6

166 29 11
                                    

mavi gökyüzünü gri bulutlara çeviren düşünceler

Rất tiếc! Hình ảnh này không tuân theo hướng dẫn nội dung. Để tiếp tục đăng tải, vui lòng xóa hoặc tải lên một hình ảnh khác.

mavi gökyüzünü gri bulutlara çeviren düşünceler

Hırçınlığının, söz dinlemezliğinin, insanlarla arasına koyduğu mesafelerin uçuruma dönmesinin bir karşılığı olacağını elbet biliyordu lakin kurak tarla manzarasını izlerken tüm bu hallerinin nedenini anlamlandıramıyordu.

Hatırına gelmeyen çocukluk çağında da benzer bir karaktere mi sahipti, emin olamıyordu. Annesinin dizinin dibinde kahkahalar attığı, çocuksu neşeler ve oyunlarla onu eğlendirdiği günler yalan anılardan mı ibaretti? Mavi gökyüzünü andıran ruhu ve yüreği ne zaman kara, yağmur getiren bulutlara dönüvermişti? Kendini tanımakta zorlanıyordu. Kendinden şüpheye düşmek en son isteği iken neden pencere kenarında dikilmiş kendi hakkında düşünüyor, anlamsız tahminlerde bulunuyordu?

Genç olan.

İsmini hiçbir zaman yüreğinde, zihninde dile getirmeyeceğine kesin karar verdiği bu çocuğun üzerinde bıraktığı etkiden nefret ediyordu. Bus af nefret dallanıyor, ona kadar ulaşıyordu. Genç olandan nefret ediyordu. Yüreğinde onun için bulunabilecek yegane hissin nefret olacağına inanıyordu. İçini burkan bu nefret istediği genç çocuğa karşı sonu gelmez bir hırçınlık göstermesine neden oluyordu. Yağmur iri damlalar halinde cama vurmaya, odanın sessizliğine ses olmaya karar verirken dikilmekten vazgeçmedi. Yağmur onun üzerine yağsın, bu nefretin kamçıladığı ve yüreğinde bulunmasına müsade etmediği diğer duyguyu alıp götürsün istiyordu.

Gecenin ilerleyen saatlerinde herkes odasına çekilmiş, Kim Taehyung bir şeyler karalayabilmek için çalışma masasına geçse de bu kez yapamamıştı. Genç olanı o kadar çok öldürmüştü ki kalemiyle, yeni bir ölüm zihninde beliremeyecek kadar tükenmişti fikirleri. Yağmur altında iki bedeni tuvale döktüğü o resim kabuslarının baş karakterleri olmuştu. Karakterler canlanıyor, yağmur onun üzerine yağarken kahkahalar içinde sokuluyorlardı birbirlerine. Gözlerindeki mutluluk yanaklarına bulaşıyor, dudaklarına iniyor ve küçük dokunuşlar ile birbirinde hayat buluyordu. Kim Taehyung bu kabuslardan nefes nefese, biri onu saatlerce yağmur altında bırakmış gibi titreyerek uyanıyordu.

Babasının aşk yuvasında düşünceler içinde duruyor, kendini tanımaya çabalıyordu ama nafileydi, o köprü kendisi karşı tarafa geçemeden bertaraf edilmişti. Derin bir nefes alıp verdi; yağmur hızlanmıştı, iri damlalar onu dövmek için camı kırmak istercesine hiddetle çapıyordu. Sandalyenin üzerine bıraktığı örgü kahverengi hırkayı omuzlarına aldı, yağmura belki de fırsat vermeliydi. İri damlaların dövdüğü bedeni kendine gelir, aklına sızan düşünceleri yok eder, onu huzura kavuştururdu. Küçük evin tahta verandasında ayakta dikilirken bir adım daha atmadan önce durdu. Son kez kendine düşünebilmek için zaman tanıdı. Hayatın ona getirdiklerine verdiği hırçınlık dolu karşılıklarla hesaplaştı. Babasına, annesine duyduğu amansız saygıya, annesinin sevilmeyişine ve ölüp gitmiş bir kadının gölgesindeki yaşantısına üzüldü. Bir erkek sonsuz bir saygının içinde karşısındaki insana kendini ancak ona karşı hiçbir his içinde bulunmuyor ise teslim ediyordu, hayat adil olmaktan çok uzaktı.

bir serzeniş öyküsü' taekookNơi câu chuyện tồn tại. Hãy khám phá bây giờ