•|Amma da Uzun!|•

165 19 11
                                    

Karaman ve Candar ise oturdukları yerde dikleşerek dinleme pozisyonu aldılar.
Adamın ninni gibi gelen sesini dinlemeye başladılar.

"...asıl her şey Aliyye kızımızın annesinde başlıyor. Aliyye kızımızın annesinin babası yani dedesi oluyor.. İznik beylerinden bağlı olan bir beyin kızı idi. Beyimin adı pek yaygın değildi fakat yine de bu civarlarda tanınan birisiydi. Bizler tarafından sevilirdi. Fakirleri doyurur, hal ve suallerini sorardı. Bizim için pek çok şey yapmıştı bu güne kadar. Allah rahmet eylesin, gerçekten kalbi saf güzel insanlardan biriydi. Ama kendisi yaklaşık 10 yıl önce ani bir sebeple nur rahmetine kavuştu..."

"Allah rahmet eylesin." dedi Karaman üzgün bir sesle.

"Amin."

"Amin." diyerek odada ki diğer iki kişi de onun duasına katıldı.

"Buyrun, devam edin." diyerek Candar talebini gösterdi.

"...bende beyimin askerlerinden biriydim eskiden, ikimiz de çocukluk arkadaşı sayılırdık. Birbirimize her zaman destek olurduk. Aaah gibi günler.. zaman nasıl da hızlı geçiyor! Tabii ki de beyimin bir tane de güzeller güzeli bir kızı vardı. Allah ona sadece bir kız çocuğu nasip etmişti. Zaten eşi de doğumdan kısa bir süre sonra hastalanarak vefat etti. O bu gündür kızına kendi baktı. Onu hiç ana sevgisinden mahrum eylemedi. Beyim vefat ettiği zaman, köyümüz olarak yasa boğulmuştuk. O zamanı gayet iyi hatırlıyorum.
Ben zaten o zamandan sonra emekliye ayrıldım ve torumunla beraber burada yaşamaya başladım.

Ama o babasının ölümünü kaldıramaya, beyimin kızı değişmeye başladı,eskisi gibi değildi. Sanki yavaş yavaş insanlara gerçek yüzünü göstermeye başlamış gibiydi.

Oba da yavaş yavaş çadırına her gün başka erkekler tarafından girildiği dedikodusu çıktı bir anda. O da daha bu dedikodulardan haberi olmayan bu yere ev yaptırmış ve buraya yerleşmişti. Aslında bir bakıma ona göz kulak olmak içinde buralara taşındım torunum ile birlikte. Ne de olsa bizlere emanetti ama biz galiba ihanete hiyanet ettik..." dedi üzgün sesi ile.
Ardından tekrar devam etti.

"...ama hala aynı davranmaya devam etmişti.
Hatta daha da beter olmuştu. Komşularına kötü davranmaya ve İslamiyet'e inanan herkesi dışlamaya başladı. Hiç kimse onun evinin önünden geçmek bile istemiyordu. Bu davranışları ve diğer yerden gelen dedikodular ile karıştı. Bazıları hergün eve giren erkekleri tartışırken, bazıları ise onun cadı olduğunu söylüyordu.

İşte günler böyle devam etti.

Daha sonra araları uzun olucak bir şekilde evden dışarıya çıkmaya başladı..Yani sabah ezanında evden çıkıp, yatsı vaktinde evine geri döndüğü komşular arasında yine dedikodular arasındaydı..." dedi ve sustu.

Önünde ki dolu komposto kasesine baktı ve kafasına dikti. Dili damağı birbirine yapışmıştı. Kana kana içti. Ak sakalına da bir kaç damla geldi ama aldırmadı.
Daha sonra eli ile nemlenen sakalını temizledi. Ardından tekrar sözlerine devam etti.

"...bazıları onun o zamanlar köy dışına çıktığını, gece geç vakitte eve döndüğünü söylüyordu. Bu da yetmezmiş gibi çarşıdan çokça baharat veya başka şeyler alıyordu. Tabii buralara sık sık gelen tüccarlar da bunları fark etti. Bunun yanında ise yüzü yavaş yavaş değişiyordu. O yavaş yavaş çöküyordu. Tabiki de bu davranışları dedikoduları iyice arttırmıştı. Daha sonradan ise bir gece vakti bu köyü terk etmiş. Ondan sonra da onun buraya bir daha canlı kanlı görmedim." diyerek sözlerini bitirdi ve hoşafından biraz daha içti.

"Peki daha sonra ne yaptınız efendim?" diye sordu Candar meraklı bir şekilde. O da neredeyse içiceğini  bitirmişti.

Karaman da meraklı gözlerle yaşlı adama bakıyordu. Çoktan kendini kaseyi teklemişti. Onunda kendisini hikayeye kaptırdığı belliydi.

𝐊𝐮̈𝐜̧𝐮̈𝐤 𝐊𝛊𝐳 || 𝐂𝐨𝐮𝐧𝐭𝐫𝐲𝐡𝐮𝐦𝐚𝐧𝐬Opowieści tętniące życiem. Odkryj je teraz