17. Bölüm

9.8K 279 10
                                    




"Ne oldu?" Ali, bana yaklaşarak konuştuğunda bilmediğimi belirtmek için kafamı iki yana salladım.

Gökhan, İpek'i kendinden uzaklaştırdıktan sonra yanıma gelerek ellerimden tuttu.

"Güzelim, her şeyi anlatacağım ama şimdi gitmem gerek." Gitmesini istemiyordum ama gitmeliydi ve yanında bende olmalıydım.

"Bende gelmek ve yanında olmak istiyorum." Sözlerimin ardından dudağının kenarı buruk bir şekilde kıvrıldığında isteğimi geri çevirmedi.

"Üstüne ceketini al o zaman çıkalım hemen." Dediğini yaparak odama gittim ve montumu giydikten sonra yanlarına gittim.

Geldiğimde ayakkabılarını giyiyorlardı bende vestiyerden anahtarımı alıp ayakkabımı giydim.

Kısa sürede özel bir hastanenin önünde durduğumuzda buraya kim için geldiğimizi düşündüm, yol boyunca sessiz kalmıştık ve öğrenememiştim.

Arabadan inip hastanenin girişine doğru ilerlediğimizde Gökhan'la ben öndeyken, İpek'le Ali de hemen arkamızdan geliyorlardı.

Gökhan, önümüze geçerek ilerdeki sekreterliğe gitti.

"Sarp Şahin'in odası nerede öğrenebilir miyim? Ben, abisiyim." O anda her şey yerine oturmuş gibiydi.

Sarp denen kişinin hastaneye kaldırılması, Mehmet Amcanın bunu duyunca fenalaşması ve son olarak Gökhan'ın abisiyim demesi. Bahsettiği diğer kardeşi Sarp'tı demek ki.

"215. oda, 4.katta." Gökhan, kadına teşekkür ettikten sonra yanımıza geldi.

İpek'e yaklaşarak onu kollarının arasına aldığında sesini nazik tutarak konuştu.

"Sarp'ı gördüğünde ağlama tamam mı güzelim? Güçlü ol ki yanında olduğumuzu hissetsin." İpek, sessizce onayladıktan sonra gözyaşlarını silip duruşunu dikleştirdi.

Onları böyle görmek güzeldi, her ne kadar bulundukları durum kötü olsada yine yan yanalardı.

Birbirlerinden ayrıldıklarında bu sefer gözleri beni buldu, her ifadesinde üzgünlüğü ve yorgunluğu görebiliyordum. Şu kısacık sürede geldiği hal beni ondan daha çok üzüyordu. Yanına adımlayarak elini tuttum. Parmakları anında elimi sıkıca kavramıştı.

Sonunda durduğumuz yerden uzaklaşarak asansöre binip yukarıya çıktık.

Asansörden inip koridor boyunca oda numaralarına bakarak yürüdük, 215. odanın önüne geldiğimizde birleşik olan ellerimizi ayırıp koluna dokundum.

Elimi çektiğim anda beni bulan gözleri sorgulayıcıydı.

"Siz girin, Ali'yle dışarda beklememiz daha doğru olur." Cevabım kaşlarını çatmasına neden oldu.

"Yanımda ol, dışarda beklemene gerek yok." Haklıydı, onun için gelmiştim. Elim kolundan kayarak avcunun içinde ki yerini aldı ve bu sefer daha da sıkı tuttum.

Kapıyı açıp içeriye girdiğimizde ilk gözüme çarpan hasta yatağının hemen yanına çekilen koltukta oturan Mehmet Amca oldu.

Bir eliyle akan gözyaşlarını silip diğer eliyle yatakta yatan genç adamın elini tutuyordu.

Bu sefer gözlerim, Sarp'ı buldu.

Yüzünün neredeyse tamamı yara içineydi. Büyük ihtimalle uyuyordu ama o halde bile kaşları çatık bir şekildeydi.

Siması tanıdık gelmişti ama bir türlü çıkartamıyordum.

Mehmet Amca bizi fark ettiğinde, duruşunu düzeltip ayağa kalktı. İpek, ise babasının ayağa kalkmasıyla koşarak sarıldı.

Alin +18Where stories live. Discover now