5.Bölüm İmkansız Soru

86 66 4
                                    

Bölümü oylarsanız ve beğenirseniz sevinirim.🖤

♤♡♤♡♤♡♤♡♤♡♤♡♤♡♤♡♤♡♤

      Bir gün önce Lina ile başımıza gelenleri kabullenemiyordum. Kabullenmek istesem bile kabullenmemek için direniş gösteriyorum.  Fakat Ay hakkında düşüncelerimi ise kanıtlamak istiyordum. Kanıtlamak için delil lazım ama onunla ilgili bir şeyi kanıtlamak isterken başkalarına delillerden bahsetmek istemiyorum. Çünkü ya ruhu iyiyse ya da o da derin, keskin yaralar alıp duygusuz birine dönüştüyse Ay'ın ruhu niye duygusuz olabilir çünkü Ay kendi ruhunun içinde bile yalnız. Hiç kimseye ruhunu açmıyor, olabilecek her şeye alışmış. Yani olmak istesem ben bile bu kadar duygusuz olamam ama koskoca bir hayal kırıklığı olabilirim. Beni en çok yansıtan şey bu çünkü.

     Ve okulumun ikinci günü yine Lina ile keyifli gine konuşarak sınıfımıza gittik. Size sınıfımın adını söylemeyi unuttum kusura bakmayın 12-C.  Sınıfımız en zeki sınıflardan biri ve ben sınıfta kimlerin olduğunu pek umursamadığımı fark ettim şimdilik. Çünkü çoğunlukla Ay ile ilgili düşüncelerimde takılı kalmıştım. Ama gerçekten önceden de söylediğim gibi Ay'ın sakladıklarını eninde sonunda öğrenecektim. O söylemekten sırlarını kaçsa bile. O sırların ruhunda derin kesikler açmasına rağmen.

    Ve sınıfa matematik öğretmenimiz Seda Hoca gelmişti. Hemen bizde sınıftakiler olarak konuşmayı kesmiştik. Okulda ikinci günümüz olmasına rağmen Seda Hoca'yı hepimiz o kadar çok sevip benimsemiştik ki ona olan saygımızdan ve sevgimizden ödün vermiyorduk.

     Tahtada Seda Hoca bize bir tane soru sormuştu ve sorumuz x ve y nin değerleriydi.  Fakat soru o kadar karmaşıktı ki sorunun cevabını hiçbirimiz bulamamıştık.  Eninde sonunda biz hiçbirimiz sorunun cevabını bulamamıştık ama Ay'ın parmak kaldırmasına şaşırmıştım.  Soru imkansız gibiydi.  Seda Hoca Ay'ı soruyu çözmesi için kaldırdığında ve Ay soruyu detaylı anlattığında hepimiz şoke olmuştuk.  Çocuk maşallah Einstein gibi bir şey çıkmıştı.  Ay imkansızı bulmayı başarmıştı.  Ve ben onun bu hareketine karşılık sevinmiştim.  Kendim yapamama rağmen...

     Seda Hoca diğer soruda ise beni kaldırmıştı ama soru geçen sorunun benzeriydi ama yine de zordu.  Yapamayacağımı bile bile ayağa kalktım.   Tahtaya çıktığımda soruyu iki kez gözden geçirdim.  Ve de maalesef ki herkes bana bakıyordu. Utandım ama Ay'ı gördüğümde ondan ilham aldım ve beynimde şimşekler çaktı.  Hemen sorunun çözümüne başlamıştım. Seda Hoca bu kadar hızlı olmama o kadar çok şaşırmıştı ki
Seda Hoca az kalsın şaşkınlıktan küçük dilini yutacaktı.  Yerime geçtiğimde Lina dedi ki "Anlamadım sanma Ay denen çocuktan ilham alarak yaptın soruyu Gece bunu teneffüste konuşacağız tamam mı?" Lina'nın ise sabrını taşırmamak istemediğim için "Tamam." dedim.

    Kalbimin atış hızı kat ve kat artmıştı ama Allaha çok şükür bu kalbimin atışı dışarıdan duyulmuyordu.  Benim en son kalbim böyle annem ve babam terk etmeden önce bu kadar çok hızlı atıyordu.  Onlar benim her şeyimdi.  Fakat ben onların hiçbiriydim.  Kalbim terk edildiğim günün sonrasında yaralarıma rağmen hiç bu kadar heyecanlı ve soluk kesici atmamıştı. Bugün kalbim yine soluksuz atıyordu.  Acaba hayat yine bana acı yaşatacağı için mi bu kadar hızlı atıyordu pek fazla emin değildim.  Ancak tek bildiğim kalbimin sesini dinlersem yine bir acı yaşayacak ve o derin sonunu bilmediğim çukura ya da etrafı bol alev alan yangın olan bir yere girecektim. Ama kader işte kaderim nasıl olursa demek düşer bana.

     Size bir soru kalbinizin sizi yakacağını bilmesine rağmen siz yine alevlerin arasına dalmak ister miydiniz veya sevginiz yüzünden mahvolmak?

♤♡♤♡♤♡♤♡♤♡♤♡♤♡♤♡♤♡♤

______KAYAN UMUTLAR_______Where stories live. Discover now