Bölüm 16

3.6K 357 96
                                    

Medya; Ayza ve Merkür

Okuyacak kitap bulamıyorum ya, beğendiğiniz kitaplar var mı? Kurgu fark etmez.

Bu arada 100K olduk 🎉🎉

Keyifli okumalar minnoşlar 💙

🐾

|SOLITUDE|
→Bölüm 16

"Abicim?" Başımı kaldırıp sessizce odaya giren abime baktım, "Efendim abi?" Elindeki siyah alışveriş poşetini bana uzattı, "Lazım olabilir diye birkaç kıyafet getirdim Demir'e." Kocaman gülümseyerek poşeti aldım, "Teşekkür ederim."

Biz kafedeyken Demir'in sinir krizi geçirdiğini anlayan birkaç kişi ambulans çağırmıştı, Demir her ne kadar iyiyim dese de hastaneye getirip bir serum takmışlardı. Demir de yorgunluktan uyuya kalmıştı.

Şu an bu durumda olmayı hak etmiyordu.
Bu güne kadar yaşadığı şeylerin hiçbirisini haketmiyordu.

Kartal ve Aslan Ayaz'a benim telaşla okuldan çıktığımı söyleyince hepsi sürekli aramıştı, ben de en sonunda olanları anlatıp hastanede olduğumuzu söylemiştim. Hemen gelmişlerdi ve dışarda bekliyordu kalabalık yapmamak için.

Abim gülümseyerek sandalyelerden birisine oturduğunda elimdeki poşeti masanın üzerine bırakıp parmağımın ucuna krem aldım.

Oturduğum yerde yavaşça Demir'in soyulmuş parmak boğumlarına krem sürdükten sonra hâlâ oturan Aras abime döndüm, "Onlara yardımcı olabiliriz değil mi?" Bakışları bendeyken başını salladı, "Araz'ın fakültesinde işinde iyi olan avukatlar öğretmenlik yapıyor, şirket avukatlarıyla birlikte yardımcı olurlar."

Başımı salladım, "Güneşi alamaz yani?" Gülümseyerek o da başını salladı, "Hukuk hakkında fazla bilgim yok, ama çocuklar 6 yaşına kadar boşanmalarda anneye veriliyor diye biliyorum. Ayrıca söylediğine göre babası çocukların velayeti hakkında şu ana kadar bir talepte bulunmamış bu da hakimin görüşünü etkiler. Hem artık bu davalarda çocukların da fikirlerini alıyorlar, Güneş annesi ile kalmak isterse adamın hiç şansı olmaz." Rahatça oturduğum koltukta geriye yaslandım, Güneş benim de kardeşimdi ve ondan bende ayrı kalmak istemiyordum.

🐾
  

"Sinirimi bozma adam!" Diye söylendim bir kez daha.

Elini alnına doğru kaldırdı, "Doğru, senin boyun minnak olduğu için sinirin buraya çabuk geliyordu, unutmuşum." Kendi yaptığı soğuk espriye kendisi gülerken sinirle bir nefes aldım.

Demir'i alın Güneş'i verin ya bana, o bundan daha fazla aklı başında yeminle.

"Bak kardeşim, güzel kardeşim. Niye zorluyorsun anlamıyorum ama kendine gel."  Gülerek elimdeki ilacı aldı, "Uzun zamandır seni sinir etmiyordum, iyi geldi."

Başımı iki yana salladım, artık kabul etmiştim iflah olmaz bir velet olduğunu.

Abim, babasının Güneşi alamayacağını kesin bir şekilde anlattığında çok rahatlamıştı. Bir süre sonra da hiçbir şey olmamış gibi yapmaya başlamıştı, her zamanki gibi.

"Laptopı ver bari, sıkıldım." Masanın üzerinde duran bilgisayarı alıp uzattım. Sırıtarak elimden aldı.

İşlerinde beni kullanmak hoşuna gidiyordu üşenist beyefendinin.

SOLITUDE (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin