•|Lanetli o!?|•

170 21 26
                                    

"Al bakalım!" diyerek künyeyi küçük kıza doğru uzattı Germiyan. Yaşlı çınar ağacın bulunduğu yeri terk edip tekrar meydana inmiştiler. Şimdi ise tekrardan konakladıkları yere gelmiştiler.

Küçük elleriyle künyeyi geri aldı,Aliyye.

"Gerçekten de bir ailen yok mu?" diye sordu Candar.
Emin olması lazımdı.

Küçük kız, başını olumsuz anlamda salladı.

"Eğer bir ailen yoksa bizimle gelmeye ne dersin?" sorusunu hiç uzatmadan sordu. Çünkü her şartı bu şans üzere buldukları kız karşılıyordu. Kardeşlerinden bahsetmemişti ama doğruydu.

Karaman ve Germiyan abilerine döndü. İkisi de abilerine boş gözlerle bakıyordu. Ne diyordu bu manyak?! Yoksa yeniden mi delirdi!?

Aliyye ise şaşırmıştı. Biraz da tedirgin olmuştu.
Hiç bilmediği bir yere gitmek?

Daha önce köyden çıkmamıştı ki zavallım..
Neredeyse tüm köyü biliyordu ama daha önce onun dışına hiç çıkmamıştı. Hem bunu ondan isteyen kişi bir şehzadeydi.NOnun gibi güçlü bir şehzade, kendisi gibi değersiz bir kızla ne yapabilirdi ki?

Candar, şu anda kendisine güvenmesi lazımdı. Ama güvenin kırıntısı bile yoktu. Bu kız sadece onun kimseye söylemediği şeyleri biliyordu.
Bunun yanında Aliyye'nin orada iken  esmerli olan çocuğa olan bakışlarını fark etmişti. Sinirden daha çok tiksinme mi?

Hayır, bunlar doğru kelimeler değildi!

Bu küçük kız babalarına çok benziyordu. Garip ten rengi ise onun bir insan olmadığını haykırıyordu adeta.

Eğer bu kız kardeşleri değilse de onu böyle tek başına bırakmazdı bırakmazdı da. Onun büyük ihtimalle obasına götürüp evlendirirdi ya da güvendiği bir yere emanet ederdi. O zamanda her şeye en baştan başlayacaktı. Ama en azından bir hayatta kurtulmuş olacaktı bu çileden.

-"Hayır! O kızı buradan götüremezsiniz!" diye kalın bir erkek sesi duyuldu.

Kardeş beylikler arkalarını döndüler. Düzgün giyimli, yüzü gözü düzgün olan siyah saçlı, kahverengi gözlü bir adam arkalarında duruyordu. Sakalı veya bıyığı yoktu.

Bu adamın meşhur iyilik meleği olduğunu nereden bilelirdilerdi ki?!

"O cadı kızı götürürseniz,lanetlenirsiniz! Bizim başımıza geldi, sizlerin başlarına gelmesin!" diye Karaman'ın arkasından ses geldi.

Karaman, yavaş bir şekilde yüzünü arkaya çevirdi.
Arkasında tam da omuz hizasında alttan ışık tutulmuş gibi gözüken orta yaşlı biri vardı. Adam keldi ve bu onu daha da korkutucu yapıyordu.

"Amcacığım, ne yapıyorsun?" diye sordu Karaman.
Tırsmıştı bu abiden.

"Amca senin anandır!" dedi. Bunu diyerek Karaman'a daha da yaklaşmıştı. Karaman, geriye doğru bir kaç adım attı.

"Bu kızda sürekli annesi gibi. Sürekli başımıza dert açıyor!" dedi oraya gelmiş tüccarlar dan biri.

Çarşı gibi olan yerde dükkan sahipleri ve müşterileri toplanmıştı.

"Ne demek istiyorsunuz?" diye sordu Candar.
Karaman onun arkasına gelmişti.

Küçük kız ise şaşkınlıkla etrafına bakınıyordu.

"Hünkarım biz lanetlendik, sizinde olmanıza izin veremeyiz!" dedi iyilik meleği. Etrafta toplanan yetişkin gruptan ise onaylayıcı mırıltılar yükseldi.

Daha fazla dayanamayan Aliyye, hızla handan çıktı ve meydana doğru koşmaya başladı.

"Aliyye!" dedi Karaman. Arkasında ki abiyi umursamamaya çalışıyordu.

"Germiyan, onun peşin-" Candar'ın bunu demesine kalmadan Germiyan, Aliyye'nin peşinden koşmaya başladı.

"Ha! Bu cadı kız her zaman böyle! Her zaman ilgi peşinde!" dedi başka bir tüccar.

"Neden bu kıza hakaretler edip, kötü davranıyorsunuz?" diye sordu Karaman.

Abisin Candar'ın yanına gelmişti.
O amcadan tırstığı belli oluyordu.

"Siz asıl onun hikayesini bilseniz böyle demezsiniz!
Kardeşi gitti! Şimdi de başımıza bu hödük kaldı!" dedi başka birisi.

"Üzgünüm şehzadem ama hikayesini kimse ağızına almayı cesaret etmiyor, ama eğer öğrenmek isterseniz orada ki meşrubatçı babadan öğrenebilirsiniz.
Burada olan her şeyi bilir!" diyerek iyilik meleğimiz caddenin en sonunda ki dükkanı gösterdi.

Bir kızın hikayesi ne kadar olabilirdi ki?!

Candar'ın sessizlik içinde ki komutu ile Karaman'la beraber ona gösterilen yere doğru gitmeye başladı.

"Niye burası bu kadar tuhaf?" diye söylendi fısıltı içinde.

"Sen parayonak mı oldun?" dedi fısıltı içinde Candar.

"Ne parayonası be, adam manyaktı!" diyerek eli ile ensesini kaşıdı. Candar, bu duruma gülmekle yetindi.

"Hadi yürü lan, daha konuşmamız gereken daha bir amcamız var! Düş lan önüme!" diyerek Karaman'ı öne doğru bir kaç adım ittirdi.

Karaman, bir kaç adım sendeledi ama dengesini sağladı. Onunda keyfi yerine gelmişti.

𝐊𝐮̈𝐜̧𝐮̈𝐤 𝐊𝛊𝐳 || 𝐂𝐨𝐮𝐧𝐭𝐫𝐲𝐡𝐮𝐦𝐚𝐧𝐬Where stories live. Discover now