LXIV- ÖZEL BÖLÜM

3.5K 199 16
                                    

VOTE ATARSANIZ SEVİNİRİM ;)

🧿🧿🧿

Eylemden

Aylardır Dorukun evinde kalıyordum. Başka bi eve çıkamıyordum çünkü param yoktu. Çalışmak istiyordum Doruk izin vermiyordu. Gerizekalı neyim oluyorsa ?

Gene salonda Doruku bekliyordum saat gece yarısını geçmişti. Bazen çıkıp çıkıp gelmiyordu. Göreve gidip gelmediği oluyordu günlerce. Burası doğu değildi. Tabiiki güvenlik için korunuyordu ama göreve çıkmıyorlardı ve günlerce eve gelmemesinin sebebini bilmiyordum. Belkide sevdiği kadına gidiyordu, onun yanında sabahlıyor onun yanında yatıyordu bilmiyordum işte.

Kapının açılması ile o tarafa gözlerimi çevirdim. Beni görmemiş kendi kendine söyleniyordu. Kapıyı kapatıp bana döndüğünde durdu.
"Yatmamışsın?" Dedi sorarcasına. Omuz silktim. Yanıma sallana sallana geldiğinde burnuma alkol kokusu gelince yüzümü buruşturdum.

"Aptal mısın sen? İçmişsin!" Hiç duymamış gibi kendini yanımdaki boşluğa attı.

"Doruk kaç yaşına geldin eve bu saatte gelmeler ne?" Omuz silkti.
Ayağa kalktım hiddetle. "Bana omuz silkme Allahın cezası! Sen eve gelesiye kadar gözüme uyku girmiyo. Hoşuna mı gidiyo benim bu hallerim he?" Mayışmış gözlerini bana çevirdi.

"Ne bekliyorsun beni uyu işte." Umursamazca konuştu gene. Bu nasıl Üsteğmen olmuştu ki. O kadar umursamazdı ki beni çileden çıkartıyordu.

"DORUK KENDİNE GEL ARTIK!" Bağırmam ile şokla bana baktı. Hızla ayağa kalkıp dibimde durdu.
"Ben kendimdeyim zaten Eylem. Asıl sen kendine gel. Ne bu tavırlar?" Kaşlarımı çattım.

"Ne demek ne bu tavırlar? Sen önce kendi tavırlarına bak Doruk! Aylardır senin yanındayım bi 'siktir git' demediğin kaldı bana. Ya istemiyorsan sal beni be adam gideyim. Niye hâlâ yanında tutuyorsun beni. Niye geç geliyorsun eve, ne işin var bu saatlere kadar?"
Alayla güldü.

"Sanane Eylem sa na ne. Canım eve gelmek istemedi gelmedim. Canım bu evde uyumak istemiyo uyumuyorum.Rahat edemiyorum bu evde."
Sulanmış gözlerimi kırpıştırdım.

"Ben varım diye rahat edemiyorsun. Nerede kalıyorsun günlerdir? Yoksa hepimizden sakladığın aşkının yanında mı?" Kahkaha attı.

"Nerden uyduruyorsun bunları? Çok düşündün mü bunları?" Parmaklarını saçlarına geçirip çekiştirdi. "Gerçekten seni anlamıyorum Eylem."
Göz devirdim.

"Asıl ben seni anlamıyorum. Ne yapmaya çalışıyorsun, neden yapıyorsun seni anlayamıyorum. Gideyim diyorum bırakmıyorsun çalışayım diyorum çalıştırmıyorsun. Sen benden ne istiyorsun Doruk!" Kahve gözlerini yüzümde dolaştırdı. Bayık bakıyordu.

"Sadece yanımda olmanı." Güldüm. "Yanında olmam için önce senin eve gelmen lazım Üsteğmen.Malum gelmiyorsun." Güldü.

"Doruk en kısa sürede iş bulup bu evden çıkıcam. Sende çok değerli evine gelebilirsin. Başkalarında kalmana gerek yok." Ofladı.

"Başkası diye biri yok Eylem. Kim aklına sokuyo bunları bilmiyorum ama." Alayla güldüm.

"Niye benden saklıyorsun? Gizli gizli telefonda görüşmeler, telefonu kaçırmalar... daha sayayım mı?" Anlamsızca baktı. "Kimseyle konuşmadım ben Eylem. Ayrıca telefonumu da kaçırmıyorum."

"Ya çocuk mu kandırıyorsun sen? Bende seni özledimler, güzelim demeler..." şuh bi kahkaha attı. Çok güzel gülüyordu neyse nerde kalmıştık?

"Sen İremle konuşmalarımıza denk gelmişsindir." Alayla güldüm. "İrem abla bizim yanımızdayken onu arayıp özledim demen ironik."

Dudak büktü. "Güzelim bi İreme birde Gökçeye derim." Garip bakışlarımı görünce "Çatma kaşlarını. Gökçe kuzenimiz. Daha 15 yaşında Eylem ve asker olmak tek hayali. Her gün arar ve hayallerini anlatır. İremin düğününde de görmedin mi ki? Neyse açıkladığıma göre ben yatıyorum. İyi geceler." Yere sağlam basmayan ayaklarıyla adım atıyordu ki kolundan çekip bana döndürcektim ama sarhoş olduğundan mı yoksa istediğinden mi bilmiyorum bana savruldu ve göğüslerimiz çarpıştı.

Komutanım | TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin