Sirius'un Hikaye Evreni

LOLİ

Yaz aylarının başlangıcından bir akşamüzeri tepenin sonunda ki büyük malikanede akşam yemeği hazırlıkları baslamisti. Malikanenin sahibesi, itibarlı ve nüfuz sahibi Başkan ve ailesi serefine yemek düzenlemişti. Malikane iki katlı taş bir yapıydı. Kendine ait küçük sevimli bir bahce,hayvanlar için kümes ve kulübeler vardı. Kapı girişine kadar küçük kare taşlarla döşeli yolu saymazsak bahçe yeşil çimlerle kapliydi. Bahce ilk bakışta sıradanmis gibi görünse de dikkatle bakan herkes bahçenin tam ortasında duran yerden yaklaşık yarım metre yükseklikte bulunan taş kuyuyu fark ederdi. Ama hemen hemen herkes bu kuyuyu farketmeden yanından gelip geçerdi. Belki de bunun sebebi kapının girişinde ki kümesten gelen ağır kokuydu. Yoğun şekilde hissedilen tezek kokusu gelen misafirleri biran önce içeri girmeye teşvik ediyordu.
Malikanenin sahibesi ikinci kat merdiveninde hazırlıkları izlerken her zaman olduğu gibi kucağında ki pomeryan cinsi köpeği ile ilgileniyordu. Kısa boylu, hafifçe göbekli, bol makyajlı ve uzun sarı peruk saçlı sahibe akşam yemeğinin kusursuz olması için dikkatle hizmetkarlarini kontrol ediyordu. O günde her zaman olduğu gibi pırlanta mucevherlerini takıp takıştırmış, uzun siyah kadife kumaştan derin göğüs dekolteli bir elbise tercih etmişti. Belki bu dekoltenin sebebi gelecek olan başkanın dikkatini çekmek olabilirdi. Gerdanina taktiği pırlanta kolye kendini çok iyi hissettiriyor, varlığını ve gücünü sergiledigine inaniyordu. Tek varisi olan köpeği loli yi de kendisi gibi giydirmiş boynuna pırlantalarla dolu bir tasma takmıştı. Loliyi Çıldırasıya seviyor ona bisey olacak diye çok korkuyordu.
Malikane işleri ile uğraşan 3 kişi vardı. Sürekli siyah smokin giyen, mümkün olmadıkça hatta mumkun olduğunda bile konuşmayan,renkli karakterini coraplarinda saklayan uzun ve sıska uşak. En az kendisi kadar sessiz, sadece kendi işi ile ilgilenen uşagin tatlı karısı. Ve malikane de sırf lolinin hizmeti ile ilgilenen fesat ve kindar hizmetçi. Hepsi de sahibe ile uzun yıllardır çalışıyordu. Belki hizmetçi karı kocadan birkaç yıl önce bile başlamış olabilirdi ama o kadar uzun zamandır birlikte çalışıyorlardı ki artık kime bunu merak bile etmiyordu. Sahibe hizmetkarlarina çok güvenir yaptıkları işler onu hep tatmin ve mutlu ederdi. O akşam da herseyin kusursuz olacağından şüphesi yoktu.
Salonun ortasına büyük ve görkemli bir masa kuruldu. Masada ki tabaklar bardaklar catallar hatta samdanlar bile altın kaplamaydi. Sandalyelerin ve masanın örtüsü bir örnek, kullanılan peceler ise altın sarıydi. Salon genel olarak masada kullanılan renklere uygun olsa da ortama uygun olmayan tek şey tepeden sarkan lambaydi.
Saat ilerlemiş konuklardan birinin arabasının ışığı malikane duvarına yansımıştı. Sahibe heyecan dolu gözlerle bakarken uşak kendinden emin tavırlarla tavana kadar olan ahşap oyma kapıyı açtı. Gelenler sahibenin erkek kardeşi ve yeni sevgilisiydi. Erkek kardeş oldukça uzun boylu, iri omuzlu, dolgun göğüslü, kadınları bile kıskandıracak kadar güzel ve bakımlı sacli bir adamdı. Kolunda ki sevgilisi kendi kadar olmasa da uzun sayılırdı. Ortamdaki insanlara yabancı olan yeni sevgili tedirgin ve sıkılgan bir tavırla sahibeyi selamladı. Sahibe iyi bir ev sahibi olmanın derdinde değildi. Asıl beklediği konuk başkandi çünkü. Henüz kimseye itiraf etmeselerde başkan ve sahibe arasında hissedilen duygular yüksekti. Kardeşini ve sevgilisini bekleme salonuna alır almaz asıl beklenen konuğun araba sesi nihayet duyuldu. Sahibenin gözlerinin içi parlıyor heyecandan köpeği loliyi fazla sıktığını farketmiyordu. Nihayet uşak kapıyı yeniden araladı ve başkan yanında şoförü ile birlikte göründü. Sahibe başkanı kapıda karşılayıp mutluluğunun göstergesi olan küçük kahkahalar atıyordu. Başkanın geniş omuzları giydigi lacivert cekete rağmen kendini belli ediyordu. Ama kendini belli eden başka uzuvlarida vardı. Kaşları. Siyah uzun ve kavisli kaşları belki her kadının dikkatini cekmezdi ama sahibe o kaşları fazlasıyla seviyordu. Ve başkan bunun farkındaydı. Başkanın sessiz ve itaatkar şoförü bir koruma edasıyla heran Başkanın bir adım arkasından yürür gittiği heryere ona eşlik ederdi.
