19.BÖLÜM

5.6K 622 2.2K
                                    


Önceki bölümün yorumları beni bir miktar üzdü açıkçası... inanın siz yorumları bol tuttuğunuzda ben öyle hevesle bölüm yazıyorum ki:') Lütfen yorumlarınızı eksik etmeyin<3

Bu bölümde 1k yorumu geçer miyiz? 💌


Dedublüman - En Dibine Kadar

**

Kıvanç'la gözlerimiz birleştiğinde onun da ifadesinde bariz birşaşkınlık olduğunu gördüm. Kesinlikle ikimiz de böyle bir şeyi beklemiyorduk.

Beni sinir etmek, annesinin karşısında kıvrandığımı görmek ve bundan zevk almak için annesine nişanlı olduğumuzu söylemişti ama o da ufak bir kısmı kaçırmış olmalıydı.

GERÇEKTEN NİŞANLANMAKTA NEYİN NESİYDİ?

"Nereden çıktı anne bu?" diye sordu Kıvanç kaşığı masaya bırakırken. Cevap isteyen bakışlarına annesinden cevap geç gelmemişti. 

"Ne demek nereden çıktı?" diye asabiyetle cevap verdi Leyla teyze ve ardından bakışlarını ikimizin elinde de sırasıyla gezdirdi. "Bugün Şerife, Irmak'ı beğendi, oğluyla tanışmasını istedi." Kıvanç'ın kaşları anında havalanmış fakat çok kısa süre sonra çatılmıştı. Bakışları bana döndüğünde gözlerinde gördüğüm ifadeden irkildim. Neden sinirlenmişti şimdi? Gören de gerçekten nişanlısıyım zannedecekti.

Pekâlâ, bu bakışlarından anladığım kadarıyla kesinlikle beni kıskanmıştı ve bunun hoşuma gitmediğini söylersem sofra başında olduğumuz için çarpılabilirdim.

"Ondan önce de ben Irmak'ı tanıştırırken nasıl tanıştıracağımı bilemedim. Kıvanç'ın arkadaşı dedim çünkü nişanlandı desem yalan olacaktı. Nişan habersiz yapılan basit bir şey değildir. Yüzüksüz nişan mı olur?"

"Kıvanç'ın arkadaşı mı dedin?" Gerçekten onca söylediği şeyler arasından buna mı takıldın Kıvanç?

"Evet," diyen Leyla teyzeyle Kıvanç'ın bakışları tekrar bana döndü ve ağzının içinde bir şeyler gevelendi. Kalbimin hızı yine tavan yapmıştı çünkü o şu an baya baya beni kıskanıyordu. "Ama Irmak nişanlısı olduğunu söyledi. Neyse ki öyle sustu Şerife."

Kıvanç'ın karanlık bakışları adım adım çekilirken bakışlarını tekrar annesine çevirdi ve "Öyle mi?" diye sordu. Dudaklarını hafif bir tebessüm kapladı ama ona dikkatli bakmayan kimse yüzünde bir gülümseme olduğunu anlayamazdı. "Neyse, hallederiz yarın o zaman."

Gözlerim fal taşı gibi açılırken kendisi bana bakmadığı için anlık şokumu görememişti ama yarın hallederiz de ne demekti? Şu an ciddi ciddi onunla nişanlanacak üzere olduğuma inanamıyordum. İşler nasıl bir anda bu noktaya gelmişti? Tamam sadece annesi nişanlıyız zannedecekti ama parmaklarımızdaki yüzük gerçekti.

Kıvanç'ı seviyor olabilirdim ama şu an her şey karmakarışık bir hâl almıştı ve bu korkutucuydu. Aramızdaki bu eğlenceli oyun artık o kadar da eğlenceli gelmiyordu çünkü gerçekten nişanlanmaktan bahsediyorduk. Tamam, sadece annesi öyle bilecek olabilirdi veya buradaki herkes ama bu... bu biraz fazla gelmişti bünyeme. Heyecan ve korku. İkisi birbirine karışmıştı ve ben hangisinin daha ağır bastığını kestiremiyordum.

Kıvanç bakışlarını tekrar bana çevirdiğinde sonunda göz göze geldik. Bakışlarımdan ne anlamıştı bilmiyorum ama başını hafifçe ne oldu dercesine iki yana salladı. Onun umursamazlığı karşısında daha çok şaşkına dönüyordum.

"Ne yapıyorsun?" Sesimi çıkartmamıştım ama dudaklarımın hareketinden ne dediğimi anlamıştı. Bir şey demeden bakışlarını benden çekti ve sandalyeyi itekleyerek ayağa kalktı.

ÇALMA DELİLİĞİWhere stories live. Discover now