' , •9• , '

114 7 10
                                        

"Sikeyim... tamam biliyorum baba... Ama kızın bi suçu yok. Herşeyden habersiz.. bizede güvenmişken bunu yapmak istemiyorum. Üzgünüm ama vaz geçsek?... ah tanrım biliyorum." Ellerini saçına geçirip koltuğa oturdu ve devam etti.

"Peki tamam baba.. anlaşıldı işini bitiririm"

Kaşlarım çatılırken zar zor yutkundum.
Neler oluyodu ve kimden bahsediyodu? Her kim olursa olsun iyi biri olduklarından şüphe duymaya başlamıştım.

Çok fazla merak etsemde olanları onlara sorarsam büyük ihtimalle geçiştirecek ve benden saklayacaklardı. Ve zarar görebilme ihtimalim yükselirdi.

Koşarak yukarı çıktım. Odama ilerlerken Yeonjun'un odasına baktım. Acaba içeri girip bir şeyler karıştırsam neler olduğunu biraz olsun anlayabilirmiydim? Bu evde kesinlikle güvenli değildim.

Bu gün günlerden Cumartesiydi ve yarın ev bakmaya gidecektim fakat dünki konuşmadan sonra ne yapıcağımı anlamasamda şu an kararım kesinleşmişti. Bu evden sakince ve sessizce ayrılıcam.

İlk önce merdivenlerden Yeonjun'un gelmediğine emin olduktan sonra odasına ilerledim ve kapıyı yavaşça açıp içeri girdim.

İlk başlamam gereken yerin çekmece olduğunu düşünüp çekmecelere ilerledim. Ses yapmamak için yavaşça kapağını açtım. Sadece kulaklıklar, lastik tokalar ve bir telefon dışında hiç bir şey yoktu.

Kendi telefonunun rengini kırmızı hatırlıyorum fakat bu telefon griydi. Elime aldım ve açtım. Belkide yedek telefonuydu. Pek önemli bişey yoktu. Fakat yine de birşeyler bulabilme amacıyla dosyalara girdim.

Fakat uygulamaya bastığım anda telefon hızla elimden alındı ve sırtım duvarla buluştu. Başımı kaldırdığımda Yeonjun'un telefonu kapattığını ve sinirle çekmeceye atıp sertçe kapattığını gördüm. Ardından bana baktı ve yaklaştı.

Duvarla onun arasındaydım. Yüzünü yaklaştırdı ve nefesini dudaklarıma vererek konuştu.

"Napıyodun burda?" Yutkundum ve dudaklarımı ıssrırarak gözlerimi kaçırdım.

Başımı eğerek ne diyeceğimi düşünürken elini çeneme koydu ve kafamı kaldırıp gözlerimizi hizaladı.

"Napıyodun dedim!!" Dedi sesini biraz yükselterek.

Gözlerimi kapattım ve derin bi nefes aldım.
"Ben sadece..."

Kaşlarını kaldırarak başını salladı.
"Sen sadece??"

Kolundan tutum ve itekledim.
Saçını geriye atıp yüzünü elleriyle kapattı.
"Sikeyim... ne arıyordun söylesene!!" Dedi bağırarak.

Şu an kişiliği tamamen değişmişti. Sakin ve düşünceli Yeonjun gitmiş yerine Sinirli korkunç Yeonjun gelmişti.

"Ah.. tanrım.. git burdan ve birdaha odama girme!!"
Dedi bağırarak. Kendini yatağa attı ve dudağını ıssırarak gözlerini kapattı.

Sinirli duruyodu.
Sessizce odadan çıktım ve kendi odama girdim.
Neler saklıyodular anlamıyodum. Ne diye bu kadar sinirlenmişti? O telefonda kesinlikle önemli bilgiler vardı.

Daha fazla burda durmayı düşünmediğim için bütün kıyafetlerimi ve eşyalarımı bir çantaya sıkıştırdım ve kapatıp bir kenara koydum. Yatağıma geçtim ve telefonla uğraşırken uykuya daldım.

Memory Game | Choi YeonjunWhere stories live. Discover now