan meyve yerken bir yandan test çözüyorum.

Huzur...

Kendimi Mozart'ın şahane eserine kaptırmışken bir hareketlilik hissediyorum. Normalde buraya kimse gelmez. Ayrıca yasak olduğu için buraya geldiğimi de kimse bilmez. Kafamı kaldırıp kim olduğuna bakıyorum.

Minho...

Yapacak pek bir şeyim yok. O bana şaşkınlıkla bakarken ben tek kelime edemeden hemen eşyalarımı alıp oradan uzaklaşıyorum.

-Şey ben aslında seni rahatsız etmek istememiştim. Sadece biraz yalnız kalmak istiyordum. Ayrıca kitabını da burada unuttun.

Arkamdan sesleniyor. Test kitabımı unutmuşum. Ama ne yazık ki dönüp almak için fazla utangacım...

Zil çalıyor ve yine sınıfa dönüyorum. Sahte dostluklar, yapmacık samimiyetler...

Belki de buna alışmalıyım...
















































Selamlar herkese
Yeni bir kurgu ve yine ben
mizah çerçevesinden uzakta...
Kaostan uzak, sakin bir kitap...
Yazarken çevremden soyutlanmış gibi hissetmem normal mi?

Karahindiba, Minsung Where stories live. Discover now