Bölüm 4

22 4 58
                                    


"O iyi mi?" diye soruyordu biri yanı başımda. Kendimde olup olmadığımın farkında değildim ama söylenenleri anlıyordum. Gözlerimi açacak gücü kendimde bulamıyordum.

"İyi olacak. Onu iyi etmek için her şeyi yapmaya hazırım."

"Kes sesini her şey senin yüzünden oldu zaten."

"Sanırım ailevi bir sorundan ötürü böyle."

"Bunlar seni ilgilendiren konular değil. Ve evet, ailevi bir mesele."

"Peki, seni ilgilendiren şey ne burada? Sadece arkadaşı değil misin onun?"

"Burada beni ilgilendiren tek şey onun iyiliği. Ben onun arkadaşı olarak bile bir sıfata sahipken senin bir sıfatının bile olmaması üzücü bir durum olmalı."

"İkinizde susun artık. Susmayacaksanız da gidin."

O sessizlikte ne kadar öyle durdular, durdum bilmiyordum. Gözlerimi açtığımda tüm gözler bana dönmüştü.

"Su... su istiyorum." Diye bildim zorlukla. Boğazım acıyordu, sesimi dahi çıkaramıyordum.

"Al canım. Nasıl hissediyorsun kendini?" diye sordu Levin su içmeme yardım ederken.

"Berbat. Bana neler oldu?" diye sordum. Hatırladığım her şey silik silikti.

"Ben gidip doktoru çağırayım." Diyerek odadan çıkan kişi Ediz ҅ di. Yanı başımda Utku vardı. Onların burada ne işi vardı onu anlayamıyordum.

"Sinir krizi geçirdin." Dedi Levin çekinerek.

"Eee, sonra ne yaptım? Bakmayın bana öyle bu sefer ne yaptım? Neden tuhaf tuhaf bakıyorsunuz?" sorularımın yanıtını alamadan doktor içeri girmişti.

"Merhaba ben doktor Işıl. Buraya geldiğinizde baygındınız. Şiddetli bir sinir krizi geçirmişsiniz, şu an nasıl hissediyorsunuz?" diye sordu doktor sakince.

"Berbat ve yorgun. Boğazım ağrıyor bir de yanağımda bir ağırlık var gibi sanki ama tam anlayamadım." Dediğimde herkes gözlerini kaçırdı.

"Bunlar zamanla geçecek şeyler ama psikolojiniz böyle düzelmez. Bir uzmandan yardım alıyor musunuz?" diye sordu doktor.

"Alıyordu ama geçtiğimiz aylarda iyi olduğunu söyleyerek bıraktı." Dedi Levin benden önce davranarak gözleriyse yaptığı imadan dolayı yerinden çıkacak gibiydi.

"Kimse, kimsenin neler yaşadığını bilemez. İnsanlar derin bir okyanus gibidir bazen. Kimisi derin ve karanlık, kimisi sığ ve sakin ama şunu unutmamak lazım sakin bir okyanus bile yeri geldiğinde hırçınlaşabilir. Kendini iyiyim diye kandırıyor olabilirsin ama bu sadece anlatmaktan kaçmaktır. Anlatmak bir bakıma paylaşmaktır." Dedi doktor.

"Birinin acısını anlamakla hissetmek farklı şeylerdir ama. Psikologlar ya da psikiyatristler para kazanmak için dinliyorlar acılarımızı paylaşmak için değil." Dedim .

"Para kazanmak için türlü türlü yollar var insan niye durup dururken bu yolu seçsin? Baktığın pencereyi değiştirirsen bu kadar önyargılı olmazsın belki." dedi Utku uzun süreli sessizliğini bozmuştu.

"Ben buradan ne zaman çıkarım tam olarak?" diye sordum konuyu değiştirerek.

"Serumun bitsin çıkabilirsin. Bir şeye ihtiyacınız olursa da bana söyleyin. İyi günler." Dedi ve çıktı odadan.

"Şimdi bana ne olduğunu anlatın ve bir ayna verin. Çabuk." Dedim sesim ne kadar sert çıkabiliyorsa o kadar sert bir sesle.

"Bunları evde konuşuruz şimdi dinlenmene bak." Dedi Levin bana göre epey yumuşak bir sesle.

21.17Onde as histórias ganham vida. Descobre agora