Nihayet akşam yemeği için masaya oturmuşlardi. Sahibe hizmetciye lolinin servisi yapılmasını emretti. Ve kendi servisleri içinde uşağa. Hizmetkarlar tüm caliskanliklari ile hizmet ediyor, sahibeyi memnun etmek adına başkana özel ilgi gösteriyorlardi.
Yemekler yendi, içkiler içildi herkesin keyfi yerindeydi bir kişi dışında. Yeni sevgili soğuk ve samimiyetsiz kahkahalarin arasında kendi varlığını sorguluyordu. Sevgilisi onun gerginliği farkediyor masanın altından büyük elini kadının dizine koyuyordu. Sahibe yapilan organizasyonun keyfini sürerken başkana kur yapıyor, başkan ise bunlara keyifle karşılık veriyordu. Kadehlerin bir kez daha tokuştuğu sırada sahibe lolinin olması gerektiği yerde olmadığını farketti. Etrafına bakındı ama goremedi. Başkan sahibenin tedirginliğini anlayıp ona destek olmaya çalıştı. Sahibe derhal hizmetçisini çağırıp lolinin nerde olduğunu sordu. Hizmetçi mutfakta oldugunu ve biran için onunla ilgilenmeyi bıraktığını söyledi. Öfkeden deliye dönen sahibe loliyi bulmalarını için 3 hizmetkarinida bahçeye gönderdi. Heryeri arayan hizmetkarlar elleri boş geri döndüler. Tüm neşesini kaybeden sahibe altın varaklı koltuğuna oturup ağlamaya başladı. Sahibenin sahip olduğu tek şeyin loli olduğunu bilen başkanda kendi şoförünü loliyi bulması için görevlendirdi. Evin ve bahçenin her yerini arayan hizetkarlar elleri boş geri döndüler. Sahibe sürekli ağlıyor ve feryat ediyordu. Başkan onu teselli etmeye calissada işe yaramıyordu. Gece yerini gün ışığına bırakırken sessiz usaktan beklenmedik bir ses duyuldu. Sevinç mi yoksa korku çığlığı mi olduğu anlaşılmayan sese doğru koştu içeridekiler. Bahçede ki kuyunun başında dikilen uşak eliyle kuyuyu işaret ediyor ve her zaman olduğu gibi konuşmuyordu. Başkan sahibeyi arkasından tutup beklemesini sağlıyor şoförüne gidip bakması için emrediyordu. Şoför usagin olduğu yere gidip kuyuyunun içine baktığında dehşet dolu gözlerle başkana yeniden baktı. Loli başı ezilip kuyuya atılmıştı. Acı habere daha fazla dayanamayan sahibe başkanın kollarında bayıldı. Kendine geldiğinde loliyi kuyudan çıkartıp tabut görevi görecek bir kutuya koymuşlardı. Acidan konuşamayan sahibe sürekli ağlıyor bu acımasız cinayeti kimin işlediğini merak ediyordu.
Herkes oldukça üzgün ve bir okadar yorgundu. Tüm gece boyunca loliyi arayan hizmetkarlar bir köşede hem loli için hemde sahibeleri için üzülüyorlardi
Ama içlerinden biri diğerlerine göre daha az üzgün ve bakışları merhametten daha uzaktı. Uşak ve karısı lolinin kaybolduğunu düşündükleri sırada hizmetçi kadını mutfakta gördüklerini hatırlamıyorlardi. Kendi aralarında bunu sorguladiktan sonra hizmetcinin yalan söylediğini anladılar. Uşak bunu hizmetciye sormalı bu şüpheden kendini kurtarmaliydi. Hizmetçiyi yanına çağırıp onun yalan söylediğini ve bunu sahibeye anlayatağını söyledi. Daha fazla dayanamayan hizmetçi lolinin hizmetini yapmaktan biktigini, sürekli onun pisliğini temizlemek zorunda olmanın gururunu kırdığını soyledi. Sahibenin kardeşine aşık olan kadin kardesini sevgilisi ile birlikte görünce öfkeden ne yapacağını şaşırıp lolinin onun pacasindan tutup oyun oynama isteğini o an algilayamadigi için ayağı ile loliyi ittiğini, lolinin de masanın ayağına başını çarptığını itiraf etti. Başı kanayan ve bayılan loliyi sahibeye gosteremeyecegi için kuyuya atarsa loliden kurtulacağını düşündüğünü söyledi. Uşak duydukları karşısında şok geçirirken karısı sahibeye her şeyi anlattı. Sahibe duyguları karşında bir kez daha baygınlık geçirdi.
Gözlerini açtığında kan ter içinde kalan sahibe gözlerinden akan göz yaşlarını hissedince biran neler olduğunu anlamadı. Yataktan hızlıca doğruldu ve yerde ki yatağında sakince uyuyan loliyi gördü. Sevinçten ağlayarak çığlıklara boğulan sahibe loliye öyle bir sariliyordu ki olan bitenden habersiz yatağında uyuyan loli saskinca sahibin yüzüne bakıyordu. Sahibenin sesini duyup içeri giren hizmetci sahibe ile göz göze gelince sahibe öfke ile onu odasından kovdu . Neye uğradığını şaşıran hizmetçi usagin karisini çağırdı. Sahibe kendini toparlayip uşağa bahçede ki kuyunun yıkılmasını ve hizmetcinin kovulmasını emretti. Nedenini sormamasi için usagi uyaran sahibe, emektar hizmetçiye yeni bir hayat için yeteri kadar para verip onu saatler içinde evden uzaklaştırdı.
O gün akşam yemek daveti gerçekleşti. Bazı eksikler ve 1 fazla ile. Sahibe başkan ile keyifli saatler geçirse de loliyi kucağından bir saniye bile ayirmadi.