LANETLENMİŞ

Kurs-4 ( ilk temas)

Hafta sonumu kübrayla konuşabilmek için evimden milyon kere çıkıp internete bağlanmak için sokağın diğer ucuna koşmakla bitirmiştim, sürekli onunla konuşma çabası içersin de olmaktan çoğu zaman yemek yemeyi bile unutuyordum.

Nihayet hafta sonu bitmişti, pazar akşamı heyecandan uyuyamamıştım, pazartesi sabahı erkenden kalkıp hazırlandım, beni her hafta başı döve sürükleye kursa götüren babam ilk kez benim kendi isteğimle kalkıp hazır olduğumu görünce fazlasıyla şaşırmıştı. Çantamı alıp hızlıca babamdan önce dışarı çıktım arabanın yanına gidip beklemeye başladım. O gün havanın kokusu bile bi farklı güzeldi, kuşlar o gün bi farklı ton da ötüyordu, güneş o gün daha canlı doğmuştu sanki, dışarı çıktığımda derin bi nefes aldım, "ohh bee dünya ne güzel kokuyor" dedim. Babam bu aşırı pozitifliğime anlam veremeyen bakışlarıyla sürekli beni izliyordu, o kadar enerjiktimki sürekli çiçeğe böceğe laf atıp konuşmak istiyordum ve bu hatayı babam da deneyerek yaptım.

- günaydın baba

Evet 17 yaşımda babama ilk kez günaydın demiştim, bu babam için bile fazlaydı.

- ne o öyle.....günaydınmış....müslüman hayırlı sabahlar der

Evet babam "keşke çiçeğe böceğe laf atsaydım da sana bi günaydın bile demeseydim" pişmanlığını bana yaşatan o saçma cevabını vermişti, ama bunu umursamadan devam ettim.

- haklısın baba..hayırlı sabahlar

Bu sefer de cevap vermemişti, bu adamı anlamak gerçekten çok zordu ama umrumda değildi, arabaya bindik, arkadaşlarımın telefonlarından ses kaydı yaparak kaydettiğim şarkıları dinlemek için kulaklığımı taktım. Acaba bu hafta kübrayla neler yapıcaz diye hayaller kurarak şarkı dinlemeye kendimi o kadar kaptırmıştım ki, farkında olmadan estrafa saçma sapan gülücükler atıyordum, bunu fark eden babamın bana bişeyler söylediğini gördüm, kulaklığımı çıkarıp ona dönerek sordum;

- bişey mi dedin?

- kendini kurstan attıracak yeni bişey mi buldun

Babam ilk kez farkında olmadan doğruyu söylemişti, evet o an deliler gibi mutlu olduğum şey benim sonum olucaktı ama bundan tamamen habersizdim.

- hayır...kursu seviyorum

Babam asla inanmadığını ima eden bi suratla bana bakarak arabayı kursun olduğu sokağa sürerken heyecandan kalbim çıkıcaktı, kursun önüne geldiğimiz de arabadan inmek için kapıyı açıp babama döndüm.

- para vermiycek misin?

- geçen hafta 20 TL vermiştim

- bitti ama

Bütün parayı kübraya bişeyler almak için harcamıştım, babam bunu bilseydi bi daha asla para vermezdi.

- Nası bitiyor bu para kapalı kursun için de

- bazen dışardan yemek söyleniyor parasını bizden alıyorlar

- hem kursa bi ton para ödüyorum hemde yemeğine ayrı para ödüyorum bu Nası iş anlamadım yaaa

- istersen kursa gitmiyim eve geliyim paran sana kalsın

- heh sen de bahane arıyordun zaten...olmıycak öyle bişey....hadi al şu parayı git

Bu hafta 50 TL vermişti, bu parayla kübraya neler neler alırım diye sevinerek kursa girdim. Dershane katına çıkıp sınıfın önüne geldim, sınıf kapısında cam vardı ve hocanın derste olduğu görünüyordu, zıplayıp kollarımı sallayarak kendimi sınıf kapısının camından kübraya gösterdim, beni görünce gülümseyip eliyle "gel" işareti yaptı.