13. Bölüm

11.2K 287 8
                                    



Gözlerim yavaşça aralandığında, uyku sersemliğinden nerede olduğumu çözemedim. Sonrasında ise bedenime sarılı iki kol bana dünü hatırlattı.

Sırtım Gökhan'ın göğsüne yaslı bir şekilde yatıyordum, her sabah güne böyle uyanabilirdim.

Ona doğru dönmek istediğimde hareket etmemle uyanması bir oldu. Yüz yüze geldiğimizde, şu an ki hali çok tatlı gelmişti.

"Günaydın, güzelim." Kafasını biraz kaldırarak yanağımdan öptü. Yeni uyandığı için hafif gözleri ve dudakları şişti, boğuk çıkan sesi beni daha çok etkiliyor ve onu çocuk gibi sevmeme sebep oluyordu.

Artık sevgilim olduğuna göre istediğimi de yapabilirdim. Ellerim yanaklarını bulup sıktığında öne doğru çıkan dudaklarına öpücük bıraktım.

"Günaydın, sevgilim." Bu hareketime ilk başta şaşırsada sonrasında gülmeye başladı.

"Sen var ya, aşırı kaşınıyorsun." Aniden kendimi Gökhan'ın altında bulmuştum. Beklemediğim için gözlerim irileşerek gözlerini buldu.

"O zaman sevgilin olarak seni kaşıyayım." Der demez diğer eli karnımı gıdıklamaya başladı.

"Hayır, Gökhan. Küserim bak." Gülmelerimin arasından söylediklerimle Gökhan, gıdıklamayı bırakarak yüzünü yüzüme yaklaştırdı.

"Küsmek falan yok, yasak sana. Hem sevgiliye küsüldüğü nerde görülmüş." Kaşlarını çatarak konuşmasını bitirmişti.

"Sana küseceğim tabi ki de tribimi başkasına mı atayım?"

"Ne başkası, bana atacaksın." Dedikleriyle bir an duraksayıp devam etti. "Konuştuğumuz şeye bak, akıl mı bırakıyorsun. Bana küs diye seni ikna ediyorum bende. Yok küsmek falan, kimseye trip atmakta yok." Deyip üstümden kalkarak yataktan çıktı.

"Hastaneye kaçta gideceksin?" Sorduğu soru bende büyük bir aydınlanmaya vesile olmuştu çünkü ben işi unutmuştum. Yatakta oturur pozisyona gelip konuştum.

"Ben onu unuttum tamamen" komodinin üstünde ki saate baktığımda daha 2 saatim olduğunu gördüm. "2 saat var."

"O zaman güzelce kahvaltı yapalım sonrasında seni hastaneye bırakırım." Kafamı sallayarak yataktan kalktım.

Gökhan, odadan çıktığında bende yatağın örtüsünü düzelterek çıktım.

Mutfaktan gelen seslerle oraya gittim. Kahvaltı hazırlayan koca adamı gördüğümde gülmeden edemedim.

İçeriye girmeden, Gökhan'a seslendim.

"Banyo nerede?" işini bırakıp bana döndüğünde eliyle koridorun sağ tarafını işaret etti.

"2. kapı." Arkamı dönerek gösterdiği kapıya gittim.

Kısa sürede elimi yüzümü yıkayıp çıkmıştım. Mutfağa girip Gökhan'ın yanına gittim.

"Ben ne yapayım?" gözlerini tavadaki omletten çekerek benimle buluşturdu.

"Kahvaltılıkları masaya koyabilirsin güzelim." Dediğini yaparak buzdolabını açıp içinden kahvaltılıkları çıkartıp masaya yerleştirdim.

Servis tabağı, çatal ve bıçakta koyduğumda omlette hazır olmuştu.

Gökhan, çaylarımızı da koyduğunda kahvaltıya başladık. O an da aklıma gelen şeyi Gökhan'a sormak istedim ama son olaydan dolayı biraz tedirgin olsamda bunu kenara attım.

"Yarın, annemin nikahı var." Söylediklerim duraksamasına ve ardından suratının asılmasına neden olmuştu. "Ne oldu?"

"Sadece hayatınla ilgili bir şeyler bilmediğim aklıma geldi." Bunu dert etmesine gerek yoktu zaten soracağım soruyla onu iyice hayatıma dahil edecektim.

Alin +18Tahanan ng mga kuwento. Tumuklas ngayon