25. BÖLÜM: OBUR KURT ve LEYLEK

38.3K 4.8K 5.1K
                                    




Herkese merhabalar.

Şimdiki zamana geçmiş bulunuyoruz...

Bölümün ismini değiştirdim çünkü aslında bölümü yazmayı bitirmedim ama birkaç saat daha süreceği için bölmeye karar verdim. Bu bölüm sadece Sidra ve Lu yüzleşmesi ile bırakmak daha doğru geldi. Sonraki bölümde olaylarla devam edeceğiz...

Keyifli okumalar diliyorum, bölüm sonunda görüşmek üzere.

Yıldızımızı parlatmayı unutmayalım lütfen^^

NP: Jaymes Young, Infinity

CDKV'da daha önce:

Geçmiş zamana geçmeden önceki son bölümde Daren ve Nova bebeklerin ziyaret Sidra ve Luzia çatırdamasında epey şey değiştirdi aslında. Ahşap atölyesinde geçirdikleri keyifli günün ardından ikilinin bir hayli yakınlaşmasını okuduk ve hatta Sidra artık tam da Luxuria da Luxuria demeyi bıraktı derken Vaha bombayı patlattı. Vampirler saldırıya geçince insanlar için sokağa çıkma yasağı ilan edilerek alarm verilmişti. Luzia ve Sidra Reyna ve Vaha'nın yanına giderken, Luzia sonunda büyük sırrı yani Luxuria'nın aslında Sidra'ya ihanet etmediğini onu koruduğunu itiraf etti. Bu yeni bilgiyle bir hayli sarsılan Sidracığım tam kendinden geçmişken saldırıya uğradılar. Akil Akmaner yani vampir avcılarının lideri onu öldürmese de epey yaralayacak bir silahla saldırdı. Ondan kurtulup Vaha'nın evine ulaştılar ama orada da durum pek iç açıcı değildi çünkü Reyna ölümcül şekilde yaralanmıştı. Çünkü bizim korkunç vampir örgütü liderimiz Herakles kasabanın asıl vampir lideri Vaha'ya ya adam gibi vampirlere liderlik et ya da ben ettiririm dedi, vampir liderin insan sevgilisi mi olur ya onu vampir yap ya da öldürürüm dedi ve Reyna bu şekilde yaralandı. Vaha abimiz bu duruma çok öfkelendi tabii ama Herakles de öyle her yiğidin öldürebileceği bir vampir değil, baba vampirlerden ve onu öldürebilecek özel bir hançer var. Bak sen şu işe ki o hançerin yerini de sadece Luxuria biliyor. İşte bütün olay da burada patladı. Vaha aslında yıllar önce on yedi yaşında geçmiş hayatını hatırlayan Luzia'mıza her şeyi unutturacak şekilde telkin etmiş. Ama şimdi Reyna'ya duyduğu aşk ve intikam hırsı Luzia'mızı harcadı ve her şeyi hatırlattı. Luzia bir beyin sarsıntısı olmasa da hatıra ve benlik sarsıntısı geçiriyor diyebiliriz. İşte tam da oradan, kaldığımız yerden devam ediyoruz aşkolar.

**

Yeniden onun karşısına geçtim.

"Acıtıyor değil mi?" Bıçağı biraz daha bastırdım. "Bana söylediğin son şeyi hatırlıyor musun?" Parmaklarımı dudaklarının üzerinde dolaştırdım. "Hala kulaklarımda." Bıçağı çekip çıkardım, gümüşe buluşan metali dilimin üzerinde gezdirip dudaklarımı birbirine bastırdım.

"Şuna bak, demiştin." İşaret parmağımı kalbinden kan akan o yere batırdım. "Canavarın da kalbi varmış."

**

"Luzia," dedi gözlerini kapatarak. Bir an sadece bir an için affetmek çok kolaydı. Beni görmediği zaman ona bakmak kolaydı. Gözlerine bakmadığım zaman her şeyi unutmak kolaydı. Luzia, doğru. Ama şimdilik değil.

"Cık cık cık," dedim ellerimi arkamda birbirine kenetleyip. "Luxuria Cor Victoriam, Kont Dekalton."

İsim ne içime sindi ne de dudaklarımda eğreti durdu. Her bir zerremle allak bullak oldum. En çok şimdi kaçıp gitmeliydim. Kaçıp gitme isteği hiç bu kadar kuvvetli olmamıştı ama ben de kaçarsam geriye kim kalırdı?

"Luzia," diye tekrar etti.

Şimdi de benim mi yasımı tutuyordu? Onca zaman sonra, onca şeyden sonra şimdi de Luzia olmamı mı istiyordu?

CANAVARIN DA KALBİ VARMIŞHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin