BÖLÜM YEDİ: "MASALIN BÜYÜSÜ "

34 5 12
                                    

Bölüm yedi geldiiiiiiii. Oy ve yorumlarınızı bekliyorum!

Keyifli okumalar 💗






"Hazin'i de getirseydin ya oğlum," dedi annemin sıcacık sesi. Ortamda hiçbir gerginlik yoktu ama ben çok gergindim. Bana soru yöneltilmedikçe konuşmuyordum.

"Çok yoruldu bugün yenge, " dedi Kerem Abi'm gülümseyerek.

Batu'nun bakmaya doyamadığım gözleri, her birimize bakarak mutlulukla parıldıyordu. Ve bakmaya doyamadığım gözlerini bana çevirdi, bakmaya kıyamadığım güzel yüzünde güç veren bir gülümseme oluştu.

Bakışı, gözleri, gülümsemesi, gülümsediğinde yanağında çıkan belli belirsiz gamzesi... Her şeyiyle kalbimi eritiyordu.

"İyi görünüyorsun, " dedi sessizce. Gülümsedim. "İyiyim, " dedim başımı sallayarak. Tam yanımdaki koltukta oturuyordu. Ortamdaki dikkatin bizde değil, konuşmakta olan babamda olduğunu fark edince "Balkona çıkalım mı? Seninle ayrı konuşmak istiyorum, " dedim onun gibi, sessizce.

"Tabii ki, çıkalım. " Dedi.

Yüzündeki gülümsemenin kalbimi cehennem ateşinden farksız bir ateşe attığını bilseydi eğer, bana çektirdiği bu işkenceye son verirdi. Son vermesindi; o hep bana gülsün, yerine ben ağlardım. Yeter ki o bana böyle sıcacık gülümsesindi.

Salondan çıkarken abimin "Nereye? " der gibi bir işaret yaptığını gördüm. "Balkona çıkacağız, " dedim ve kapıdan çıkıp balkona yöneldim.

Geçen sene dekorunu özenle yaptığım, yaparken arada bir aptal aptal gülümseyerek onunla oturduğumuzu hayal ettiğim balkonda, şimdi beraber oturmuş, yüzümüzdeki sırıtışla bakışıyorduk.

Hayalim gerçek olmuştu.

"Balkonun dekoru çok güzel, " dedi kahve gözlerini duvarlardaki kaktüslerimde gezdirerek. "Ben yaptım, geçen sene. Severim kaktüslerimi. Bayağı emek verdim onlara. "

"Eline sağlık, mükemmel," dedi ve ortalık sessizliğe gömüldü.

Dakikalar sonra cesaretimi topladım, sessizliği bozan ben oldum. "Teşekkür ederim, " dedim gözlerine cesurca bakarken.Terleyen avuçlarımı günler önce abimden çaldığım beyaz tişörte sildim.

"Ne İçin? " dedi. Yapma ama, salağa yatıyorsun.

"İşte... O gece için, beni onun elinden... " Derin bir nefes verdim. Gözlerim dolmuştu, hatta bir yaş kirpiklerimi arasından firar etmiş, yanağımdan süzülüyordu. "Şşşt,"dedi bana yaklaşarak. "Yapmam gereken bir şeydi, ben de yaptım. Konuyu uzatmanın manası yok Seyran. Ağlama artık... Gözyaşına değer mi?"Eğdiğim başımı kaldırdığında göz göze geldik. İsmimi telaffuz edişi bile beni benden alıyordu. Gözyaşlarımı elimin tersiyle sildim ve zorla gülümsedim.

"O akşam bana yazmışsın. Oraya giderken gördüm mesajı, sonra cevap veririm demiştim, konuşmak nasipmiş. Asla rahatsız olmadım, hatta konuşalım bundan sonra, " dedim gülümserken. "Numaranı versene. "

Kaba mı olmuştu? Emrivaki mi yapmıştım? Sanırım öyle olmuştu.

"Vereyim. Telefonunu ver istersen, kaydedeyim ben. "

Başımı salladım ve cebimden telefonumu çıkartıp ona uzattım. Eli elime değmesin diye gösterdiğim özeni, daha önce hiçbir işimde göstermemiştim. Şayet onunla fiziki bir temasta bulunursam burada düşüp bayılabilirdim.

"Gömleğin bende kalmış, " dedim sessizce. "O gün bana vermiştin. Biraz kirlenmiş, yıkayıp geri getiririm olur mu? "

Yalandı. Gömleğin kirlendiği falan yoktu, saklıyordum. Parfümünün kokusu çıkana kadar da vermeye niyetim yoktu.

PERESTİŞ (ASKIDA)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin