20. Bölüm

7.3K 263 7
                                    



Her şey gerçekti, neredeyse 18 saatte olanlar gerçekti.

Sevdiğim adama bakarken canım yanıyordu çünkü onun yanmıştı. Uyandığında ise acısına bir kat daha ağırlık eklenecekti.

Korkarak elimi yüzüne yaklaştırıp kirli sakallarında dolaştırdım. Bu hale nasıl geldiğini bilmiyordum, kimse bilmiyordu.

Hastaneye gelip ameliyat kapısına ulaştığımda çokta iyi halde değildim, İpekse beni son anda tutmasıyla yere yığılmaktan kurtulmuştum.

Ne kadar baygındım bilmiyorum ama uyandığımda Gökhan hala o soğuk yerdeydi.

Sadece İpekle Sarp'ın haberi vardı ama Mehmet amca öğrenmesin diye Sarp gelememişti. Daha önce de hastaneye yatırıldığı için Mehmet Amcanın bunu kaldıramamasından korkmuşlardı.

Gözlerimi açtığımda kendimi hasta odasında bulmuş ve olanları teker teker hatırlamıştım, ameliyathaneye geri döndüğümde İpek'in hala orda durduğu görüp yanına gittim. Bu kez daha sakin olsamda ruhen orada yoktum çünkü ben en son onunla beni evime bıraktığı anda kalmıştım. Güzel bir gecenin sonunu böyle bir yerde olacağı aklımın ucuna gelmezdi. Eğer beni bıraktıktan sonra bunların olacağını bilsem asla yanından ayrılmazdım.

Konuşmadık sadece birbirimize yaslanarak çektiğimiz acıyı sessiz çığlıklarla kendimize duyurduk. İpek, bu kısa süre içerisinde ailesinde ki herkesin yaşadıklarına şahit olmuş ve peş peşe yıkılmıştı. Onu belki anlayamazdım ama tahmin edebilirdim çünkü şu an benim içimde yaşadığım bu şeyin tarifi yoktu. Kalbimi diri diri söküyorlardı ve haykırışlarımı susturmak için her olanağımı benden almışlardı.

Gökhan'a yapılanların acısını çıkartamıyordum çünkü elimde bir şey yoktu, ortalığı birbirine katsam onu bana şimdi sağ salim veremezlerdi bu yüzden sustum. Gözümden akan her damla canımı daha çok yaktı.

Umarsız bekleyişin sonunda gözlerimi bir an olsun ayırmadığım kapı aralandı, içeriden çıkan doktor ve hemşirelerle olduğumuz yerden kalkıp yanlarına gittik.

"Abim, o nasıl?" İlk İpek'in konuşmasıyla doktor ona dönerek cevap verdi.

"Hastanın neyi oluyorsunuz?"

"Kardeşiyim, lütfen söyleyin abim iyi mi?" Doktor derin bir nefes alıp ikimizinde sırayla gözlerine baktı. O anda duyacağım şeyden o kadar korkuyordum ki titreyen ellerimi koyacak yer aradım.

"Hastanın durumu iyi ancak, bıçak iç organlarını kadar gelmişti sağ böbreğini kurtarmaya çalışsakta aldığı yara işlevini yitirmesine neden olmuş. Bu yüzden sağ böbreğini almak zorunda kaldık fakat bu durum hastanın sağlığını kötü etkileyecek bir durum değil sadece daha dikkatli beslenip daha sağlıklı bir hayata geçiş yapmalı. Tek böbrekle de hayatı devam edebilir, bu yüzden endişelenmenize gerek yok. Hemşire hanım size diğer gerekli bilgileri iletecek, geçmiş olsun." Doktorun yanımızdan ayrılmasıyla bahsettiği hemşire konuşmayı devraldı.

"Şimdilik hasta anestezi etkisinde olduğu için uyanması biraz zaman alabilir, hasta şimdi normal odaya alınacak ve yanında şimdilik 1 kişinin kalması daha sağlıklı olur. Doktor bey ilk muayeneden sonra sizlere daha detaylı bir bilgilendirme yapacaktır."

Bir böbreği alınmıştı ama hayatta ve sağlıklıydı, içimde ki büyük rahatlamayla İpek'e baktığımda onunda en az benim kadar rahatlamış olduğunu gördüm.

Hemşire başka sorumuzun olup olmamasını sorduğunda olmadığını söyledik, geçmiş olsun diyerek yanımızdan uzaklaştığında tuttuğumuz nefesi dışarı salmıştık.

Alin +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin