Farkına Varmak

119 12 58
                                    

Geçen her dakikada hırpalanıyordum. Bunların hepsi benim hatamdı. Daha erken anlamam gerekirdi. Neden daha erken anlamadım ki?

-

Her bir kapı açılıp kapanma sesi geldiğinde ileriye, Hawks'ı götürdükleri odaya bakıyor, başka odadan geldiğini anlayınca kafamı tekrardan telefonuma gömüyordum.

Vücudumda olan kesikleri görünce birkaç doktor gelip müdahale etmeleri gerektiğini söylediler, fakat iyi olduğumu söyledim. Birçok kere.

Neden anlamıyorsun aptal karı! İyiyim diyorum sana. Hala başımda birşey yapalım, kesiklere dikiş atalım, falan falan. Sanane. Keigo'nun iyi olduğundan emin olmadan nah baktırırım kendime. O kadar bencil değilim.

Siz yapabilir misiniz? Sizin için çok önemli birisinin öldü mü kaldı mı belli olmadığı halde kendinize baktırır mısınız? Siz baktırsanız bile ben baktırmam.

~

Allahım deliricem ya! Hala gitmedi manyak karı! Bir de soruyor neden cevap vermiyorsun diye. Sinir bozucusun, sinir bozucu. Anla şunu ya. Tabi yüzüne de söylenmiyor saygıdan. Boşu boşuna buradaki insanları endişelendiriyorsun. Ölmedim, ölecek kadar hasar almadım. Bir siktir git işine ya!


~


Ziyaretlere izin verildiğini söyledikleri anda odaya daldım. Yatakta sargılı bir şekilde yatıyordu. Ne kadar da güzel görünüyordu uyurken. Onu hiç uyurken görmemiştim.

Yanına gittim. Yatağının yanına oturdum, ve de boş boş yüzüne bakmaya başladım. Kapalı gözlerine, harika yüz hatlarına, tamamen simetrik kirpiklerine...

Öyle beş dakikayı yüzüne bakarak geçirdim. Sonra cesaretimi topladım, ve de ellerimi saçlarının arasına attım. Biraz saçlarını karıştırdıktan sonra verdiği his çok iyi gelmeye başladı. Her zaman böyle yapmak istemiştim.

Ellerimin saçlarındaki hareketini biraz yavaşlattım. Çok iyi hissettiriyordu. Sonra aklıma bir fikir geldi. İlk başta biraz utanç verici gibiydi, fakat sonra bunu uygulamaya karar verdim.

Yatağında biraz daha geriye gittim, ve de kafasını dizime koydum. Koyduğum gibi kalbim daha hızlı atmaya başladı. Ellerini saçlarında gezdirdiğimde de aynı his vardı. Her neyin hissiyse, bu hissi sevdim.

Dizimde yatması beni daha iyi hissettiriyordu. Hep bunu yapmak istemiştim, ve de şu anda yapıyordum. Keşke her gün böyle olsaydı. Yanıma gelse, dizlerime yatsa. Beraber geceleri takılsak.

"Hey, burası rahatmış."

Sesle beraber düşüncelerimden kurtulup sesin geldiği yere baktım. Hawks gözlerini açmış, gülerek bana bakıyordu. Şu anda kızardığıma yemin edebilirdim. Hemen dizimi çekip kafasını tekrar yatağa koydum. Benim bu hareketlerime tekrar güldü.

"Hadi ama, ciddiyim. Rahattı."

Söylediği sözle suratına baktım. Sonradan ne demeye çalıştığını anladım, ve de tekrardan, yavaşça bacağımı yatağa çıkardım. Kendisi kafasını dizime koyunca daha bir garip hissettim. Kendim yapınca verdiği histen daha farklıydı. Kalbimin daha hızlı atmaya başladığını hissettim.

"Utandın mı sen?"

Agh, lanet! Şimdi de belli ettim işte. Zaten bunca zaman uyanık olması yüzünden bir utanç krizindeyim, şimdi ise bilerek yapıyormuş gibi soruyor bir de. Kafamı arkaya çevirdim, ve cevap verdim.

"H-hayır, ne alakası var?"

Harika. Şimdi de kekelemiştim. Neler oluyor bana? Normalde böyle yapmazdım. Duygularımdan emin değilim, o yüzden sorduğunda hayır dersem yalan olmaz, değil mi?

"Yüzün tersini söylüyor da ondan."

Diye cevap verdi Hawks. Gerçekten, insan ölümden döndüğünde söylediği şeyler bunlar mı oluyordu? Tabi burada Hawks'tan bahsediyoruz. Onun dünya umrunda değil. Böyle dalga geçebileceği biri olsun ona yeter. Bu net ölürse dünyadaki insanlarla ruh olarak dalga geçer.

"Yoo, sen y-yeni uyandığın için y-yanlış görüyorsun."

Diyerek geçiştirmeye çalıştım. Fakat başarısız olduğum Hawks'ın yüzündeki sırıtıştan belli oluyordu.

"Ben yanlış görüyorum, hm?"

Başımla onayladım. Şu anda daha fazla konuşursam batıracağım kesindi.

"O zaman söyle. Bana yanlış gördüğümü kanıtla, ve de bana beni sevmediğini söyle."

"Hm?"

"Söyle. 'Keigo, seni sevmiyorum' diye, açık bir şekilde söyle."

Şimdi boku yemiştim. Bu cümleyi doğru söyleyebilmemin hiçbir yolu yok. Keşke baştan kabul etseydim utandığımı. Ama iş işten geçti artık.

"H-Hawks-"

"Keigo."

Diye düzeltti Hawks. Bu kuru işkenceden farksız!

"P-Pekala. K-Keigo-... Seni se-sevmiyorum- y-yani seviyorum! Yani sevmiyor- Agghh!"

Yine batırmıştım. Yüzümü ellerimin arasına alıp dizlerimi kendime çektim. Çok utanç verici bir durumdu.

Hawks verdiğim cevapla yüzündeki ciddi ifadeyi silip, tekrar o alaycı ifadesini yerleştirdi.

"Bana biraz ilan-ı aşk gibi geldi, ama hadi inanayım bari."

Dedi ve güldü. Allahım, gülüşü çok güzeldi. Keşke her zaman böyle gülsen yanımda, Hawks.

Another Wingy - Hawks x Reader (Cringe)Where stories live. Discover now