Bölüm 34

1.3K 130 13
                                    

Ayh finale az kalmış gibi hissediyorum.

Keyifli okumalar ballarım 🤭💋

^^
|SOLITUDE|
→Bölüm 34

1 Hafta Sonra;

Sağ elimi kıvırcık tutamlarım arasından geçirerek saçlarımı havalandırdım.

Saçlarımı lastik bir tokayla bağlayıp beyaz spor ayakkabılarımı elime alıp kaldığım odadan çıktım. Uzun merdivenlerden salona inerken yengemi bulmak için etrafa da bakıyordum.

Mutfaktan gelen seslerle ayakkabılarımı kapının önüne bırakıp oraya yöneldim. Yengem çoğunlukla olduğu gibi yine birşeyler hazırlıyordu. Burada kaldığım bir haftada öğrendiğim en önemli şey, yengemin nefesinin yemekler olduğuydu. Her gördüğümde yemek yapıyordu. Zaten evde de bir aşçı yoktu. Çalışmadığından yemekleri kendisi yapıyordu. Ve bunu sevdiğine fazlasıyla eminim.

"Kolay gelsinn," diye şakıyarak içeri adımladığımda başını bana çevirerek kocaman gülümsedi, "Sağol kuzumm," elimdeki çantama bakıp tekrar bana döndüğünde, "Dışarı mı çıkacaktın?" diye sordu. Başımı sallayarak, "Biraz dolaşayım diyorum. Hazır Aras henüz gelmemişken günün tadını çıkarayım biraz." Aras şu bir haftadır her gün gelip benimle konuşmaya çalışmıştı. Odama onu almayınca kapının önüne oturup bana birşeyler anlatmıştı. Bazen yumuşayacak gibi olduğum olmuştu ama hemen affetmemek konusunda olan ısrarımı hâlâ sürdürüyordum.

"Sen nasıl istersen Ayzacığım. Ama üzerine bir ceket al istersen, hava serin gibi duruyor." Okulun açılmasına hâlâ haftalar vardı ama hava hâlâ oldukça güzeldi. Ara sıra serinlemesi dışında tabii.

Başımı sallayarak mutfaktan çıktığım sırada, "Evden uzaklaşırsan Bora abini ara o alır seni," diye seslendiğinde, "Tamamdır," diye bağırdım.

Portmantoda duran Baran'ın ceketlerinden birisini alıp tişörtümün üzerinden giydiğimde ayakkabılarımı da hızlıca ayağıma geçirip dışarı çıktım.

Tam olarak dışarı çıktığımda bahçe kapısını güç bela kapatarak soluklandım ve kulaklıklarımı takarak dolaşmaya başladım.

Ayazlarla da çok az görüşüyordum günlerdir. Onları özlemiştim ve kendimi bazen yalnız hissediyordum. Sanırım bunun asıl sebebi Demirdi. Beni hiç yalnız bırakmayarak kendine alıştırmıştı ve şimdi ondan bu kadar uzak olmak kimsesizmişim gibi hissettiriyordu.

Bu yüzden Demiri görmeyi hiç istemiyorum, onu hemen affederim. Buna eminim ve yapabildiğim tek şey kendimi ondan da diğerleri gibi uzaklaştırmak.

Etrafta boş boş dolaştığım sırada kulaklarımın içinde bir cızırtı yayıldı. Cebimde duran telefonun ekranına bakınca gülümseyerek aramayı yanıtladım.

"Alo?"

"Merhabalar efendim, dünyamın en güzel kızı ile mi görüşüyorum?" Kıkırdayarak omzumu silktim, "Sanmam. Bunun için annemle görüşmeniz gerekir."

"Hey, ikiniz de benim en güzelimsiniz. Bunu bilmen gerekiyordu." dediğinde güldüm, "Bir dahaki sefere aklımda bulunur kaptan." O da benim gibi gülerken, "Napıyorsun bakalım?" diye sordu.

"Napayım Adalım, dışarı çıktım biraz dolaşıyorum." Annem hepsine olayı anlatmıştı. Onlar da benim gibi Arasa mesafeli gibiydiler. Dahası Ayaz Demirle kavga etmeye de çalışmış, defalarca eve dönmem konusunda ısrar etmişti. Annem de evde çoğu vaktin neşesiz geçtiğini söylüyordu. Babam ise evin mutluluk kaynağının ben olduğumu.  Ben yokum diye bu kadar üzüleceklerini beklemiyordum aslında. Bu beni mutlu etmedi dersem yalan olur.

SOLITUDE (Tamamlandı)Where stories live. Discover now