•|"...keskin olan kazansın!"|•

113 15 33
                                    

"Sizce o kadının anlattıkları da ne anlama geliyordu..?"

"Aslında bize bir çok bilgi verdi ama en sonunda infaz edilmesini hak ettiğini düşünmüyorum."

"Kadının türkçesi diğerinden daha iyiydi. Acaba nereden öğrendi?"

"Ve Aliyye'nin kardeşini nereden biliyor bu?" diyerek Germiyan son sözlerini söyledi. Kendileri bile daha yeni öğrenmişken onlar nasıl biliyordu?

"Belli ki her yerde kolları var, sizce Alamut Kalesi ile bir bağlantıları olabilir mi?" diyerek Karaman mantığı kullanarak bizleri şaşırtıyordu.

"Zannetmiyorum, o taraflar eskisi kadar güçlü değil. Ama yine de hafife almamamız gerekiyor. Şu anda konuştuklarımız dinleniyor olabilir." diyerek Candar, kardeşlerine göz gezdirdi. Gergin oldukları fazla belliydi.

"Bir sonraki adımımız da dikkatli olmalıyız. Başkentten destek almak mı yoksa hızlıca başkente geri dönmek mi?" diyerek Germiyan, kardeşlerinin karar vermelerini bekledi.

"Şu anda yanımızda bir emanet var Germi, onu en yakın zaman da teslim etmemiz bizim görevimiz. O kardeşi daha sonra tekrar gelir kurtarabiliriz. Hem bize anlatılan hikayeye göre bu kayıp olan kişi insan?" diyerek Candar düşüncelerini paylaştı.

"İnsan olsa bile yine de bizim kardeşimiz. Hem onu bize karşı avantaj olarak kullanmak isteyen bir çok kişi olacaktır. Aliyye'nin annesi de dahildi." diyerek bu sefer Karaman laflarını ortaya koydu.

"Bu arada.. sizce Aliyye'nin annesi, o kadınlardan biri olabilir mi?" diyerek Germiyan şüphelerini ortaya döktü. Kafa karışıklığı yüzünden de belli oluyordu.

"Zannetmiyorum, hiç biri Aliyye'yi andırmıyordu açıkcası-" diyerek Karaman hafızasını zorladı. Bizi hâlâ şaşırtıyorsun Karaman..

"İki kadın da esmere yakın, o kadının aklımda ki profili o iki kadına da uymuyordu."

"Açıkcası benimde ama artık hiç bir şeyden emin olamıyorum.. ruhum daralıyor.." diyerek kendi sıkıntısını paylaştı. Etraf yine yanan ateşin sesinden başka bir şey duyulmuyordu..

O iki kadının infaz ve intihar etmesi üzerinden günler geçmişti. 3 şehzade ve 1 sultanımız at üzerinden yolculuklarına devam ediyordu. En sonunda başkente yaklaşmışlardı. Gün sayıyorlardı bile denilebilir..

Candar, yerde kafayı vurmuş yatmış bir şekilde uyuyan Aliyye'ye baktı. Daha ne kadar derine ineceklerdi?

***

"Ne yani, gerçekten de başkente mi yaklaştık?" diyerek içinde yaşadığı heyecan ile sordu.

"Tabiki de! Bir kaç güne varmadan evimizde olacağız Aliyye.." diyerek Germiyan Aliyye ile gülümsedi.

Bu sefer ikisi yol arkadaşları olmuştu.

"Eee- evimiz hakkında ne düşünüyorsunuz küçük Sultan?"

"Bilmem.. sanırım güzel bir yer ve sıcak bir yemek?"

Germiyan, gülmeden de edemedi.

"Tabiki de bunlar da olacak. Ablaların seni yemeden bırakmaz.. özellikle bizim Germi'nin ikizi.."

"Hâ! Ne yani benden başkada mı ikizler var?" diye sordu şaşkınlıkla. Nasıl ya?

"Tabiki de, bir onlar bir de sen ikizsiniz. Bir de üçüz olmayan ama bizim üçüz lakabı koyduklarımız da var. Hem resmi de farklı, özel hayatta birbirimizi farklı çağrırsak şaşırma derim.."

"Nasıl yani? Birbirinizi nasıl çağrıyorsunuz ki?"

"Hmmm- mesela Karaman abine bizler 'Çok bilmiş' deriz, çünkü her şeye bir yorumu vardır."

𝐊𝐮̈𝐜̧𝐮̈𝐤 𝐊𝛊𝐳 || 𝐂𝐨𝐮𝐧𝐭𝐫𝐲𝐡𝐮𝐦𝐚𝐧𝐬Where stories live. Discover now