Bölüm 3

29 5 43
                                    

Utku ҅ yla konuşmadan önce eve gitmemekte ısrarcıydım ama o yine bir şeyler yapıp ikna etmişti beni. Hep böyle olmuştu belki de o yüzden en yakın arkadaşım Utku ҅ ydu. Eve gittiğimde Levin henüz uyumamıştı. Zaten ne zaman kavga etsek ben evden giderdim o da ben gelene kadar beklerdi.

"Özür dilerim. O kadar ileri gitmemeliydim belki ama seni korumam gerekli. Başına bir şey gelsin istemiyorum Bahar. Anla şunu." Dedi üzgün bir sesle.

"Ben artık o dört yaşındaki küçük kız değilim ya da o on bir yaşındaki aptal da değilim. Ben artık on yedi yaşındayım. Aklım alıyor her şeyi. Beni neden korumaya çalıştığını da hala bilmiyorum. Ah tabi aile sırlarımızı konuşmuyorduk değil mi? Pardon ya ben unutmuşum o sırları bilmiyorum çünkü aileden değilim." Dedim sakince. Ona çatmamam gerektiğini ben de biliyordum ama Akif Bey benim karşıma çıkmadığı için böyle iletebiliyordum düşüncelerimi.

"Bahar yeter artık. Ne söyleyeceksen bana söyle. Levin ҅ in üstüne gitme artık." Dedi sert bir şekilde onun burada olduğundan henüz haberim olmuştu ve Levin odasına gidip bizi yalnız bırakmıştı.

"Ooo Akif Bey. Hoş geldiniz. İçecek bir şeyler ister miydiniz acaba?" diye alayla konuştum.

"Baba demen gerektiğini kaç defa söyleyeceğim ben sana." Dedi sertçe.

"Bunu beni daha on yaşındayken yatılı okulun kapısına bırakıp ben geleceğim diye beni kandıran ama asla gelmeyen o adam mı söylüyor? Ben bir de sana baba mı diyeceğim? Tüm bu saçmalıklara katlanıyorum çünkü kalacak bir yerim yok çünkü gidecek yerim yok. Bir de baba diyemem sana Akif Bey. Çünkü bu kelimenin bir harfinin güçlülüğünü kaldıramazsın sen. Altında ezilirsin." Dedim soğukkanlılıkla.

"Yeter artık! Yeter! Kendine geleceksin artık! Sen farkında değilsin ama sen benim kızımsın. Sen Akif Sakin ҅ in kızısın." Diye bağırdı.

"Senin kızın olduğum güne lanet olsun! Senden nefret ediyorum. Etimle, kemiğimle nefret ediyorum senden. Yaşadığım sürece, vücudumda bulunan her hücre kadar nefret ediyorum senden." Dediğimde daha önce de yapmaya çalıştığı fakat her defasında kendine engel olduğu bir şeyi yaptı ve bana tokat attı. "Senden nefret ettiğim için asla pişman değilim. Elimde olsa daha çok nefret ederdim." Dediğimde sesim titremişti.

"Ö-özür dilerim." Dedi saçlarıma dokunmaya çalışarak. Kendimi geri çektim.

"Sakın. Sakın bir daha bana dokunma. Sakın. Eğer bir daha bana dokunmaya kalkarsan hiç korku duymadan öldürürüm seni." Dediğimde Levin de seslerden dolayı odasından çıkmış ve yanımıza gelmişti. Yanağımın kızarıklığından ne yaptığını anlamıştı galiba.

"S-sen ne yaptın? Amca sen nasıl böyle bir insana dönüştün? Yemin ederim eğer bir daha buraya gelip bu kızla konuşmak istersen Bahar ҅ dan önce davranırım. Çık git şimdi bu evden." Dedi Levin sertçe. Pişmanlıkla dolu olan gözlerini üzerimden çekip kapıyı yavaşça kapayıp gitti.

"Ondan nefret ediyorum. Ondan nefret ediyorum. Ondan nefret ediyorum..." ezberlemiş gibi sadece tek bir cümle kuruyordum.

"Bahar tamam bak geçti. Gitti. Ben varım sakin ol. Nefes al. Derince nefes al. Balkona çıkmak ister misin?" dedi Levin yumuşak bir ses tonuyla.

"H-hayır. Elimi yüzümü yıkamak istiyorum ama hareket edemiyorum yine. Oturayım biraz, oturmama yardım eder misin?" dediğimde yavaşça yanımdaki koltuğa oturttu beni.

"Ben sana bir bardak su getireyim." Dedi ve elinde bir bardak suyla geri döndü. Önce içmeme yardım etti sonra suyu eline döküp yüzüme sürdü. "Utku ҅ yu çağırmamı ister misin?"

21.17Där berättelser lever. Upptäck nu