Bölüm 38

800 63 0
                                    

Keyifli okumalar ballarım ♥︎
•••

|SOLITUDE|
→Bölüm 38

"Tamam," diyerek kabul ettim en sonunda, Ateşin konuşmak konusundaki ısrarlarını. "Konuşalım."

"Ben daha fazla uzatmak istemiyorum, benden tamamen koptuğunu artık kabul ediyorum. Zaten gelme nedenim, vedalaşmaktı. Okulumu değiştiriyorum, henüz il değiştirme gibi bir ihtimalim yok ama bundan sonra kolay kolay beni görmezsin. İstediğin gibi olur her şey. Vazgeçmişsin zaten benden." Dedi omuzları düşük, olanları kabullenmiş gibi. Bakışlarım beyaza benzeyen saçlarına kaydığında yutkundum. Vazgeçmek aklıma bile gelmemişti.

"Ama ben seni çok seviyorum Ayza, gerçekten. Saçmaydı biliyorum, özür dilerim ama ne yaptıysam seni sevdiğimden yaptım. Benim yüzümden daha fazla yara alma istedim. Gerçekten özür dilerim, buraya kadar geleceğini bilsem yapmazdım. Bizden vazgeçeceğini bilsem aklımdan bile geçirmezdim. Seni seviyorum, seni hâlâ çok seviyorum. Bunun için de özür dilerim," derken sesi titremişti. Bana bakmak yerine başını eğip yere odaklanmayı seçtiğinde sesimi çıkarmadım. Ateşin beni sevdiği konusunda bir şüphem yoktu zaten. Sadece, kırılmıştım işte, beraber geçirebileceğimiz onca zamanı hiç etmesinden nefret etmiştim.

"Bizden vazgeçmedim," diyebildim en sonunda. Kimsesiz birisinin ailesine katılırsanız sizden kopamazdı. Ateş kısa sürede benim ailem olmuştu zaten, istesem de vazgeçemezdim ki.

"Ne?" Diye sordu, başını kaldırarak. Omuz silktim, ben onun yaptığını yapmayacaktım. Aşkta gurur olmaz diye boşuna söylememişlerse ben de gururu atardım kenara. Ben onun gibi bundan sonraki vakitlerimizi daha fazla harcamayacaktım.

"Duydun işte, çok kırıldım. Sensiz geçen tüm günlerimden nefret ettim, gururuma yediremedim, kendi salaklığıma; o kazaya sövdüm, hatta kendimden bile nefret ettim ama bitiremedim işte. Ne olursa olsun ne kalbimde ne de beynimde bizi bitiremedim. Ateş sen benim vazgeçebileceğim birisi değilsin. Sen ve ben, biz olduğundan beri bir parçam kabul ettim seni. Senden nasıl vazgeçebilirim, sen ben yalnız başımayken dünyamda tek başına bir ülke kurmuşken?" dedim tek solukta.

Tamam; yapmıştı büyük bir hata ama oturup uzun uzadıya düşününce fırsatım olsaydı ben de yapardım, onu sürekli bir acıya maruz bırakmaktansa. Ve Ateşin o zamanki psikolojisini düşününce kızamıyordum. Kabul ediyorum, böyle bir şeyi affetmek gerçekten aptallık. Ama olsun, içimden geleni yapacaktım, sonrasında pişman olursam da üzülecektim, şimdi bu küslüğe devam edersem de. Bu yüzden neden affetmeyeyim ki?

"Ciddisin?" dedi sessizce, emin olmaya çalışarak. Başımı salladım bu defa, hiç olmadığım kadar ciddiydim şuan. Derin bir nefes verdi ve bana mı öyle geldi bilmiyorum ama gözleri tekrar ışıldamaya başladı.

"Peki, o zaman sana sarılabilir miyim?" diye mırıldandı umutla. Hiç düşünmeden kollarımı iki yana açtığımda karşımdaki yerinden kalkıp yanıma oturdu. Hızlıca kollarını bana sararken, başını saçlarımın içine görüp derin bir nefes aldı. "Yemin ederim öyle böyle özlememişim." dedi kollarını daha sıkı sararken. Ben de başımı omzuna yaslayarak gözlerimi kapattım. Bende. Bende çok özlemiştim.

***

"Nerede olacak peki?" diye sordum telefonun karşısındaki anneme.

"Rezervasyon yaptırdım bir restoranda. Adalı da Araz abin getirir. Nasıl ikna edeceğini bilir o." kıkırdayarak başımı salladım. Kesinlikle, kabul etmezse bile Araz abim ensesinden tutup arabaya attığında ikna olurdu Adal.

"Tamamdır ben önce eve uğrayıp sonrasında gelirim. Konumu atarsın sen bana." dedim ekrana bakarak onaylamasını beklerken. Adalın hediyesi evdeydi, ayrıca telefonumun şarjı da çok az kalmıştı. Bir powrbang almazsam yanıma beni yarı yolda bırakması çok olası gözüküyordu. Annem başını salladı ama sonrasında dudaklarını araladı, birkaç saniye bekleyip konuşmaktan vazgeçince, "Dinliyorum," dedim söyleyeceği şeyi tahmin edebildiğim için.

SOLITUDE (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin