Bölüm 15

13 2 5
                                    

Levin'den...

Küçüklüğümden beri tek arkadaşımdı babam. Benimle yalnızca o oyun oynardı. Annem beni her sevmediğini söylediğinde o gelir beni ne kadar çok sevdiğiyle ilgili masallar anlatırdı. Annemin sevgisinden mahrum kaldığım her yaşımda daha da özgüvensiz olmuştum. Benim hep beceriksiz biri olduğumu söylerdi. Ona yaranmak için bir çocuk gibi değil bir yetişkin gibi davranmaya başladığımda da anlamıştım kendimden vazgeçtiğimi.

Yıllar sonra ilk defa birileri beni sevmişti ve ben kahramanım uğruna hepsini harcamıştım. Evet, Ediz' le evlilik kararı almamın tek sebebi babamdı.

Yıllar sonra kahramanımın soytarıdan farksız olduğunu öğrenmiştim. Tüm bunları yaşamamızın sebebiydi babam.

Ediz beni babamı polise ihbar etmekle tehdit etmeye başlamıştı açık açık. Babamın işin içinde olduğunu elbette bilmiyordum. Öğrenir öğrenmez o evi onu başına yıkmıştım zaten.

"Sen benim kahramanımdın! Sen beni seviyordun. İnsan sevdiğine, kızına yapar mı bu kötülüğü? Ben senin yüzünden neler yaşadım hiç düşündün mü? Ya Hazal ya Bahar? Onlar senin yüzünden hiçbir şey yaşayamadılar.
Ben babama aşık büyüyeyim diye onlar babalarından nefret mi ettiler?" Sözlerim onda hiçbir etki yaratmamıştı sanki.

"Boşuna bağırma bana! Öyle olması gerekiyordu ve oldu. Yaptıklarıma da pişman değilim. Ve sen de tıpış tıpış gidip evleneceksin. Ben kendimi toplayana kadar da boşanmayacaksın."

"Ölürüm de evlenmem ben o şerefsizle!" Dediğimde bana ilk defa el kaldırmıştı.

"Seni annen bile sevmedi. Annen bile. Ben ne yaptım seni sevdim. Senin her anında yanındaydım. Bu senin borcun!"

"Keşke hiç sevilmeseydim. Senden nefret ediyorum. Senden nefret ediyorum." Deyip odadan çıkmak üzereyken kolumdan sertçe tutmuş ve beni kendine doğru döndürmüştü.

"Eğer onunla evlenmezsen o sevgilin olacak çocuk bir daha nefes alamaz. Aklını başına topla." Dediğinde evlenmekten başka bir çarem olmadığını anlamıştım.

Bu konuşmalar sonrasında Ediz' in evlilik teklifini kabul etmiştim. Kerem için...

Bunu ona nasıl söyleyeceğim konusunda hiçbir fikrim olmadığında onun da herkesle aynı anda öğrenmesi gerektiğine karar vermiştim. Sevdiğim adamın gözlerine uzun baktım önce. Bugün son kez sevgili olarak buluşuyorduk ve ben onun gözlerinin içine baka baka yalanlar söyleyecektim.Acelesi varmış gibi hızlıca yanıma gelip sımsıkı sarıldı. Hiç bırakmayacakmış gibi ve ben beni sararken huzur veren o kollara zincir vuracaktım.

"Nasılsın güzelim?" diye sorduğunda uğruna kendimi feda edecek kadar çok seviyorum seni ama iyiyim demek geçti aklımdan hayır sadece aklımdan geçmedi kalbimden de geçti. Kalbimi delip geçti. "İyiyim, sen nasılsın?" diyebildim sadece.

"Aynı koşuşturmaca. Nefes almaya geldim, sana." Derin bir sevgiyle bakıyordu mavi gözleri.

"İyi yapmışsın canım." Allah ҆ tan tiyatroyla ilgileniyordum da rol yapma yeteneğim vardı. Kalbim ağlasa bile dışarı belli etmiyordum.

"Anlat bakalım ne var ne yok aksiyonlu hayatında." Dedi gülerek.

"Kerem sana bir şey soracağım. Sadece merak ediyorum. Bugün arkadaşlarla konuşurken bir muhabbet geçti de." Yalan 2...

"Dinliyorum bebeğim."

"Çok sevdiğin bir insan sana büyük bir kötülük yaptığında ondan intikam mı alırdın yoksa sessizce sevmeye devam mı ederdin?"

"Güzel soru, böyle bir şeyi hiç düşünmemiştim aslında. Herkes gibi intikam almak ilk tercihim olurdu. Ben insanları unutarak intikam almayı severim ama bir gün bir yerde bir şarkı çalar, bir koku alırım, bir cümle duyarım ve unuttuğumu sandığım her şey yakama yapışır. Sonra kendimi sessiz sedasız severken bulurum. Bence gayet açık bir cevap oldu. Ya sen ne yapardın?"

21.17Where stories live. Discover now