Kurs-4 atıldın

526 34 11
                                    


O korkunç güne hazırlanmak için yataktan çıktım, atılacağımı bildiğim halde hiç bişey olmamış gibi davranarak hazırlanmaya başladım, evdekilerin hiç bişeyden haberi yoktu düşünüyorum benim kızım bu kadar korkunç bi durumun içinde olsaydı ve bana söyleyemeseydi ben mahvolurdum.

Hava soğuk olmadığı halde vücudum buz gibiydi, kanım çekilmiş gibi yüzüm korkudan bem beyazdı, titreye titreye arabaya bindim, kübrayla tanıştığım gün nasıl mutlu ve heyecanlı bi şekilde sonum olacağından habersiz kursa koşa koşa gittiğim o gün aklıma geldi, babamın bana " neden bu kadar mutlusun atılmak için başka bi sebep mi" buldun diyerek aslında farkında olmadan doğruyu söylemesinin farkındalığını yaşadım. İlk kez bi kurstan kendi planım kendi isteğim olmadan atılıcaktım, eğer gelecekten gelip "gittiğin yatılı kurstan atıldığın için çok üzüleceksin" deseler, "yaaa bi s*ktir git amk" diyerek saatlerce gülerdim.

Kursa yaklaştığımız da kalbim sıkışmaya başlamıştı, içimden diyordum ki " kim yapar yaaa kim başına gelecekleri bile bile bu korkunç yere geri gelir ki"
Gerçekten şuan oturup düşünüyorum o zaman daha yeni 16 yaşına girmiş bi çocuktum şuan 24 yaşımdayım ve eğer başıma şuan böyle bişey gelmiş olsa kendimi odalara kitler yine de o gün o kursa gitmezdim, korkardım, kaçardım her türlü kaçamağı yapar asla gitmezdim ve şuan bunu 24 yaşımda ki halimle söylüyorum o zaman daha 16 yaşımdaydım ve nasıl korkup kaçmadan o gün kursa gidebilmişim kendime şaşırıyorum.

Kursa girdiğim de bacaklarım öyle çok titriyordu ki merdivenlerden 80 yaşındaki bi teyze gibi demirlere tutuna tutuna yavaş yavaş çıktım. Sınfın olduğu kata geldiğim de ortalıkta kimsenin olmayışından ve sessizlikten herkesin derste olduğunu anladım. Her zaman ki gibi önce yatakhane katına çıktım ama bu sefer çantamı boşaltmadım, dolabımın önüne atıp sınıfa inmek için geri gittim. Sınıfın kapısına geldiğim de sakin olmaları için bacaklarıma vurmaya başladım, çünkü onların önünde korkarak titreyerek yürümek istemiyordum. Sınıfın kapısını açıp içeri girdim, herkes kendi arasında konuşurken bi anda durdular, herkes dersini ya da konuşmasını bırakıp dönüp bana bakmaya başladı. Sınıf bi anda ölüm sessizliğine büründü, öyle ki kalbimin atış sesini bile duyabiliyordum. Sanki dün gece tehdit mesajları alıp sabaha kadar korkudan uykusuz kalmamışım gibi sakin bi şekilde sırama geçmek için yürümeye başladım. O sırada hoca beni durdurdu;

- Ayşe

+ efendim

- nere gidiyorsun?

+ anlamadım

Kafamda sadece dün akşam olan konuşmalar döndüğü için söylenen her şey ona bağlantılı sanıyordum o yüzden hocanın sorusunu da öyle sandım, yani sen atıldın nere gidiyorsun ne yüzle geldin der gibi.

- neyini anlamadın? söylemen gereken bişey yok mu?

+ ne konuda hocam?

- ohhh alıştın tabi her hafta başı aynı şeyi yapmaya artık özür dileme gereği bile duymuyorsun

+ anlamadım ben kime ne yaptım ki?

- diyorum ki geç kaldın ya, özür dilemeyecek misin?

Şunu söyleyene kadar hocanın her sözünü olayın sorgusu sanıyordum, eğer biraz daha sorgulasaydı " ben kimseye bişey yapmadım her şey yalan" diyerek yanlış yer de patlama yapıcaktım.

+ offf doğru unutmuşum kusura bakmayın geç kaldığım için özür dilerim?

Rahatlamış bi şekil de tekrar dönüp sırama doğru yürüdüm, gözlerini hiç ayırmadan bana bakan kızların yüzüne yumruk indirmemek için kendimi zor tutuyordum. Sırama oturdum ve bi "oohhh" çektim. Buraya kadar sorunsuz bi şekilde geldiğime göre galiba boşuna korkmuşum diye düşünürek kendimi rahatlatmışken bi anons yükseldi megafonlardan.

LANETLENMİŞWhere stories live. Discover now