3.BÖLÜM

109 68 57
                                    

Melis: Noldu çok mu hoşuna gitti;)

Kerem: H-hayır ne alakası var. Hem niye sevinim ki çok saçma. Hah!

Melis: Hahahaha tamam tamam şaka yaptım sadece, sakin ol.

Kerem: Ha, ha ve ha cidden komikmiş.

Göz devirerek demişti bunu. Allah'ım çok komik surat ifadesi. Gülmemi bastırmaya çalışarak konuştum.

Melis: Tamam tamam sustum.

Diyip ağzıma yalandan bir fermuar çektim.

Kerem: Bakıyorum da hoşuna gitti ha??

Melis: Yaniii gitmiş olabilir. Ama şu kadarcık.

Diyip parmağımın uç kısmını gösterdim. Sonra ikimizde gülmeye başladık. Gerçekten gülmeye ihtiyacım vardı. Bugün kötü bir gündü dicektim ki Kerem sayesinde iyi bir güne dönüşmüştü.

Çağrı'nın Anlatımı İle

Nerdeyse babama yalvarmadığım gün kalmadı. Geri dönmek için çok uğraşıyordum. Babama bu yalvarmalarım biraz işlemiş olacak ki bana iki şart sunmuştu. Ya geri dönüp şirketin başına geçicektim ya da burda yani Amerika'da kalıcaktım. Geri dönmeyi o kadar çok istiyordum ki, şirkette çalışmak istemesem de geri dönmek için başka seçeneğim yoktu. Ben sadece arkadaşlarımın yanında olmak istiyordum. Ben sadece onu görmek istiyorum. Ve ben bir daha aynı hataları yapmicam.

Savaş'ın Anlatımı İle

Sonunda Selinle sevgili olabilmiştim. 5 aydır onu seviyorum. Gerçekten çok güzeldi. Hem güzel hem de tertemizdi. Hiçbir kötülüğü yoktu. Melis'in de öyle tabi ki. Melis, Selin'in en yakın arkadaşıydı. Arkadaştan öte kardeş gibiydiler. O yüzden Selin asla Melis hakkında birşey demez. Çünkü biliyor Çağrı'ya söylicemi. Onlar nasıl kardeş gibiyseler bizde öyleydik işte. Bugün Selinle buluşacağım için çoktan hazırlanmıştım bile. Tam evden çıkacakken telefonum çaldı. Telefona baktığımda Çağrı'nın aradığını gördüm. Hemen açıp konuşmaya başladım.

Savaş: Ooo Amerika yolcusu. Sen beni ararmıydın ya.

Bu dediğime karşı göz devirdiğine o kadar eminim ki.

Çağrı: Artık Amerika yolcusu değilim.

Savaş: Ne?

Çağrı: Türkiye'ye dönüyorum.

Savaş: NE?!

Çağrı: Oğlum yavaş ya, kulağımı s!kt!n.

Savaş: Sen az önce dönüyorum mu dedin?

Çağrı: Evet Savaş dönüyorum.

Savaş: Allah'a şükür. Bana bak, buraya geldiğinde herşeyi anlatıcaksın.

Çağrı: Oğlum tamam da ne acelen var lan.

Savaş: Selinle buluşucam abi, napim.

Çağrı: Vay be! Hemen sattın yani beni.

Savaş: Lan! Deli deli konuşma.

Çağrı: Tamam, tamam sustum. Selam söyle:/

Savaş: Söylerim kardeşim, söylerim:/

Bunu demesinde ki amacı anlamıştım. Melis'ten haber almak istiyordu. Belli ki çok merak ediyordu onu. Çok normal merak etmesi. Seviyor çünkü. Gidip açılamasa bile seviyordu kendi içinde. Sonunda evden çıkıp buluşucağımız kafeye gelmiştim. Selin daha gelmemişti. Benden önce gelmesini ve onu bekletmek istemiyordum. Ben düşüncelerime dalmış bir şekilde otururken 5 dakika sonra Selin gelmişti. Yerimden kalkıp ona sarılmıştım. Kafamı boynuna koyup koklamıştım. Çok güzel kokuyordu. Onun kokusuyla mayışıyordum adeta. Allah'ım ne güzel bir koku, bu kokuya canımı bile veririm. Sadece koku için değil, Selin için canımı veririm. Birbirimizden ayrılıp oturmuştuk. Oturduğumuz da konuşmaya başladım.

Karmakarışık HayatWhere stories live. Discover now