2-İlk Gün-

938 17 3
                                    


Bu gün yeni okulumda ilk günüm ve beklediğimden daha  heyecanlıyım. Öyleki uyku bile tutmamıştı, alarmdan bir saat önce uyanmıştım. Hazırlanmak için erken olsada vakit geçsin ve birazda olsa heyecanımı üzerimden atabileyim diye hazırlanmaya başladım.  Dün akşam özenle ütülediğim okul formamı giydim önce. sol göğsünde okulun adı yazan beyaz gömlek ve gri pileli okul eteğiydi. Bu soğuk havada pantolon giysem daha iyi olurdu ama eteğimi sevmiştim. altına siyah opak çorabımı giydim dizimin altınada biten çizmelerile beni sıcak tutacaklarını umuyorum. Gömleğimin üstüne siyah v yaka trikomu giydiğimde sıra saçlarıma ve makyajıma gelmişti. Okulun ilk günü tabii ki makyaj yapacaktım. 

Belime kadar uzanan sarı saçlarımı düzleştirip ön tutamları kulağımın arkaına ittim. Sol bileğime altın rengi saatmi taktım. Saat en sevdiğim aksesuardı. 

Hocaların gözüne batmayacak sade bir makyaj yapıtığımda hazırlanmam bitmişti. Saate bakmak için telefonu elime aldığımda okul saatinin çoktan yaklaştığını fark ettim. Vaktim var diye fazla oyalanmışım. Siyah deri sırt çantamı alıp odadan çıktım. Annemler çoktan kalkmış kahvaltı masasına oturmuştu bile. 

"Günaydın"

"Günaydın kızım ben de seni uyandırmaya gelecektim de hazırlanmışsın bile"

masadaki yerime oturup "uyku tutmayınca kalktım hazırlandım." 

"Çay koyayım mı sana da ?" 

"Olur annecim." annem çaylarımızı doldururken babam tabletinden haberleri okuyordu.  

 kahvaltım bittiğnde annemin yanağına küçük bir öpücük bırak babamla beraber evden çıktık. 

babam ceketinin iç cebinden elli tl çıkartıp bana uzattı." Bu yeter mi?"

uzattığı parayı alıp" Hı hı yeter."  eskiden yanımda babamın ek kartı olurdu dilediğim gibi alışveriş yapardım ama malesef o günler geride kaldı. o durağa yürürken bende bisikletimle beraber okula doğru yola koyuldum.  

 Okula yaklaştığımda bahçe kapısının yakınında dün beni sıkıştıran siyah arabayı gördüm. Hemen yavaşlayıp bisikletten indim. Arabayı süren esmer çocuğu etrafta görememiştim ama dün yanında olan kumral çocuk arabanın kapısına yaslanmış sigarasını içiyordu. Parmaklarının arasında duran sigarasını içerken bir yandan da etrafı süzüyordu. onu izlediğimi fark etmesin diye bakışlarımı üzerinden çekip okulun bahçesine girdim. Bu çocuktanda arkadaşından da hiç hoşlanmamıştım. okulda onlardan olabildiğince uzak duracaktım. 

Bisikletimi benim gibi okula bisikletle gelen öğrenciler için ayrılmış bölüme kilitleyip bıraktım. Sınıfımı bilmediğim için  ilk  işim müdürün odasına gitmek olmuştu. Sınıfımın olduğu kata çıkarken sabah ki gerginliğim yeniden baş gösterdi. Sınıfın kapısından girdiğide bir kaç kişi dönüp bana bakmıştı hemen. Sınıfta beş altı tane boş sıra vardı ama kimsenin yerini gapsetmiş olmamak için öğretmen masasında oturan kızın yanına gittim. "Merhaba, ben yeniyim de sınıfta neresi boş." bir kaç saniye yüzümü incelemeye devam etti ben de onu. Kız tam anlamıyla bir esmer güzeliydi kesinlikle okulun en güzel kızı olabilirdi. dudağının kenarındaki beni ise ise ona bambaşka bir hava katmıştı. Vücuduna tam oturun okul gömleği kıvrımlı vücudunu ortaya çıkartmıştı. Kız işaret parmağıyla cam kenarındaki en arka sırayı işaret edip "Şu sıra boş oraya oturabilirsin." kıza teşekkür edip gösterdiği sıraya doğru yürüdüm. Tam o sırada üzeride gezinen tedirgin aynı zamanda alaycı bakışları hissettim. ufak tefek gülüşmeleride tabii.. öndeki ikili ben sıraya oturana kadar gözünü benden ayırmamıştı. 

"Salak."

"Başına iş aldı.." 

"bizim başımızı ağrıtmasın da" 

fısıldaşmaları net duyamasamda bir terslik olduğunu anladım. Anlaşılan esmer güzeli yeni kız şakası yapmak istiyor. Okulun ilk günü alay konusu olamazdım. hemen montumu ve çantamı alıp sıradan kalkacakken tepemde dikilen zebaniyle geri oturmak zorunda kaldım. Dünki esmer çocuk hani uzak duracağımı söylemiştim, İfadesiz suratıyla özleşmiş duygusuz bakışlarını gözlerime dikmişti. yutkunup yerime sindim. Sınıfta derin bir sessizlik vardı kimseden ses çıkmıyordu. bakışlarım hemen bana sırıyı gösteren kıza kaydı. suratındaki alaycı ifadeyle beni izliyordu. gözlerinde parıltıdan içine düştüğüm durumdan eğlendiği ortadaydı. Korkak yahut bu insanlara pabuç bırakacak biri değildim. Okulun ilk günü göze baymak en son isteyeceğim şeydi. 

hemen omuzlarımı dikleştirip ayağa kalktım.

"uhum.. Gecebilir miyim?" 

dudağının kenarı hafifçe yukarı doğru kıvrıldı. "Neden? Seni rahatsız mı ettim." yanında kumral arkadaşıyla bir arkadaşı daha vardı. ikisi beraber önümüzdeki sıraya oturup arkalarına yaslandılar. 

"Yok benim işim var çıkmam lazım." beni dinlemeyip yanıma oturdu. Çaresizce ben de oturdum. Sınıftaki herkes şaşkınlıkla bizi izliyordu. Esmer güzelinin suratındaki tebessüm anında yok olmuştu. Suratının asıklığından bozulduğu belliydi. Göz ucuyla yanımdakine baktığımda koyu kahve gözlerini üzerime dikmiş beni izliyordu. Korkmaya başlamıştım. Kafasında bir sorun olduğu belliydi. kim bu şekilde bakışlarını birinin üzerine diker ki. 

"Seni daha önece nerde gördüm." bakışlarımı önümden kaldırmadım. kesinlikle konuşmak istemiyordum. belki onunla muhattap olmuyorum diye sıkılıp yanımdan giderdi. Öndeki arkadaşı bize dönüp. "Bana da tanıdık geldi ama çıkartamadım." Yanımdakide doğrulup yüzümmü incelemeye başladı. "Gözüm bi yerden ısırıyo ama..." Cümlesini yarıda kesip bakışlarını bacaklarıma indirdi. suratına arsız bi tebessüm yerleştirip "Haaa şimdi hatırladım. Bisiletli kız" 

" yok be o başka biriydi." 

"o bacakları nerede görsem tanırım buydu." duyduklarımla yerin dibine girdim.  iki arkadaş beni küçük düşürmenin keyfiyle gülmeye başladılar.  sınıftaki bir kaç kişide onlarla braber gülmüştü. bunlar nasıl insanlar böyle. 

önümdeki arkadaşı bir şey hatırlamış gibi yapıp "Çiçekli külodunu değiştirdin mi bence bundan onra siyah giy tenine daha çok yakışır."  ve kahkahalar bir kez daha yükseldi. Bu iş iyice iğrenç bir hal almaya başlamıştı. "Çekil çıkıcam" onu omuzundan itirip ayağa kalktım. Suratındaki gülüşü anında soldu. Önce omuzuna sonrada bana baktı. Yaptığım bu ufak hareket onu fena halde kızdırmışa benziyordu. Ağlmak üzereydim bir an önce şu sınıftan çıkıp gitmek istiyordum. 

"Otur!"

Çenemi dikleştirip "Sana çekil dedim." Sonlara doğru gözümün dolmasıyla beraber sesimde titremişti. umurumda değildi. Bu iğrenç insanların hakkımda ne düşündüğü umurumda falan değildi. 

İstifini bile bozmadan yoğuun delici bakışlarını gözlerime dikti. "Sen bana emir mi veriyorsun. " tok sesi içime işlemiş ürpermeme sebep olmuştu fakat geri adım atmadım. "Evet! şimdi çekil. "

Çenesi öfkeyle kasıldı. bileğimi yakalayıp beni yanına çekmesile dengemi kaybedip yanına oturdum. "otur yerine benim canımı sıkma." bileğimi ondan kurtarmaya çalıştım fakat dahada sıkmaya başladı. Artık canım yanıyordu. 


Bölüm sonu...

Yıldızlara Bak Where stories live. Discover now