-11-

173 19 29
                                    

"BEN DEMİŞTİM." Jeong ağzındaki yemeği püskürterek konuştu. Biraz tiksinerek baktım ve karşısına oturmanın çok da iyi bir fikir olmadığını anladım.

Tabağımı biraz daha kendi önüme çektim, Kyungsoo'ya döndüm.

"Tebrikler." dedi Kyungsoo, Jeong'a göre daha insancıl bir tepki vererek, gülümsüyordu. "Gerçi eninde sonunda birbirinize kalacağınız belliydi ama... Sizin adınıza sevindim."

"Geçen hafta adam on dakikalık molasında üç kere geldi. Belliydi bir şeyler olacağı." dedi Jeong. Ağzındaki yemekleri yutmuş, heyecanla bana bakıyordu.

"Geçen hafta ne oldu cidden? Kavgalı mıydınız?"

"Kavgalı değildik ama aramız pek iyi değildi."

"Zaten seni sevdiği belliydi."

"Nasıl?" dedim anlamayarak. Yani ben kendi hislerimin farkında değildim belki ama Chanyeol'un da bana karşı hisleri olduğunu, bunu da belli ettiğine inanmıyordum. Ben, ona hislerimi söylerken bile iyi karşılamayacağından, çekip gideceğinden eminim.

"Eğer geçen hafta benim randevumu, o kadar aptal bir sebeple bölseydin geldiğimde sana epey küfrederdim. Chanyeol ise sadece senin için endişelendi."

"Ne yani Sunmi'yi bırakıp yanına mı geldi?" Jeong inanmayarak sordu.

"Evet ama o kadar önemli mi bu?"

"Sen ölüyorum desen ben Sunmi'yi bırakıp gelmem." dedi Jeongin oldukça ciddi bir şekilde.

"Biz de dostumuz var zannediyoruz işte." dedim Kyungsoo'ya dönerek.

"Yine de geçen gün yaptığın çok çocukçaydı. Chanyeol'un yerinde olsaydım, büyük kavga ederdik. Chanyeol sana aşık olduğu için şanslısın."

"O da şanslı ama değil mi?" dedim. İkisi de bir an tereddütle birbirlerine baktı ve yüzlerinden pek öyle düşünmedikleri belliydi.

"Gidin Chanyeol ile arkadaş olun o zaman. Hale bak ya. Bir üzerime toprak atmadığınız kaldı."

"Baekhyun'cum, canım arkadaşım, adam Sunmi ile çıktı, çıta çok yüksek. Seninle ilgili değil."

"Ne yani Sunmi benden daha mı iyi? Ben çıtanın altında mıyım?" dedim Kendimi hiç onunla kıyaslamamıştım, böyle bir şey aklımdan bile geçmemişti hatta.

İkisi de bir an için sustu ama sonra Kyungsoo benim gerçekten kırıldığımı anladığında ciddileşti.

"Jeong saçmalıyor, boş ver onu." dedi ama bunu konuyu kapatmak için söylediği belliydi. Sustum.  Yine de bu konu aklıma takılmıştı.

Dışarıdan bakıldığında onun yanına yakışmıyor muydum? İnsanlar böyle mi düşünüyordu yani? Düşündükçe iyice canım sıkıldı.

Kyungsoo konuyu değiştirip Jeong ile bir küsüp bir ayrıldığı sevgilisi Soljiden bahsetti, yeniden barışmalarıyla biraz dalga geçtikten sonra da birlikte antrenmana döndük zaten.

Junmyeon moladan sonra hepimize daha çok yüklendi ama şansımıza erken bıraktı. Ben de erken çıkmanın keyfiyle eve döndüm, Chanyeol'un gelmesine birkaç saat daha olduğunu zannediyordum ama onu evde görünce şaşırdım.

Beyaz bir gömleğini ütülüyordu.

"Selam." dedim keyifli bir şekilde  yanına geldim ve üzerine hiç bir şey giymediği için arkasından sarılarak, omzunu öptüm. "Nereye gidiyorsun?"

"Bir arkadaşım vardı, akademiden. Lee Chaeyeon. Hatırlıyor musun? Beta?"

"Hayır." dedim. İkimizin milyon tane arkadaşı vardı ve bazılarını yüzünü görmeden, sadece isimleriyle hatırlamam imkansızdı.

lovefool//chanbaekWhere stories live. Discover now