•|Son,sadece bi' başlangıçtır.|•

189 17 66
                                    

NE ÖLMESİ KARDEŞİM, BAYILMIŞIM AEMİNA-

***
"Gerçekten.. Candar da nerede kaldı? Normal de bu kadar geç kalmazdı." diyerek Germiyan hem konuyu dağıtmak için hem de merakına yenik düştüğü için sormuştu.

Karaman ise kendini daha yeni yeni toparlamaya başlamıştı.

Aliyye ise Germiyan abisinin cevabını omuzlarını silkerek cevap vermişti. Kendisi de bilmiyordu ama içinde ki huzursuzluk git gide büyüyordu. Sanki boğuluyormuş gibi..

"Harekete mi geçelim diyorsunuz?" diyerek Karaman bu ikiliye baktı. Mantıklı yoldan ilerlemeleri lazımdı.

"Neyin hareketine geçiyorsunuz?" diyerek Candar, sorusuyla üç kardeşte korkmadan edemedi.

"Candar! Nerelerdeydin lan sen!"

"Hehe- kusura bakmayın, kuyunun her zaman bu kadar derin olduğunu unutuyorum.." diyerek açıklama yaptı. Bu yolla gecikmesi mantıklıydı. Ancak minik sultanımız bu cümleye pekte inanmışa benzemiyordu..

"Pekala, herkes ihtiyaçlarını karşıladığına göre artık yola çıkalım. Akşam namazına artık başkente girmiş olalım." diyerek Candar reis bize gereken açıklamayı yaparak atların bulunduğu tarafa yöneldi.

"Ne göt bu?"

"Bilemiyorum cano ama eğer geç kalırsak ağızımıza edebilir, o yüzden haydi yola!"

***

At nalları, toprağı dövmeye devam ediyordu. Aynı şekilde Germiyan'da Karaman'a sevgi hareketlerini göstermeye devam ediyordu.

"Canımın içi, hâlâ gelmedik mi?"

"Bak Germiyan, yavaş yavaş içime kurt düşünüyor aslanım. Bir süre görüşmeyelim.."

"İyi ama ben sensizliğe dayanamam ki-"

"Onun kocası mısın ki, onsuzluğa dayanamıyorsun?"

Aliyye'nin sorusu üzere, Germiyan öksürmeye başladı. Şaşkın gözlerle minim sultana baktı. Bak sen şu cimcimeye?

"Kız sen bu lafları nereden öğrendin?"

"Senden?"

Bunu duyan Karaman kahkahayı bastı. İntikamını dolaylı yoldan olsa da almıştı.

"Siz üçünüz ne saçmalıyorsunuz?" diyerek Candar tekrardan olaya el attı. Az öteden ritimli bir şekilde davul sesleri gelmeye başlamıştı bile..

"Sizde sesleri duyuyor musunuz?" diyerek Aliyye ortaya soru attı. Tek kendisi duyuyor olamazdı değil mi?

"Tabiki de!" diyerek atına bindiği Germiyan onun sorusunu cevapladı. Ardından devam etti.
"Başkente yaklaştığımızın bir işareti, çok yakında orada olacağız. Hem ablaların ve abilerinle de tanışabileceksin."

Minik sultan, nefesini tuttu. Daha fazla kişi ile tanışmak.. kulağa o kadar da kötü gelmiyordu aslında.

"Bir kaç dakika sonra şehre girmiş olacağız. Dikkatli olun."

Candar, bunları söylerken yanından eşeği ile geçen dedeyi görmezden gelememişti..

"Bu soyda da hiç bir bok kalmamış.." diyerek yoluna devam etmişti hiç tanıdığımız dede...

Tabii şehre daha da yaklaştıkça yolları kullanan ve tanıdık yüzler ile karşılaşmalar çoğalmıştı.

"Dedenin de Maşallah'ı var, nazar değmesin İnşallah!"

"Kız Germiyan Allah senin iyiliğini versin emi-" diyerek gülmeye devam etti.

Şehre yaklaştıkça daha da kalabalıklaşmaya başlamıştı. Ne de olsa şu anda Anadolu'nun kalbine doğru gidiyorlardı.. atlarını hızlandırarak zaman kazanmayı başarmıştılar. Açık mavi renginde ve beyaz renginde çift başlı kartal ile herkesin güvende olmasını sağlayan o bayrak ve başkent.. sonunda hepsinin gözlerinin önündeydi.

Özlenmişti, bu toprağın kokusu bile özlenmişti. Kervasarayları, kaleleri, çarşıları ve daha fazlası.. burası bambaşkaydı.

Atların an itibariyle şehrin içine girmesi ile meydana toplanmış bir kaç parça insanlar daha da çoğalmaya başlamıştı.

