"Bu okulda her şeyi yapmakta özgürsün fakat karşıda ki şeytan okuluna asla yaklaşmayacaksın ve bir şeytan ile ilişkiye giremezsin."
"Peki bunları yaparsam ne olacak?"
"Tanrı seni tamamen yok edecek."
Başlangıç: 24.03.2023
Bitiş: 09.07.2023
Jimin şeytanın söylediği kelimelerden oldukça etkilenmiş ve kafası ile onaylamıştı. Aklına şeytanın kendisine dokunduğu geldi. Ambrosia kurallarına göre bir şeytan ile asla temas halinde olunmaması gerektiğini söyleyen bir cümleyi hatırladı. Şeytan kendisine dokunmuştu. Dokunmaktan kastı sadece belini tutmuştu ama şuana kadar bir yasak göremiyordu.
''Sanırım sana gerçekten inanıyorum Yoongi hyung.''
Yoongi gülümsediğinde meleğin tam karşısına geçti. Kendi sınırını bırakarak meleklerin ait olduğu sınıra tekrar gelmişti. Karşısındaki güzel melek ile aralarında o kadar da fazla mesafe yoktu. Jimin şeytanın verdiği nefesi nerdeyse yüzünde hissediyordu. Asla rahatsız olmamıştı. Aksine hoşuna gitmişti. Ona bu kadar yakın olmak kendisine gerçekten iyi gelmişti.
''O halde benimle tüm yasakları göze alarak vakit geçirmeyi ister misin?''
Jimin kafasını hafif kaldırarak şeytanın yüzüne bakındı. Onun ciddi halini görünce kocaman yutkundu. Evet demek istiyordu. Lideri Jeon Jungkook ona tüm şeytanlar kötüdür ve sizi kandırmaları iki saniyelerini almaz demişti. Jimin bu yüzden biraz da olsa korkuyordu. Kandırılmaktan nefret ederdi. Alaydan ve ezilmekten de nefret ederdi. Sadece şeytanın bu konuda gerçekten ciddi olmasını istiyordu ve de gerçekten ciddiydi.
Küçük melek kafası ile onaylayarak şeytanın teklifini kabul etmişti. Sonunda sevindiği tek şey hayatında daha farklı şeylerin olacağı idi. Tabi ki de şeytan ile de vakit geçirmek istiyordu hatta onunla çok eğleneceğini hissediyordu. Hislerinde yanılmayacaktı Jimin. Onun hisleri her zaman kuvvetliydi.
Şeytan onu ürkütmemek adına yavaşça iki adım geriledi. Ne de olsa yüzüp yüzüp kuyruğuna gelmişti ve bu meleği küçük bir hata ile kaybetmek istemiyordu. Meleklerin güvençleri kırıldandı. Ufak bir şeyde kırılırlar ve onların gönlünü almak içinde artık geç kalmış olursun. Yoongi bunu yapmak istemiyordu. Ona ilk günden bu kadar yakın olması bile erkendi.
"Şey... Acaba kanatlarına dokunabilir miyim? Çok güzel duruyorlar da.” Jimin ufak bedenini sallayarak heyecanla bekledi. Onun kanatlarına gerçektende dokunmak istiyordu Jimin. Onu ilk gördüğü günde bile ilk dikkatini çeken o siyah kanatları olmuştu. Meleklerin kanatları gibi değildi. Olağanüstü bir şeydi bu.
"Tabi ki dokunabilirsin.”
Jimin heyecanla iki adım atarak şeytanın yüzüne bakındı ve yavaşça bir elini kanadına doğru yaklaştırdı. Heycandan adeta nefesini tutuyordu ve boğulacak gibiydi. Alt tarafı kanadına dokunacaktı ama bu kadar heyecanlı olması garipsemesine yol açmıştı. Küçük melek titreyen elini yavaşça kanada koydu ve dişini alt dudağına bastırdı. Bir şeytana göre oldukça bakımlı ve yumuşacık bir tüyleri vardı kanatlarında. Ayrıca kokusu da çok hoştu. Buruna kadar işliyordu. Meleğin küçücük kanatları karışısında onun iki katı kanatları olan bir şeytan duruyordu. Jimin bir an aklından şeytanın kanatları ile kendisini sarmalamasını düşündü. Bu düşünce onu aşırı derecede hoşlandırmıştı.
"Çok hoş kanatların var." Jimin titreyen elini kanatlardan çekerek arkasına saklamıştı. Bedeni istemsizce tekrardan iki yana sallanırken Yoongi güldü ve dişini hafif alt dudağına bastırdı.
"Bende sana dokunabilir miyim?”
Jimin'in küçük gözleri hafif büyüdüğünde bedenini sallamayı bıraktı ve şeytanın yüzüne bakındı. Kalbi hızla çarpıyordu ve kalbinin atışlarını şeytanın duymamasını diliyordu. Çünkü kendisi bile buradan duyuyordu. Evet kendisine dokunmasını istiyordu. Birbirlerine dokunarak belki tanışabileceklerini düşünüyordu Jimin. Hatta belki yasakları bu şekilde yavaş yavaş yok ederek.
Küçük melek kafası ile onayladığında Yoongi gülümsedi ve yavaşça elini kaldırarak meleğin saçlarına koydu. Ağır hareketler parmakları ile meleğin önce saçlarını hissediyordu. Onun o yumuşak ve çiçeksi kokusu olan saçlarını hep dokumak istemişti zaten. Özellikle parıl parıl parlayan sarı rengi. Şeytanın eli yavaşça aşağıya kayarak meleğim yüzünde durdu. Onun o narin tenini hissetmek istiyordu. Yumuşacık ve pürüzsüz yüzü. Hafif bir tombulluk vardı ve Yoongi onun yanaklarını ısırmamak için direniyordu resmen.
Melek yüzündeki ele bakınmaya çalıştı. Onun uzun parmakları yüzünü kalmış ve kaybolmuştu. Okşuyordu narin bir şekilde ve bu da Jimin'in hoşuna gidiyordu. Yoongi'nin dudakları hafif aralanmışn ve meleğin o güzel gözleri ile temas kurmuştu.
"Birbirimize dokunuyoruz."
Jimin kafası ile onayladı ve utanarak elini yüzünde ki ele koydu. "Evet dokunuyoruz ve hala bir şey olmadı.”
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.