Karmakarışık Hayat

18.BÖLÜM

Yazarın Anlatımı İle

-Sabah-

Selin ve Tuğçe erkenden kalkıp kahvaltı hazırlamaya başlamışlardı. Melis ise hala uyuyordu. Kahvaltı hazırlama işlemi bittikten sonra dünden sonra kızların aklına çocukları çağırmak geldi. Tuğçe Ozanı arayıp çağırmıştı onları eve. Böylelikle Çağrı ve Melis'in arasında olan etkileşimi daha da arttırabilirlerdi.

...

Kapı çaldığında Selin açmaya gitmişti.

Selin: Hoşgeldiniz:)

Erkekler: Hoşbulduk.

Hepsini içeri davet ettiğinde Tuğçe'de selam vermisti onlara. Sonra da koşarak sevgilisine sarılmıştı.

Tuğçe: Seni çok özledim sevgilim.

Ozan: Bende seni çok özledim birtanem.

Savaş kaş göz işareti yaparak Tuğçe ve Ozan'ı göstermişti Selin'e.

Selin: Noldu kıskandınız mı Savaş Bey;)

Savaş: "tripli bir halde" Kapıdan içeri giriyorum ve benim sevgilim sadece hoşgeldin diyor. Adalete bak!

Çağrı: Hahahaha.

Selin: Hahaha. Savaş sen ciddi misin yaa!?

Savaş: Gayette ciddiyim. Elalemin sevgilisi koşarak kollarına atlar, benim ki 'hoşgeldin' diyor!

Ozan: "göz devirerek" Aşk olsun abi, elalem miyim ben!?

Savaş: Artık öylesin:(
Çağrı & Selin & Tuğçe: Hahaahha.

Selin hemen gidip Savaş'ın yanağından öpmüştü.

Selin: Siteminiz bitti mi Savaş Bey?

Savaş: "Selin'in yanağını koklayarak öperken" Bitti Selin Hanım.

Tuğçe: Evetttt, güldük eğlendik hadi kahvaltıya.

Tuğçe önde olmak üzere hepsi mutfağa geçmişti.

Ozan: Ooo, kızlar neler hazırlamışsınız böyle.

Selin: Eh yaptık birşeyler.

Savaş: Gerçekten çok güzel olmuş sevgilim, ellerinize sağlık.

Tuğçe: Hadi oturun. Daha fazla soğutmayalım.

Herkes sofranın başına geçtiğinde Çağrı'nın beklediği kişi hala gelmemişti. Daha fazla dayanamayıp konuşmaya başladı.

Çağrı: Iıı, Melis nerde acaba?

Tuğçe: Uyuyordu en son. Bir bakim de uyanmamışsa uyandırırım.

Selin: Sen dur... Çağrı gitsin;)

Savaş: Aynen kanka, sen git.

Çağrı: Emin misiniz?

Selin & Tuğçe: Eminiz eminiz hadi git uyandır uyuyan güzeli.

Çağrı hafif sırıtıp kalkmıştı yerinden. Koridorları tek tek geçerek Melis'in odasına gitmişti.

Çağrı'nın Anlatımı İle

Melis'in odasına geldiğimde kapıyı yavaşça açıp içeri girdim. Odaya göz gezdirdiğimde yatakta bir adet uyuyan güzel görmüştüm. Tam bir melekti; benim meleğim. Melis'i uyandırmamaya özen gostererek yavaş adımlarla yanına ilerledim. İlerledikçe o güzel ve baş döndürücü kokusu geliyordu burnuma. Bu kokuya çıldırmamak elde değil! Çok özel bir kokusu vardı. Ve bu koku sadece bana ait olsun istiyorum. Sadece benim olsun istiyorum. Melis'in yanına gidip yatağın uç kısmına oturarak dikkatle onu izlemeye başladım. Her bir detayını ezberlemek istermişçesine inceliyordum onu. Kapalı olan o toprak gözleri, küçük fındık burnu, pürüzsüz yanakları, kiraz dudakları... Bu manzara hayatımda gördüğüm en güzel manzaraydı. Uyurken sevdiğim kızı izlemek...