0.8

7.7K 399 130
                                    

  | Dolu Kadehi Ters Tut, Neyin Nesi

🐚

Annemden gelen milyonuncu aramayı reddettikten sonra saçımı toplama işlemine geri döndüm.

Bugün, tüm günümü havuz kenarında geçirdikten sonra akşamüstü odaya gelip bir duş almıştım. Giyinmeye bile enerjim olmadığından yorgunlukla kendimi yatağa bıraktıktan kısa süre sonra uykuya dalmış annemin arka arkaya yaptığı aramalar sonucunda akşam yemeğine inmek için uykumdan uyandırılmıştım.

Şimdi de akşam yemeği için hazırlanıyordum. Uyuyakaldığım için birbirine dolanan kumral saçlarımı kontrol altında tutmanın tek yolunu topuz yapmakta bulmuştum. Ancak bir türlü istediğim görüntüyü elde edemiyordum. Ya önden ya da saç diplerimden bir tutam kendini öne çıkartmayı başarıyordu. Tarakla tekrardan sıkı bir at kuyruğu yaptıktan sonra ensemin biraz üzerinde dolayarak tokayla tutturdum. Bu seferki görüntüyü beğenmiştim.

Aynada kafamı sağa sola çevirerek saçıma baktıktan sonra elime makyaj çantamı aldım. Yandığım için yüzümde hafif bir pembelik oluşmuştu. Bu görüntüyü sevdiğim için yüzüme sadece nemlendirici sürmekle yetindim. Ardından par paletimden uçuk pembe bir renk seçerek gözlerimin üzerine hafifçe sürdüm. Rimel ve dudaklarıma renk veren bir parlatıcı ile makyajımı noktaladıktan sonra aynada kendimi inceledim.

Abartısız ama hoş görünüyordum, akşam yemeği için yeterliydi. Sadece restorana inip yemek yiyeceğimiz için kıyafet olarak da kot şort ve askılı bir tişört tercih etmiştim. Ayağıma çorap giymek istemediğim için yumuşak terliklerimi giydikten sonra oda kartımı ve telefonumu alıp odadan çıktım. Koridora ilerlerken saati kontrol ettiğimde sekize yaklaştığını gördüm. Maksimum bir saat içinde yemeğin bitecek olması gerekiyordu.

Adımlarımı hızlandırarak restorana giriş yaptım. Masalar yarı yarıya boştu bu yüzden annemleri fark etmem zor olmadı. Açık büfe şeklinde servisi olduğu için tabaklar bir masanın üzerine üst üste dizilmişti. Kendim için bir tane aldıktan sonra yiyebileceğim yemeklerden tabağıma doldurmaya başladım. Servisin bitmesine yakın bir zamanda geldiğim için ne yazık ki tatlılardan hiçbiri kalmamıştı.

Tabağıma doldurduklarımla birlikte annemlerin olduğu masaya doğru ilerledim. Annem ve babam yan yana oturmuştu, tabii onların karşısında da Ulaş ve ailesi vardı. Çay içerek yaptıkları konuşma benim yanlarına gelmemle yarıda kesildi. Hepsiyle göz göze gelip hafifçe tebessüm ettim. Tek boş sandalye olan babamın yanı ve Ulaş'ın karşısına yerleşirken herkes bana bakıyordu.

"İyi akşamlar," dedim tabağımı masaya bırakırken. Ulaş'ın tabağının da hala dolu olduğunu görmek güzeldi çünkü en azından tek başıma yemek yemeyecektim. Bundan nefret ediyordum. "Kusura bakmayın. Yorgunluktan uyuyakalmışım."

"Telefonunu açmayınca endişelendik kızım," diye belirtti babam. Her zamanki pimpirikli yanı devreye girmişti. Onunla bu konuda münakaşaya girilmediğini bildiğim için sessizce tabağımdaki pilavdan bir kaşık aldım. Ulaş masaya yaklaştığımdan beri gözlerini benim üzerimden çekmiyordu. Ona bakmasam bile bunu hissedebiliyordum ve bu durum yemek yerken fazlasıyla gerici oluyordu.

"Daha fazla geç kalmamak için açamadım telefonu, annemi biliyorsun konuştu mu saatlerce bırakmıyor," dedim babamın son cümlesine hitaben. Babam avuç içiyle başımı okşayıp saçlarıma doğru ilerletti. Hâlâ küçük çocukmuşum gibi beni seviyordu ama bu durumdan şikayetçi değildim. Tabağıma baktıktan sonra şaşırdığını belli eden bir ses tonuyla konuştu. "Tatlı almamışsın."

KUMDAN KALE | textingWhere stories live. Discover now