•|Alışveriş|•

151 16 73
                                    


"Vay be, geldiğimiz gibi hemen havanın kararmasını beklemiyordum!" dedi Karaman ve hanın camından bakmaya devam etti.

"Zaten akşam vaktine girmiştik Karaman bacım!"

"O Aydın ve Karesi'de işe yarar bende değil!"

"Aydın, en son evlenelim diyordu ama hayırlısı-"

"Siz ikinizde iyice saçmaladınız! Yok öyle bir şey! Asabımı bozmayın gece gece!"

"Aman be Candar Ağabey, niye kızıyorsun ki. Ne güzel Karaman'a demir atıyorum!"

"GERMİYAN!" diyerek onu uyardı Karaman.

"Senin de keçilerin iyice dağa çıktı. Dikkat et de kaçırma onları!"

Tam o sırada kapı tıklandı. Candar, dikkatini atışan ikiliden kesip kapıya baktı.

"GEL!" diye seslendi.

Kapı açıldı. İçeriye yıkanmış ve temiz, adam akıllı kıyafetler giydirilmiş bir adet Aliyye ve handan buldukları, yaptığı iş karşılığında ise parasını almış hizmetçi girdi.

Hana geldikleri zaman hanın sahibi ile konuşmuştu Candar. Ondan büyük bir oda ve burada oldukları müddette sadece onlara hizmet edecek birisini istemiştiler. Tabiki de bunun karşılığında paranın iki katını vereceklerini söylemiştiler. Han sahibi ise kabuk etmişti.

Hizmetçi selamda durduktan sonra saygılı bir şekilde odadan çıktı.

Birbiriyle atışan Karaman ve Germiyan bile durmuştular.

Aliyye'nin üzerinde ki kıyafet dışında pekte problemi yoktu. Omuzlarına zar zor gelen kahverengi saçları temizlenmişti ve kızın rengi açılmıştı.

"Çok güzel olmuşsun Aliyye! Ayakta kalma, gel otur yanıma." diyerek Candar yanında bulunan boş, büyük minderi gösterdi.

Aliyye, utana sıkıla yavaş yavaş Candar'ın yanına geldi ve boş olan mindere dizlerini katlayarak oturdu.

Üzerine büyük gelen kıyafetleri durması için kollarından katlanmıştı. Beline ise kuşak tarzı bir şey bağlanmıştı. Ama elbisenin boyu yine de diz kapaklarına kadar geliyordu.

Candar, onun bu haline gülümsedi.
"Acıktın mı?" diye sordu Candar.

Aliyye, tam konuşacağı sırada miğdesinden gelen gurultu cevaplamıştı. Utançla başını aşağıya indi.

Germiyan, küçük kızın yanına oturdu ve onun bu haline güldü.

"Gülme lan kıza üçgen!"

"SEN NESİN BE!" diyerek abisi Karaman'a karşı çıktı.

"Karaman! Sende gel otur dellendirme beni!" diyerek Candar olaya müdahale etti. Karaman, itiraz etmeden yer sofrasına geldi ve oturdu.

İki kardeş de şu anda en büyükleri olan Candar'a bakış attılar. Öğrendikleri gereği sofrada ki en büyük kişinin başlamalarını beklediler.

"Bismillahirrahmanirrahim." diyerek Candar ekmeği ortadan ikiye böldü, böylece yemeğe başlanmış oldu.

İki kardeş de besmele çekerek yemeğe başladılar.

Aliyye bir sofraya bir de yemek yiyen kardeşlere baktı.
Kendisine en yakın ekmeğe uzanacaktı ama ona uzatılan ekmeği görünce durdu. Kendisine uzatılan elin sahibine baktı.

Candar ona bir parça ekmek uzatmıştı.

"Çekinmene gerek Aliyye, istediğin gibi yiyebilirsin! Hem sen şu karşında ki ayılara bak!" diyerek başı ile Karaman ve Germiyan'ı gösterdi.

𝐊𝐮̈𝐜̧𝐮̈𝐤 𝐊𝛊𝐳 || 𝐂𝐨𝐮𝐧𝐭𝐫𝐲𝐡𝐮𝐦𝐚𝐧𝐬Where stories live. Discover now