•|"Gördün Mü Germiyan?!"|•

125 14 9
                                    

Kendi ismini duyduğu anda, odaklandığı ağaç manzarasından bakışlarını kaçırdı. Arkasına döndü ve ona seslenen kişiye baktı.

Germiyan, atının yanında ona seslenmişti. Eh, sanırım gitme vakti gelmişti...

-"Herkes her şeyi aldı mı?" diye sordu Candar. Herkes dediği de bir Germiyan, Aliyye ve kendisi vardı. Karaman yaklaşık yarım saat önce en yakın kuyuyu bulmak için yanlarından ayrılmıştı.

Aliyye kardeşlerinin yanına geldi. Bu sefer Germiyan onu Candar'ın atına bindirdi. Candar ise atına eşyaları yüklüyordu. Kardeşine teşekkür ederek kendi atına bindi. Germiyan'da çevik adımlar ile atına bindi.

Bir kaç saniye sonra Germiyan atını dehledi ve böylece mola verdikleri yerden yolculuklarına devam ettiler.

Yaklaşık yolculukta bir aylarını dolduracaktılar ve anca daha yeni yolu yarılamıştılar..Açıkcası bu kendisini kaygılandırıyordu ama yine de sakinliğini koruması lazımdı. Sadece biraz uzun sürmüştü o kadar, başlarına bir iş gelecek değildi ya?

Kendi kafasında düşünceleri ile boğuşurken Candar, Germiyan'ın yavaşladığını fark etti. Kaşlarını çattı ve kendisi de yavaşladı. Atını ileriye sürerek Germiyan ile aynı hizada gitmeye başladı.

"Germi, sorun ne?" diye sordu.

"İleride bir tüccar grubu var, doğal bir mana hissettim. Ne olur ne olmaz durmalıyız diye düşündüm." dedi Germiyan.

"Ne yani tuzak olabilir mi diyorsun?" dedi atını durdurarak.

"Bilemiyorum ama bu sadece ihtimallerden biri.."

"Abartma Germiyan, ne de olsa burası sık kullanılan yollardan birisi böyle bir şeyin olması gayet doğal!" diyerek karşı çıktı.

"Biliyorum ama yine de tuhaf.."

"Hem daha önce yolculuk sırasında yanımızdan geçen atlı insanlarda oldu." dedi Candar kendinden emin bir şekilde.

"Ama onların etrafında mana hissetmedim hem sen de manayı duymuyor musun?" diye sordu Germiyan.

Candar, daha dikkatle odaklanınca fark etti, hafif bir mana yayılıyordu.

"Belki de mana yayan doğal taşlar veya mücevherlerdir?" dedi Candar.

"O da olabilir ama ne olur ne olmaz dikkatle gitmemiz lazım.." dedi Germiyan.
"..bana sorarsan Karaman'ı bekleyip öyle yola devam edelim. Her ihtimali göze almalıyız!"

"Ah! Pekala o halde, senin dediğin gibi olsun." diyerek Candar beyaz bayrağı astı.

"Ne olmuş ki?" diye sordu Aliyye. Konuşmalardan pekte bir şey anlamamıştı.

"Merak etme sadece minnak bir şey oldu o kadar." dedi Germiyan teselli verir gibi, Candar ise söyleniyordu.

"Benden söylemesi biz burada boşuna bekliyoruz."

"Aaah! Bir de bana sabırsız diyorsun!" diyerek Germiyan isyan etti.

İki kardeş suskunluk içinde beklerken bir yandan Aliyye ise bakışlarını ikisinde getirip götürüyordu.
Ne olmuştu ki şimdi?

Sessiz geçen uzun gibi gözüken ama kısa olan bir vakitten sonra patikanın üzerinde atın toprağı dövme sesi yankılanıyordu. Ses gittikçe daha da yaklaşıyordu. 3 kafa da başlarını o tarafa doğru çevirdi.
Gelen atının üzerinde olan Karaman'ın tâ kendisiydi.

Önünde duran kardeşlerine bakışlar gönderdi ve atını yavaşlatarak yoluna devam etti. Atını bir kaç adım yürüterek yanlarına geldi.

"Hayırdır bir sorun mu oldu?"

𝐊𝐮̈𝐜̧𝐮̈𝐤 𝐊𝛊𝐳 || 𝐂𝐨𝐮𝐧𝐭𝐫𝐲𝐡𝐮𝐦𝐚𝐧𝐬Where stories live. Discover now