Annem ise haftada 2 gün şirkete giderdi. Şirkette ona çok iş kalmazdı fakat salı ve çarşamba günü çok yoğun olduğu için gitmek zorunda kalıyordu.
Ben ise Mina ile evde veya arkadaşlarımla olurdum.
Mina ile dertleşirdik.. bazen birlikte şarkı besteleri yazardık. Dışarı çıkar ikimiz gezerdik. Kardeş günü yapardık. Gökyüzünü izlerdik. Gece hava almaya çıkardık. Öyle severdik ki gece gece sessizlikte yürümeyi...
O günlerin birdaha gelmeyeceği canımı acıtıyordu. Ama son kezde olsa o eve bir kere daha bakmak istiyodum. Bir daha mutlu anıların olamayacağı o eve.
Buna karar verince ayağa kalktım ve aşağı inip çıkışa doğru ilerledim. Eşyalarım hep oradaydı en azından onları alabilirdim.
Arkamdan seslendiklerini duyduklarında peşimi bırakmaları için onlara nereye gideceğimi söyleyecektim. Çünkü yine beni evden kaçmaya çalıştım zannedip kelepçelemerini istemiyordum.
Onlara doğru döndüm.
"Eşyalarımı alıp o güzel anıların geçtiği eve son kez bakmaya gidiyorum... merak etmeyin yine gelicem.."
•••
Tam tahmin ettiğim gibi evin her köşesi yaşanan anıları hatırlatıyordu bana. Ağlamak istemiyorum ama elimden bişey gelmiyordu. Onları koruyamadığım için çok kötü bir acı içindeydim. Ben onlara zarar gelirken nerdeydim?
Annem ve babamın odasına girdim. Annemin o kokusu... babamın gömlekleri... gözüme çarpmıştı. Onları şimdiden çok özlemiştim. Bizim ailemizi kim mahvettiyse aynı şekilde onlarında ailelerinin bozulmasını diliyorum...
Ne suçları vardı onların.. ne zararı dokunmuştu onlara.
"Sıçayım..." ellerimi saçlarıma geçirerek gözlerimi kapatmıştım.
Acaba ne zaman ölmüştüler. Ben Yeonjun'la ne zamandır çıkıyodum. Onlarla ne kadardır arkadaştım? Onları gerçekten seviyomuydum? Peki Yeonjun... onu gerçekten sevdiysem şu anda neden yüzüne baktığımda en ufak bir duygu hissetmiyodum.
Ailem dışında içe dönük bir insandım. Bazı arkadaşlarımla çok samimi olabiliyodum.
Annemle babamın yatağına oturarak etrafa baktım. Daha ölüm tarihlerini bile bilmiyorum. Annemin yatağın yanında katlanmış olan tişörtünü aldım ve kokladım.
Bu kokuyu birdaha asla alamayacaktım. Sehpanın üstündeki fotoğrafı aldım. Gözlerimden yaşlar süzülüyodu.
Birkaç dakikanın sonunda kendime gelebilmeyi başarmıştım. İkisininde kıyafetlerini bir valize koyup kaldırmıştım. Sonra kendi odama ilerleyip bütün eşyalarımı topladım.
Annemle babamın eşyalarını ihtiyacı olan insanlara verecektim. Bu evi ise... satmayı düşünüyodum. Evden kazandığım parayla kendime yeni bir ev alıp tek başıma kalacaktım. Çalışıp kendi paramı kazanıcaktım.
Okulumu tabikide bitiricektim.
Çocuklar hangi okula gidiyo?
Onlarla nasıl tanıştım?
Ne okuyorlar?
Belkide okula gitmiyorlardı bile. Aileleri yok muydu?
Bunların hepsini öğrenicektim. Onları baştan tanıyacaktım. Biliyorum hafızamı kaybettim ama sonuçta kandırıyo olabilme ihtimalleri var dı.
YOU ARE READING
Memory Game | Choi Yeonjun
Fanfiction"Bazen herşeyi unutmak ve tekrar başlamak gerekir..." ~Choi Yeonjun gözlerini hiç bilmediği bir evde açan ve karşısında hiç tanımadığı 5 çocuğu gören Eunhwa kendisine sevgilisi olduğunu ve ailesinin öldüğünü söyleyen bir çocuk ve en yakın arkadaşı...
' , •2• , '
Start from the beginning
