BÖLÜM ALTI: "İZ. "

31 6 53
                                    

SELAAAAM!

Bu bölüm diğer bölümlerimize göre biraz kısa ama yedinci bölümde acısını çıkaracağız merak etmeyin.

Keyifli okumalar! 💖

Odamda, yatağımın karşısındaki duvarın her milimini ezberlemişim. Akşam ağlayarak uyuduktan sonra gece yarısı uyanıp saatlerce bedenimi temizlemeye çalışmıştım. En son annemin zorla beni havluya sardığını hatırlıyordum.Saatlerdir yatağımın üzerinde duran kahvaltı tabağımdan bir lokma almamıştım. Annem soğuyan çayımı inatla yenilemeye devam ediyordu, bu getirdiği de üçüncü bardaktı.

Gözlerimi Yaprak'la fotoğraflarımızın olduğu duvardan çektim. O duvarı yıkmak istiyordum. Yaprak'ın esmer, oval yüzü, hep özendiğim mankenlere taş çıkartacak fiziği, boy boy fotoğraflarımızdaydı.

"Pes et artık, içmeyeceğim. " Diye mırıldandım. "Ziyan oluyor. "

"Ziyan olmuyor, çiçeklere döküyorum. Köklerini besler, " dedi yavaşça. "Anneciğim, yorgunsan ben yedireyim mi sana? İstersen sebze çorbası da yapabilirim. Sen çok seversin. "

Derin bir nefes aldım. "Şu an istediğim tek şey, yalnız kalmak. Aç değilim. Teşekkür ederim, isteğimle saygı duyduğunuz için."

Yavaşça yatağıma uzanıp arkama döndüm. En son yediğim şey, dün akşam ucundan tırtıkladığım tosttu. Karnım gurulduyordu ama canım hiçbir şey istemiyordu.

Zilin çaldığını duyduğumda oralı olmadım, ne olduğunu anlayamadığım konuşma sesleri geliyordu kulaklarıma. Elimi guruldayan mideme götürdüğümde pes ettiğimi hissettim. Oturduğum yerde doğrularak tepsiyi elime aldım.

Bir kaç salatalık dilimi ve peynir attım ağzıma. Annemin değiştirdiği çayımdan bir yudum aldığımda, kapım tıklatıldı.

"Yalnız kalmak istiyorum, " diye seslendim. Güçsüz çıkan sesime sinir oldum, kendimden nefret ettiğimi hissettim. Kapı açıldığında Kerem Abi'm başını içeriye soktu. "Seyran, biraz konuşabilir miyiz kuzum? " Nefesimi sesli bir şekilde verdikten sonra "Yalnız kalmak istediğimi söylemiştim, iyi değilim, gerçekten. Beni bırakın, dinleneceğim. " Diye mırıldandım. Yalvarır gibi çıkan ses tonum gözlerimin dolmasına sebep olmuştu.

Hemen arkadan melodi gibi bir ses duydum. "Tamam, Kerem Savcım. Sen bir çık, biz kız kıza konuşalım. "

Kaşlarım hafif çatıldığında odama 1.70 boylarında, 20'li yaşlarda, kumral, zayıf, ve oldukça hoş görünen bir kadın girdi. Üzerindeki siyah kalem etek, üzerine giydiği beyaz bluz ve siyah blazer ceketi, hoş bir makyajla tamamlamıştı. Yüzünde sıcacık bir gülümseme bulunan kadının gülümsemesi, beni görünce daha da genişledi.

"Merhaba canım, Hazin ben. "

Yutkundum, elini uzatmıştı ama ben temas istemiyordum. "Ah, Kerem bahsetmişti. Özür dilerim, unutmuşum." Sözlerini söylerken düşen suratında sözleri bittiğinde geniş gülümsemesi yer buldu. "Seyran ben de, " diye mırıldandım. Ayıp olmasın diye söylediğim o cümle bile bana dün geceyi hatırlatıyordu. Artık eski Seyran'ın olmadığını biliyordum.

Tepsiyi yanımdaki komodine koyduğumda "Siz oturun lütfen, ayakta kaldınız, " dedim. Onaylar gibi bir mırıltı çıkardı, yatağa oturup bana doğru döndü. "Ben, Kerem Abi'nin arkadaşıyım. Aynı adliyedeyiz. Senin davanı anlatınca, ben ikimiz çalışalım istedim. " Dizlerimi kendime çektim. Boğazını temizledi, yüzüne sıcak bir gülümseme yerleştirdi. "Biliyorum, çok zor senin için. İnan ne Kerem ne de ben sana o anları hatırlatmak istemiyoruz ama ifade almamız gerek. Bize dün geceyi anlatır mısın?"

PERESTİŞ (ASKIDA)Where stories live. Discover now