•|Meşrubatçı Amca|•

159 20 12
                                    

O sırada onlara tarif edilen dükkana gelmiştiler.
Dükkanın hoş bir havası olduğu dışarıdan belliydi.
İçeride yaşlı bir amca vardı. Kapıya arkası dönüktü ve tezgaha bakıyordu.

Candar ve Karaman birbirine baktılar. İkili bakışlarıyla anlaştıktan sonra içeriye birbirini onaylayarak içeri girdiler.

"Selamün aleyküm." dedi Candar.

"Ve aleyküm selam." dedi yaşlı adam ve baktığı tezgahtan arkasını döndü. Elini bir bez ile siliyordu.

Candar ve Karaman içeri de ki hoş kokuyu duydular. Sakin ve huzurlu bir yerdi bu dükkan. Sade döşenmişti. Dışarı da bir kaç tane küçük masa olduğu gibi içeri de de vardı.  İçeri de ki odadan geliyordu kokular. Kaynama sesleri yükseliyordu. Saygıyla eğildi.

"Hoşgeldiniz şehzadelerim! Size nasıl yardımcı olabilirim?" yaşlı adam eğilebildiği kadar.

"Amcacığım hiç zahmet etme, gel oturalım!" diyerek Karaman yaşlı adamın doğrulmasına yardım etti.
Kaç yaşında olduğunu tahmin edemiyordu çünkü adamın vücudu gayet iyiydi. Ne de olsa meşrubat yapıp satmak kolay değildi.

Karaman, hem kendisi hem de abisi için tabure çekti ve yaşlı adamın yanına yaklaştılar.

"Size de biraz ayıp oldu ama kusura bakmayın lütfen!" dedi yaşlı adam mahcub bir sesle.

"Hiç olur mu bey amcacığım asıl biz sana karşı mahcub olduk!" dedi Candar naziklik göstererek.

"Amcacığım, şimdi daha iyi misin?" diyerek Karaman elini adamın sırtına koydu.

"Daha iyiyim hünkarım, saolun. Hem sizi buralara kadar getiren vukuatta nedir? Normal de buralara beyler bile az gelir?" diyerek yaşlı adam sorularını dizdi. Her yaşlı da olduğu gibi merakını gizlemedi.

"Aslında buraya gerçekten de gelişimiz uzundur, ama buraya sizin yardımınız için geldik!" diyerek Candar daha fazla oyalanmadan konuya girdi.

Yaşlı adam, hayretle kaşlarını kaldırdı.
Kırlaşmış olan kısa saçları ve hafif kır sakalı , pembe yanakları ile tontiş dedelere benziyordu.

"Benim yardımım mı? Hayrola ki, yoksa köyümüze bir şey mi olacak?!" dedi adam telaş içinde.

"Aman aman, sakin ol amcacığım! Köyle alakalı bir durum değil merak etme!" diyerek Karaman bir yandan onun sırtını sıvazladı. Bunları duyan adam rahatlamış bir şekilde nefesini geri verdi.

"Biz sadece sana bir kaç soru sormak için geldik." dedi Candar. Adamı telaş yaptırdığı için kendine kızmıştı.

"Soru mu?" diye sordu amca. Kahverengi gözlerinde ki endişe okunabiliyordu.

Karaman, başı ile onayladı ve elini adamın sırtından çekti.

"Mahsuru yoksa tabi?" diyerek konuşmaya dahil olmayı da ihmal etmedi.

"Ne mahsuru hünkarım, buyrun lütfen!"

"Pekala o zaman lütfen ilk başta anlatacaklarımı..." diyerek Candar derin bir nefes aldı. İlk başta daha net adamın niçin buraya geldiklerini üstü kapalı bir şekilde anlattı. Hikayeyi biraz değiştirmiş kardeşlerinin olduğu söylememişti.

Daha sonra ise buraya ilk geldiklerinde ki kavgadan bu dükkana gelişine kadar atlamadan karşısında ki bey amcaya anlattı.

Yaşlı adam, hayretler içinde hikayeyi dinledi.

"Ve demek kendinizi burada buldunuz, öyle mi şehzadem?"

Candar başı ile onayladı.
"Aynen öyle, şimdi ise sizden zahmet olmazsa hikayeyi duymak istiyoruz." dedi Candar sakin bir sesle.

Adam, bir süre düşünmek için kendine zaman verdi. Ne de olsa karşısında bir şehzade vardı, onun emrine itiasizlik yapamazdı.

"Emrinizi geri çeviremem hünkarım. O zaman size her şeyi en baştan anlatacağım. Bundan önce eğer bir sorun olmazsa size bu hoş kokan erik kompostosundan ikram etmek isterim!" dedi.

Karaman, bu lafın üzerine ayağa kalktı hızla.

"Siz hiç zahmet etmeyin, ben koyarım." dedi ve müsaede istedi.

"Aman hünkarım dikkatli olun!" dedi minnoş amca arkadan..Arka odaya gitmiş, Karaman'ın boğuk sesi duyuldu.

"Merak etmeyin siz beni!"

Oturan yaşlı amca ve şehzade bu duruma gülmekle yetindi. Bir kaç dakika sonra da Karaman çok fazla oyalanmadan elinde ve bir tane kolu ile sabitlediği komposto dolu kaseler ile gelmeye başladı. Seri ama dikkatli bir şekilde bir kaç damla dökmüş bile olsa durumu kurtarmıştı. Herkesin önüne koyduktan sonra oturduğu yere tekrar oturdu.

"Demek Aliyye kızımız ile tanıştınız ha..." diyerek sözlerine iki şehzadeyi de bekletmeyerek başladı.

𝐊𝐮̈𝐜̧𝐮̈𝐤 𝐊𝛊𝐳 || 𝐂𝐨𝐮𝐧𝐭𝐫𝐲𝐡𝐮𝐦𝐚𝐧𝐬Where stories live. Discover now