Bölüm 2

49 13 27
                                    

İyi okumalar🤍

Günümüz
S.Korea, Seoul
5 Nisan 2023

"Diyorum ki, terfiisini yeni alan biricik hyungumuzu kutlamak için ufak bir parti düzenleyelim," demişti Taehyung masanın ortasında pişmekte olan bifteklere büyük bir açlıkla bakarken. Karın gurultusunun çevrenin kalabalık olması sayesinde duyulamayacak oluşu onun için büyük bir avantajdı.

"Oh, olabilir," Jimin masa köşesinde duran maşayı alarak kızarmakta olan biftekleri çevirmeye başlarken kaşla göz arası biricik hyunguna baktı. "Ne dersin, Namjoon hyung? Böyle şeyleri sevmediğin için pek ısrarcı olmak istemem ancak bir şekilde kutlamak istiyoruz. Senin fikrin daha önemli."

"Taehyung'un bunu isteme nedeni okulunu asabilmek için." Yoongi'nin söylediği pervasız sözler yüzünden tüm gözler ona dönmüştü. O ise her zamangi bezgin tavırlarıyla oturduğu sandalyeye rahat olacak şekilde yayılmış, Jimin'in özenle pişirdiği biftekleri seyrediyordu. Taehyung'un ağzı içerlemiş şekilde açılırken mızıklanarak "hyung!" Demişti buna cevaben. Yoongi oralı bile değildi.

Jimin ve Namjoon ikisinin, daha doğrusu Taehyung'un tek taraflı yaptığı atışmayı izlerken gülmekle yetinmişti. Jimin, tatlı olduklarını düşünerek gülerken Namjoon pek öyle değildi. Gözlerini devirerek sunduğu sıkılgan çıkan kısa süreli gülmeyi baş sallaması takip etmişti. Her zaman ikisi arasında başlayan bir atışma döner dururdu ortamda. Yoongi laf atar, Taehyung ise ufak çocuklar gibi söylenir dururdu.

Çocuksu dörtlü arkadaş grubunun en büyüğü kendisiydi. Aynı zamanda en ağır başlısı ve sorumluluk sahibi olanı da. Ekonomi okumuş ve yüksek dereceyle mezun olmuştu. Girdiği işinde ise 27 yaşında en büyük terfiiyi alarak çalışan yaşıtları tarafından kıskanılan bir pozisyona geçebilmişti.

Birbirine yakın yaşlardaki arkadaşları ise hâlâ üniversite okuyordu. Min Yoongi ise okuduğu bölümü son senesinde bırakıp sokak çalgıcılığı yapmaya başlamıştı. Part time işiyle birlikte çalgıcılık sayesinde kazanbileceği bir miktar parayla piyano alıp yetenek sınavlarına girebilme hayali vardı. Geçmişte yaptığı hatalar yüzünden attığı adımlar fazlasıyla korkaktı. Daha 17 yaşındayken yetenek sınavına girme kararı almıştı ancak yaşadığı aile baskısı, üzerinden tüm yardımların çekilmesiyle sonuçlanınca çalışamadığı sınavda panik atakları tuttuğundan batırmıştı. 9 sene sonra, 26 yaşında ise cesaretini fazla olmasa da toparlamaya başlamıştı. Yaşadığı onca eziyete rağmen mutluydu yine de. Ayakta kalabilmesine imreniyordu Namjoon zaman zaman. Ben bu kadar şeyi yaşasaydım muhtemelen silinip giderdim. Hayatımda pek zorluk yoktu benim için.

Jimin ise hemşirelik okuyordu ve her dönemini ufak düşüşler dışında yüksek puanla bitirebiliyordu. Babaannesine de vaktinde hastane işleri için yardım ettiğinden dolayı daha fazlasını yapma isteğini aşılayan yegâne neden bu olmuştu. Gruplarının en naifi, en düşüncelisi ve güleryüzlüsü hep o'ydu. Kimseye ondan çok yakışamazdı muhtemelen bu meslek.

Taehyung ise ailesi zengin olduğundan dolayı üniversite işlerini pek tınlamazdı. Aile baskısından kaçabilmek için farklı şehirden hiç bilmediği bir devlet üniversitesini yazıp buralara kadar gelmişti. Tabii, sonuçlar açıklandıktan sonra zengin aile dayağı yiyip tüm mal varlığından men edilmişti. Gitse ailesi onu muhakkak geri alırdı yanlarına çünkü tek oğuldu. Eninde sonunda geçmek zorundaydı şirket başına. O da bunu bildiği için fazlasıyla rahattı.

Celestis | NamjinWhere stories live. Discover now