5.Bölüm

18K 452 32
                                    



Gözlerim ilk önce gözlerini bulsada yavaşça aşağılara kaydı. Giydiği siyah boyunlu kazak üstüne ise blazer ceket onun üstüne ise kabanı vardı. Altına kumaş pantolon giymişti.

O da ilk önce gözlerime bakıp sonrasında üstümdekilere bakmıştı. Üstüme evden çıkmadan geçirdiğim uzun kabanımla beraber istemeden uyumlu olmuştuk.

Bunu oda fark etmiş olmalı ki gözlerini gözlerime çevirip gülümsedi. Küçücük tebessümde bile oluşan gamzesi içimi çekmeme sebep olmuştu.

2 adımda karşımda durarak elini belimi dolayıp yanağıma minik bir öpücük kondurdu.

"Çok güzel olmuşsun." Bu hareketi içimde bir volkanın patlamasına sebep olmuştu lavlar göğsümden aşağı doğru akıyor ve beni kan ter içinde bırakıyordu.

"Sende hoş gözüküyorsun." Benden bunu beklemiyor olmalı ki kaşları havalandı ardından gülümsemesi büyüdü.

Elini belimden ayırmadan arabasına doğru ilerletti. Ön yolcu kapısını açarak yardımcı oldu. Koltuğa yerleştiğimde, o da önden dolanarak şoför koltuğuna geçti. Emniyet kemerlerimizi taktığımızda arabayı çalıştırarak yola koyuldu.

"Nereye gidiyoruz?" sorumla beraber kısa bir an gözlerini yoldan çekerek bana baktı ardından tekrar yola döndü.

"Seni restoranıma götürmek istiyorum." Restoranı olmasına şaşırmıştım çünkü çok sert duruyordu ve daha resmi bir işe sahip olduğunu düşünmüştüm.

Onu düşünürken, bir sürü şey daha düşünmüştüm. Bunların içinde; hiç evlendi mi, çocuğu var mı, varsa kaç tane. İpek, yaşını söylediği zamandan beri bunlar dönüyordu aklımda. Tamam, yaşlı değildi ama toplumumuzda evde kalmış bir yaştaydı bu yüzden daha önce evlilik yapabileceğini düşünmüştüm.

"Alin" Hala cevap vermediğimi fark ettiğimde kendimi toparlayıp konuştum.

"Olur, sadece şaşırdım."

"Restoranıma götürmeme mi, restoranımın olmasına mı?"

"İkisine de." Çünkü orada tanıdığı insanlar ve çalışanları olacaktı haliyle bizide göreceklerdi.

"Lezzetine ve hizmetine güvendiğim bir yere yemeğe çıkmak daha iyi olacağını düşündüm. Konservatuar mezunuyum ama babam, restoranıyla ilgilenmemi istediği için kendi mesleğimi bırakmak zorunda kaldım." Bu daha da şaşırmama sebep olmuştu. Yüz ifademden bunu anlamış olmalı ki ben konuşmadan o tekrar söz aldı.

"Neden bu kadar şaşırıyorsun? Ne işi yaptığımı düşünmüştün ki?" ne dediğimi pek düşünmeden cevaplamamla kahkaha atması bir oldu.

"Tefeci?"

"Demek tefeci. Peki, tefeci olabileceğini düşündüğün bir adamla neden yemeğe çıktın?" evet, çok mantıklı bir soruyu. Aslında tefeci olduğunu düşünmemiştim, doğrusu tam olarak bir şey oluşmamıştı kafamda o an ağzımdan kaçan bir şeydi.

"Hiç tefeciyle yemeğe çıkmadım, denemek istemiş olamaz mıyım." Benimde şakaya vurmamla ikimizde kahkaha attık.

"Tamam, öyle demek istemedim. Sadece, sert gözüktüğün için daha resmi bir meslekle uğraştığını düşündüm."

"Yani, beni düşünüyordun." Dediği şeyle ağzım açık kalmıştı. O kadar konuşmadan bunu mu çıkarmıştı.

"Düşünmedim, sen söyleyince aklımdan geçti."

"Öyle olsun" kendisini gülmemek için zor tutuyordu, bunu da bana belli etmemek için kafasını bana çevirmeden yola odaklanmaya devam etti.

"Öyle zaten." Kollarımı göğsümün altında bağlayıp kafamı yanımda ki cama çevirip dışarıyı izlemeye başladım.

Alin +18Donde viven las historias. Descúbrelo ahora