28

2.2K 162 39
                                    

Namjoon odaya girdiğinde yatakta yatan beden baktı. Ona her baktığında içi acıyordu. Küçüğü, küçük kardeşi gözleri önünde ölüyordu ve hiçbir şey yapamıyordu. Sinirden kasılan yüzü ve sol gözünden akan yaş..

Sessizce serumunu kontrol etti Jiminin. Neredeyse 7 kilo vermişti. Eski pembe saçlarının yerini, şimdi ise soğuk, somsoğuk siyah rengi almıştı. Anlamını biliyordu Namjoon. Yatağın köşesine sessiz bir şekilde oturup jimine baktı. Uyanınca ne diyecekti ona?

"Ya şey sana donör bulduk ama Yoonginin eski sevgilisi kabul etsen nasıl olur??"

Diyemezdi. Jimin, aldığı kemoterapi haricinde psikolojik destekte alıyordu. Daha öncesinden de alıyordu zaten. Daha on yaşındayken anne ve babası gözleri önünde işkence edilerek öldürülmüştü. On yaşında ki bi çocuğa göre çok şey yaşamıştı. Olaylar sonucu yetimhaneye bırakılmak zorunda kalmışlardı,kardeşiyle birlikte. kardeşiyle birlikte evlatlık edindikleri aile onlara çok iyi davranıyorlardı. Asla üvey olduklarını hissettirmiyorlardı. Jihyun pek bişey hatırlamıyordu. Çünkü tüm bu olaylar olurken Jimin 10, Jihyun ise 5 yaşındaydı.

Haliyle evlatlık edindikleri aile Jimine daha özel ve güzel yaklaşıyorlardı. Bu yaklaşımları jihyunu abisine daha çok düşman ediyordu. Birgün jimin eve geldiğinde Jihyunu çok sinirli görmüştü ne olduğunu sormak için yanına gittiğinde beklemediği bir tepkiyle karşılaştı.
Annesinden ve babasından kalan tek yadigarı ondan nefret ettiğini, annesigille beraber ölseydi daha mutlu olacağını söylemişti.
Tüm bunları söylemesinin tek nedeni ise
Üvey babasının Jimine doğum günün de araba hediye edecek olmasıydı.

Jimin bu dünyaya acı çekmeye gönderilmiş gibi hissetmişti o gün.
Tamam dedi içinden. Madem bir işe yaramıyorum bende kardeşimi mutlu edeyim.
Ortadan kaybolayım.
O günden sonra ne üvey annesi jimine ulaşabildi nede üvey babası.
Jimin doğup büyüdüğü şehrini terk etmişti.
Henüz 18 yaşında iken.

Namjoon hatırladığı şeyler yüzünden sessizce ağlarken jiminin uyandığını fark etti.

"H-hyung??"

"Ohh Jiminie nasılsın??"

"Ayaklarım ağrıyor.."

"Günleridir ayağa kalkmıyorsun uyuşmuş olabilirler."

"Birşey mi oldu??"

"Hahhh-ha ne alaka merak ettim seni ve geldim."

Yüzü kasıldı Namjoonun söze nasıl giriş yapacağını bilmiyordu çünkü.

"Sen buraya geldiysen pek iyi şeyler olmamış demek ki"

"Öyle değil jimin..."

Biraz sustu namjoon.

"Sana bir iyi bir de kötü haberim var Jimin"

"İyiden başla Hyung. En son ne zaman iyi bir haber duydum hiçbir fikrim yok"

"Sana iliğini verecek birini bulduk"

Gözleri açıldı jiminin. Bu habere sevinmişti. Artık bu acıları çekmesine gerek kalmayacaktı. Herkes gibi olacaktı.
Eskiden "herkes" gibi olmaktan nefret ederken.

"Kötü haber ne peki?"

"Sana iliğini verecek olan kişi..
Kim Taehyung."

Her güzel şeyin bir sonu vardır.

****

Taemin:
Ne dedi Hyung
Sen yazmayınca ben yazayım dedim
Merak ettim
Azıcık

Namjoon Hyung:
Merak edilecek birşey yok
Hayır dedi

Taemin:
Bu çocuğun derdi ne amına koyayım
İyileşecek
Yürüyebilecek
Eski Jimin olabilecek
Ama hayır mı diyor
Ben
Ben anlam veremiyorum
Sonuç olarak Yoongi vermiyor
Eski sevgilisi veriyor
Onuda kandırdılar
Oda mağdur
Ben anlayamıyorum
Kafam almıyor Hyung

Namjoon Hyung:
Herşeyde haklısın
Ama iş çıkışı yanıma gel
Burdan söyleyemem çünkü
Önemli

Taemin:
Tamam
Gelirim
Ben bir de Jimine yazayım

Namjoon Hyung:
Sen bilirsin
Ama üzerine çok gitme

Mesajina -👍🏻- ifadesini bıraktı

****

Taemin:
Jimin
Nasılsın?

Jimin:
İyiyim
Sanırım

Taemin:
Canın yanıyor mu?

Jimin:
Jungkook'un yokluğu kadar değil

(Görüldü)

19:36

****

Boy Meets Evil {JiKook}Where stories live. Discover now