"Bu okulda her şeyi yapmakta özgürsün fakat karşıda ki şeytan okuluna asla yaklaşmayacaksın ve bir şeytan ile ilişkiye giremezsin."
"Peki bunları yaparsam ne olacak?"
"Tanrı seni tamamen yok edecek."
Başlangıç: 24.03.2023
Bitiş: 09.07.2023
Ups! Gambar ini tidak mengikuti Pedoman Konten kami. Untuk melanjutkan publikasi, hapuslah gambar ini atau unggah gambar lain.
Ve gece bulutlu olduğunda hala üzerimde parlayan bir ışık var
_____
[10] Küçük kaçamak
''Anlamadım? Ne demek benim meleklerim sizin şatoya girer? Bu imkansız bir şey.'' Jungkook karşısındaki şeytana şaşkınlıklar içinde bakmaya devam ederken dediği şeyi reddederek kafasını iki yana sallıyordu. Böyle bir şey imkansızdı. Melekleri bu sınırın yanına bile yaklaşamazken nasıl şatoya girebilirlerdi ki? Jungkook inanmadı. İnanmak da istemiyordu zaten. Bir şeytan her kelimesinde yalan söyler. Şuan karşısındaki şeytanın da kendisine yalan söylediğine emindi.
''Ben gözlerim ile gördüm. İki tane melek şatomuzun içine girdi. Üstelik yanında iki tane şeytan vardı Üstelik bir odaya girdiler.'' Taehyung ciddi bir ifadeyle konuşuyordu. O iki meleği gördüğüne emindi Taehyung ama Jungkook kendisine asla inanmıyordu. Ona kanıtlayamazdı ama bir gün kanıtlayacaktı. O şeytanların kim olduklarını biliyordu Taehyung. Bir meleği kandırdıkları için onlarla gurur duymalıydı fakat yine de söyleyecekti meleklerin liderine. Ona sahip olması gereken konuları vardı Taehyung'un.
''Sana neden inanayım ki? Sen bir şeytansın Yalan söylemek doğanızda var.'' Jungkook gözlerini devirdiğine kollarını göğsüne birleştirmişti. 6 yıl önce buraya ilk geldiği günden beri bu şeytan kendisine kafayı takmış durumundaydı. Hala da bazı şeyleri de elde etme çabasındaydı. Jungkook buna tabi ki izin vermiyordu. Üstleri hiç bir zaman şeytanların lideri ile buraya gelip tartıştıklarının haberi yoktu. Hatta arada birbirlerine olan temasları dahi olmuştu. Yine de lider olmasına rağmen bazı şeyleri saklaması gerektiğini düşünüyordu Jungkook. Kendisi ne yaptıysa melekleri de tıpkı şuan olduğu gibi şeytanlar ile gizli gizli görüşüyorlardı.
''İster inan ister inanma. Ben gerekeni yapıp söyledim. Ama bana gelip sen haklıydın deme.'' Taehyung karşısındaki meleğe sırıtarak bakındı ve dişini hafif alt dudağına bastırdı. Jungkook kafasını sinirle iki yana salladı ve şeytana bir kaç adım daha atarak yaklaştı. Şuan melek şeytanların sınırını geçmişti. Gerçi bunu yıllardır yapıyordu ama ve yapmaya da devam ediyordu.
''Ben ölürüm de sana, sen haklıydın demem. Senden nefret ediyorum Taehyung. Bir şeytandan bu kadar nefret edeceğimi asla düşünmezdim ama midemi bulandırıyorsun.'' Jungkook iğneleyici sözlerinin karşısında Taehyung kocaman yutmuştu. Bu sefer meleğin fazla ileri gittiğini düşünüyordu. Bu sözleri hak ettiğini düşünmüyordu Taehyung. Bunca zamandır Jungkook'u zor durumda bırakacak bir şey yapmamıştı. Ona ne kadar iyi şekilde yaklaşmayı denese de işe yaramıyordu. Bir şeytan olarak ona kötü davranmalıydı. Taehyung böyle düşünüyordu.
Taehyung ile Jungkook bir süre birbirlerine bakındılar. Jungkook dediklerinin hiç birinde pişmanlık duymuyordu. Taehyung'un her şeyi hak ettiğini düşünmüştü. Bir gram bile acıma duygusu olmamıştı. Hoşlanmıyordu ondan çünkü. Bir şeytandan nasıl hoşlanabilirdi ki? Jungkook için bu resmen saçmalıktı. "Öyle mi? Demek benden nefret ediyorsun. Demek mideni bulandırıyorum." Taehyung meleğin üzerine doğru sert ve öfkeli yürürken melek ondan uzaklaşıyordu. Jungkook onu ilk defa bu kadar öfkeli görmüştü. Ona çoğu kez bu lafları ediyordu zaten ama Taehyung pek aldırmıyordu dediklerini. Almıştı artık. Ama bu sefer meleğin suyu taşıracak son damla olmuştu. Bu sefer dayanamamıştı çünkü.