[5] Sense of Curiosity

Start from the beginning
                                        

Yoongi yavaşça meleğin beline elini koyarak onu meleklerin ait olduğu sınıra geçirdi ve kendi de şeytanlar yerine geçti. ''Şimdi ikimizde ait olduğumuz yerdeyiz.'' 

Jimin belinde olan ele karşı ateşler içinde yanmaya başlamıştı. Resmen şeytanın dokunduğu her  yer yanıp kül oluyordu. Yavaşça belindeki elden kurtulmak için geriye doğru adım attı ve kafasını eğdi. Yoongi siyah kanatlarını hafif açarak gerdi ve meleğe gülümseyerek bakındı. Melek hala kafasını yerden kaldırmayıp utançla bekliyordu. Onu görmeyi istiyordu fakat bu şekilde değildi. Bu kadar utanmamalıydı çünkü Jimin'in utanmak gibi bir yapısı yoktu. Her zaman doğal davrandığı için hiç bir şeyden asla çekinmez ya da utanmazdı. 

''Galiba utangaç bir yapın var.'' Şeytan sırıtarak meleği tekrar baştan aşağı süzdü. Sarı saçları ağaçlardan vuran güneş ışığı ile parıldıyorlardı. Küçük tatlı boyu ve kıvrımlı vücudu. Onu şimdiden arzulamıştı şeytan. Evet daha ilerisini de düşünüyordu. Sonu ne olursa olsun bunu yapacaktı. Meleği kendine aşık ederek onu kendine çekecekti ve tüm yasakları beraber hiçe sayarak çiğneyeceklerdi. Jimin ise meraklı bir tarafı olduğu için şeytan ile yapacakları her şeyi sorun etmeyecek gibiydi.

''Ah hayır aslında böyle utangaç değilim. Sadece senin yanında oldu sanırım.'' Jimin gülümseyerek kendini toparladı ve ellerini arkaya atarak ayak parmak uçları ile hafif zıpladı. Yoongi buna kıkırdayarak hafif saçlarını geriye doğru attı. Belki ona yasaklarda bahsedip, kuralları önemseyip önemsemediğini öğrenebilirdi. Ona göre hareket etmesi daha doğru olurdu. Gerçi her melek kuralları önemserdi ve küçük meleğin okula yeni başlaması onu yasaklar korkutarak kuralları dinlemesi gerektiğini düşünmüşte olabilirdi. Ama Yoongi bu meleği kandırması sadece iki saniyesini alırdı. Saf ve temizdi. Kendisine inanacağını çok iyi biliyordu.

''Peki kurallar ve yasaklar hakkında ne düşünüyorsun güzel melek?'' Şeytan ona ciddi bir ifade ile bakarken karşısındaki meleğin yüzünü buruşturduğunu gördü. Jimin buna omuz silkerek ellerini arkadan çekmişti.

''Kurallar ve yasaklar çok saçma. Bu evrende her varlık özgür olması gerekiyor ve ben özgürlüğüme düşkün bir meleğim. Evet sana garip gelecek ya da beni çok tuhaf bulacaksın. Ki içinden de diğer melek gibi değilsin dediğini de tahmin edebiliyorum. Benim yapım bu şekilde.''

Yoongi göz bebeklerini büyüterek kıkırdadı ve kafasını iki yana salladı. ''Biliyor musun benim için fark etmez. Bende özgürlüğü seven biriyim ama yanımda da özgürlüğünü düşünen birini de isterim.'' Yoongi iki adım daha atarak meleğe yakın olmaya çalıştı. Jimin ise şeytanın geldiğini fark etmiyordu. Bu konu onu o kadar çok sarmıştı ki karşısındaki bedenin tehlikeli bir şeytan olduğunu unutmuştu.

''Yani, bence ikimiz takılırsak bir sorun olacağını düşünmüyorum Yoongi hyung. Sonuçta ikimizde özgürlüğümüze düşkün bireyleriz.'' Jimin utana sıkıla konuştuğunda istemsizce gülmüştü. Şeytanın tepkisi onu daha da çok güldürüyordu. Jimin artık şeytanların zararsız bir varlık olduğunu anlamıştı. İçinde biraz da olsa korku varsa bile şimdi tüm korkuları yok olmuştu. İçindeki tüm belirsizlikler de gitmişti. 

''Bende bir sorun olacağını düşünmüyorum güzel melek. Bak o kadar birbirimizin ait oldukları sınırı geçtik ama hiçbir şey olmadı. Olamazda. O saçma kurallar ile sizi korkutmaya çalışıyorlar. Sen sakın bu saçma kurallara kulak asma. Sadece özgürlüğüne düşkün bir melek olamaya devam et. Emin ol bu seni daha da çok mutlu edecek. Kurallar ve yasaklar mutsuzluktan başka bir şey getirmez.''

mockingbird ㄨ yoonmin ✓Where stories live. Discover now