Aliyye gerilmeden edememişti.. "Ne-neler oluyor?" dedi çekinerek..

"Korkmana gerek yok, biz burada olduğumuz derece hiç kimse sana zarar veremez. Tamam mı küçüğüm?" diyerek Germiyan güven dolu sesiyle onu sakinleştirmeyi denedi. İşe yaramıştı da.

"HOŞGELDİNİZ ŞEHZADEM!"

"SEFA GETİRDİNİZ!"

Şehzadeler ve sultanlar her ne kadar farklı kişilikler ve özellikleri olsa bile halk tarafından ayrı ayrı seviliyordu. Belki çok olabilirlerdi ama yine de bu onların bu hallerini değiştirmezdi.

Candar ve ekimizin diğer üyeleri atlarını durdurmadan hızla ana otağa gitmeye devam ettiler.

Bir kaç dakikalık yoldan sonra atları yavaşlatarak en sonunda durdudular. Ana otağı önlerinde duruyordu..

Kalabalıklaşan meydan ve davul sesleri ana otağa da bulunan kimselerin kulağına da gelmişti. Germiyan'ın ikizi ve en büyük Sultanlardan biri olan 1.Germiyan, Karesi ve Dulkadir beylikleri dışarıda görüldü.

Diğer beyler ve beylikler yavaş yavaş ortaya çıkmaya, toplaşmaya başlamıştı.

Candar ve diğerleri de at sırtlarından inerek kendilerini karşılamaya gelen herkesle hasret gidermeye başladı.

"Oyh! Benim canım ikizim sen geldi mi sen! Desene o zaman bu akşam ziyafet var!"

"Ulan Karaman! Ne boş adamsın bee-" diyerek Dulkadir kardeşine sarıldı. Özlemişti gerizekalıyı.

"Karesi! Bak bu da küçük kardeşimiz!" diyerek arkasına saklanmış Aliyye'yi ortaya çıkardı. Diğerleri de yanlarına gelmişti bile...

Aliyye nedense bir an kendini kurt sofrasında gibi hissetmişti. Her an yemek niyetine birisinin miğdesin de olabilirdi. Yutkundu ve kendini toparlamayı denedi. Aman Allah'ım, bu bakışlardan topukla götü kaç Aliyye!

"Merhaba küçük dostum, ben Karesi. Tanıştığımıza memnun tatlım benim." diyerek onun boy hizasına eğildi ve elini arkadaş edasına uzattı.

Aliyye kararsız ve çekimser bir biçimde ilk başta havada ki ele daha sonra da sahibine baktı. Nedense içi ısınmıştı..

"Şey.. bende Aliyye.." diyerek havada ki eli tutarak, daha önce yaşadığı köyde gördüğü gibi ilk aşağı yukarı salladı. Hayatında ki ilk tokalaşması böyle olacağı kimin aklına gelirdi..? Belki de değildi?

Karesi gülümsedi. Daha sonra onun saçlarını karıştırarak tekrar doğruldu.

"Merhaba tatlım, bende ablan Germiyan. Evet arkanda ki ikizim.."

Aliyye, şaşkınlıkla bir erkek Germiyan'a bir de kadın olan Germiyan'a baktı. Harbiden kopyala-yapıştır yapmışlar anasını satayım!

Diğerleri onun bu haline gülmeden edememişti.. belki de obanın havası değişmişti kim bilir..

Bizler hikayemizin hemen burada bittiğini zannederiz, ama yanılıyoruz. Hâlâ bilinmeyen sırlar, öğrenmemiz gereken hayatları ve bir ikiz kardeş..

İkizler, aynı anda farklı hayatları yaşayan kan kardeşleridir. Siz ondan ne kadar koparsanız o size daha da yaklaşır.

Belki de hemen dibimizde ki şeyleri göremeyiz ancak onların gözünde bu olayları bilmedikçe bizde bilemeyiz. Bizler sadece onların gözünden bakıyoruz ancak onların yerine geçmeden asla bilemeyiz.

Evet sen ve ben.. bunları gördük: acısıyla, tatlısıyla, üzüntüsüyle ve siniriyle.. bu sadece bir melezin hikayesiydi.

O zaman sana bir soru: Diğeri nerede?

🎉 You've finished reading 𝐊𝐮̈𝐜̧𝐮̈𝐤 𝐊𝛊𝐳 || 𝐂𝐨𝐮𝐧𝐭𝐫𝐲𝐡𝐮𝐦𝐚𝐧𝐬 🎉
𝐊𝐮̈𝐜̧𝐮̈𝐤 𝐊𝛊𝐳 || 𝐂𝐨𝐮𝐧𝐭𝐫𝐲𝐡𝐮𝐦𝐚𝐧𝐬Where stories live. Discover now