-24-

225 15 19
                                    

Chanyeol'un düzenli nefes alışverişlerini dinlerken, yakışıklı yüzünü inceliyordum. Az önce uyanmıştım ve kıpırdarsam bile uyanacağını biliyordum. O yüzden hiç kıpırdamadan öylece duruyor, onu izliyordum.

Gün ışığı yüzüne vuruyordu. Boynundaki elimi yavaşça kaldırdım ve güneşin gelmesini engelledim. Yastığına doğru hareket etti. Farkında olmadan yaydığı feromonlarını içime çektim.

"Baek..." İyice yaklaştı. Saçlarını alnından çektim ve öptüm. Yüzündeki gülümseme büyüdü. "Saat kaç?" Gözlerini açmadan sordu. Kolumu üzerinden uzattım ve telefonumu alıp saate baktım. Neredeyse öğlen olacaktı.

"Kalksak iyi olur." dedim yerime geri dönerek. Kısıtlı vaktimizi uyuyarak harcayamazdık.

"Tamam." Yavaşça beni sırtüstü devirip üzerime çıktığında gülümsedim. Ensesinden tutup sıkıca öptüm onu.

dikkat. cinsel içerikli sahneler vardır.

Dilini ağzıma ittiğinde bir elimle yavaşça boynunu okşuyordum. Sabah sabah üzerimde sürtünürken ağzımın içine inledi. Belinin üzerindeki ince çarşafı çektim ve onu sertçe kendime bastırdım.

"Ağır mıyım?" Ayrılırken nefes nefese sordu.

"Hayır." dedim. Sürekli bunu sormasından hoşlanmıyordum. Benden uzun olabilirdi ama ondan daha güçlü olduğumu biliyordu. "Bekle." Yatakta doğruldum ve iç çamaşırını çıkardım. Onu tekrar yumuşakça öptüm ve kaslı bacaklarını sıkıca tutarak  belime sarmasını sağladım. Birkaç saniye sonra kalçalarından tutarak kaldırdım onu.

"Bae-" Konuşmaya çalıştığında sırtını duvar yasladım ve onu öpmeye devam ettim. Kollarını omzuma sardı. "Düşeceğiz."

"Hayır." dedim alnımı alnına yasladım ve ıslak dudaklarını kısa bir şekilde öptüm. "Düşmeyeceksin, rahatla biraz." Bacaklarını daha sıkı sarmasını sağlarken aletimi yavaşça deliğine sürtüyordum. Ellerini sırtıma sararken bedeninin benimkine boşluk bırakmayacak şekilde yasladım. Sıkıca tuttuğum kalçasına vurduğumda dudağımı ısırdı. Kucağıma daha çok yerleşmeye çalıştığında tekrar vurdum ve titredi.

Dudaklarından çekildim, başımı boynuna gömdüm ve yoğunlaşan feromonlarını içime çektim. Feromonları beni delirtecekti. Tenini yavaş yavaş öperken onu yiyip bitirmek istiyordum ama iz bırakmak istemediğim için sadece öpmekle yetindim.

"Hala çok ıslaksın." dedim ona sürtündükçe kasıldığını hissederken. Onu tek kolumla sıkıca sararken diğer elimle başını omzumdan kaldırdım ve yüzüme bakmasını sağladım. Bacaklarını çözmesine izin vermeden onu zıplattım. "Rahat ol." Hafifçe kızaran yüzüne bakarken güldüm. O da güldü. Onu yavaşça öperken aynı yavaşlıkla aletimi içine ittiriyordum. Gevşemeye başlamıştı.

Yüzündeki elimi yavaş yavaş daha aşağıya indirdim, tamamen içine girene kadar, alışana kadar elimi teninde, belinde kalçasında dolaştırdım. Daha birkaç saat önce yaptığımız için o kadar sıkı değildi ama içi yanıyordu.

"Nefes al." dedim onu sıkıca tuttum ve bacaklarını kollarımın üzerine alarak daha da açılmasını sağladım. İnleyerek başını omzuma gömdü.

"Baek." İçine daha rahat girdiğimde kollarını yeniden omuzlarıma sardı. Saçlarını öptüm. Yavaş yavaş hareket ettim. Onunla böyle yavaş yavaş sevişmeye bayılıyordum. Onunla her şekilde yapmayı seviyordum ama bu pozisyondayken kıpırdayamaması, sadece bana göre hareket etmesi, tüm kontrolün elimde olması beni çok fena tahrik ediyordu.

Tüm hayatı sanki ellerimdeymiş gibi hareket etmeye çalışmasıyla daha da fena oldum. Hızlı davranmayacaktım. Onu zirvede tutmak istiyordum, ikimizi de zirvede tutmak istiyordum. Sonuna kadar gelse de ben izin verene kadar kendini bırakmasını istemiyordum.

lovefool//chanbaekWhere stories live. Discover now