Benim Hatam

127 10 24
                                    

Hayır hayır hayır hayır! Şu anda olmaz! Bugün olmaz! Neden düzgünce yazmadın? Şifreli yazmasaydın daha erken gelebilirdim... Kim bilir zamanında yetişebildim mi? Ben... Seni seviyordum, Hawks... Hepsi benim hatam!

~

Şu an ne yapabilirdim? Hawks'ı alıp hastaneye taşıyamam, çok uzakta. Ambulansı arayamam, bu sokak haritalarda görünmüyor ve telefonumu evde unutmuşum. Tek çarem var. Başkalarının gelmeyeceğini bildiğim için, ben başkalarına gideceğim. Hawks'ı alıp bir caddeye çıkmalıyım. Sonra da başkalarından ambulansı aramalarını  istemeliyim.

Hawks'ı kucağıma aldım, ve de uçmaya başladım. Şu anda nasıl göründüğüm umrumda değildi. Sadece insanların çok olduğu bir cadde aramaya çalışıyordum. Şu dükkanın önünde insanlar duruyor. Yardım istemeliyim!

Kucağmda Hawks ile yere sert bir iniş yapınca herkes bize bakmaya başladı. Birkaç kişi Hawks'ın durumunu görüp yanımıza gelmişti. Diğer kişiler ise uzaktan izliyorlardı.

Kulağıma 'ne olmuş, nasıl bu halde, neler oluyor' gibi birtakım sorular geliyordu.

"Lütfen soru sormayı bırakıp ambulans çağırın!"

Diye bağırdım. Şu anda yerde yatan bir pro kahramanın başında bekleyen bir acemi kahraman olması garip geliyor olabilir, fakat gram umrumda değildi. Tek düşündüğüm Keigo'ya çok bir şey olmamış olmasıydı.

Düşünürken gözyaşlarımı tutamamıştım. Bunu gözümün altının ıslanmasıyla anladım. Bir kişi ambulansı ararken diğer kişiler benim yanımda, bizi izliyorlardı.

"Minori..?"

Hemen sesin geldiği yere, yani Hawks'ın yüzüne baktım. Gözlerini hafif aralamış, bana bakıyordu.

"Keigo."

Sesim adeta bir fısıltı gibiydi. Onun dışında kimsenin duymadığına yemin edebilirdim. Hatta belki o bile duymamış olabilir.

"Başaracağını biliyordum."

Dedi ve de gözlerini tekrar kapadı. Hayır, böyle bitemez! Bitmeyecek! Buna inanıyorum.

"Neyi başaracaktım?! Hawks, cevap ver! Hawks!"

Ses gelmiyordu. Sağlık ekipleri gelmiş, Hawks'ı sedyeye koyuyorlardı. Bense yere çökmüş, boş boş ileriye bakıyordum. Orada donmuş gibiydim. Bana sorulan sorulara cevap vermiyordum.

"Minori!"

Arkadan bir kız sesi geldi. Arkama dönüp baktığımda seslenin Kawashi'den olduğunu gördüm. Önüme kadar koştu, aramızda bir adımlık mesafe kalınca durdu. Birkaç saniye öyle bekledikten sonra bana sarıldı.

"Senin için çok endişelendim!"

Sarılmasına karşılık verdim. Sonra ise konuştum.

"Ben iyiyim, fakat- fakat Keigo-"

"İyi olacak, o da iyi olacak. Onun için endişelenme. İki numaralı kahraman o."

Bu sözleri sadece beni sakinleştirmek için söylediğini, yoksa kendinin de benim kadar endişelendiğini biliyordum. O sokakta gecenin bir saati sarılmış ağlıyorduk.

İnsanların bize bakması hiç de umrumda değildi. Sadece ağlıyordum. Çok fazla ağlamazdım, o yüzden garip hissediyordum. Fakat bu da umrumda değildi. Şu anda Keigo dışında hiç kimse umrumda değildi.

Hemen hastaneye, Keigo'nun olduğu yere gidecektim, fakat Kawashi benim eve gidip üzerimi değişmemin daha iyi olacağını iddia ederek eve götürmeye çalışıyordu. Büyük bir süre sonunda kurtulmaya çalışmaktan yorulup karşı koymamaya karar verdim. Ayaktaydım, fakat yürümüyordum. Sadece sürükleniyordum.

~

Eve kadar Kawashi'nin zoruyla gelip üstümü değiştirdim. Artık kahraman kostümüm yerine normal birkaç kıyafet giyiyordum. Kapıdan çıkıp hastaneye gidecektim, fakat Kawashi izin vermiyordu. Evde kalıp dinlenmem gerektiğini söylüyordu. Biraz didindikten sonra vazgeçip odama gittim. Yani o öyle sanıyordu. Ben bir yere gitmek istiyorsam, oraya giderim. Kimse engelleyemez.

Odama gittim, ve de kapımı kilitledim. Kawashi anlamasın diye telefonumdan bir müzik açıp odama bıraktım. Kawashi benim müzik dinlediğimi düşünürken bense camı açmaya başladım. Camı tamamen açınca kendimi aşağı bırakıp uçmaya başladım. Buradan hastaneye gitmek uzun sürecekti, fakat aldırmadım.

~

Uzun bir uçuştan sonra hastanenin çatısı görünmeye başladı. Hafiften yere doğru süzülmeye başladım. Hastanenin önüne geldim, ve de derin bir nefes alıp verdim. Ardından içeri ilk adımı attım.
(Maşallah saraya giriyoz sanki)

Adımlarım git gide hızlanır hale geldi. Keigo'nun olduğu yeri bulmaya çalışıyordum. Ardından birkaç- hayır, birsürü doktor bir odadan sedyeyle çıktılar. Sedyede Keigo vardı. Hızlı adımlarla götürdükleri yere kadar takip ettim.

Bir odaya girdiler, ve de uzun bir süre boyunca çıkmadılar.

~

Bir saat boyuncadır kapının karşısındaki duvarda çıkmalarını bekliyorum, fakat çıkmıyordu.


~~~


Artık saatleri sayamaz hale geldim. Hepsi benim hatam. Benim yüzümden böyle oldu. Eğer ki daha hızlı anlasaydım bunlar olmazdı. Nereye gittiklerini takip etseydim bunlar olmazdı. Gelmemi kabul ettirseydim bunlar olmazdı. Benim yüzümden.




Dünyanın en mük duygusal sahnesini bitirdiniz tebrik ediyorum. Duygusal sahne yazamıyom amk. Gözlerim kanıyo. Cringe hissediyom.

Another Wingy - Hawks x Reader (Cringe)Onde as histórias ganham vida. Descobre agora