Çocukken aynı mahallede büyüyen Asil Doğa ve Yağız birbirlerinin ilk aşkıdır ama Doğa'nın taşınması sonucu çok küçükken yolları ayrılır.
Yıllar sonra karşılaşan Yağız ve Asil Doğa, birbirlerine karşı bir müddet platonik kalır. Asil Doğa küçükken ka...
Geçen bölüme gelen bol satır arası yorumlar için çok teşekkür ederim. İyi ki varsınız <3 Çok uzun bir bölüm oldu, keyifli okumalarrrr
Bölüm sınırı: 180 oy, 500 yorum (satır arası)
GÖKYÜZÜNDEN SIZAN NOTALAR.
Lizzy McAlpine - ceilings
Hadise - Küçük Bir Yol
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
11.BÖLÜM.
Duyguların da bağımlılık yaptığına inanan bir insandım.
Mesela sınava hazırlanan bir öğrencinin birincilik hissini tatmasından sonra bu mutluluğun onda bağımlılık yaptığına hatta bir daha olması için daha çok hırsa gelmesi buna bir örnek olabilirdi.
Ya da benim artık sürekli Yağız'ın profiline girip aktif mi diye kontrol etmem gibi. Okul için uyandığım günün sabahına hemen telefonumu elime alıp aktifliğine bakmıştım. Sanırım onunla mesajlaşınca hissettiğim duygunun bağımlısı olmuştum.
Sabah okul için hazırlanırken birçok kez aktifliğine bakmıştım ama son görüntülenmesi dün geceydi. Elimde duran telefonu montumun içine koyup yavaşça adımlamaya başladım. Sabah evden çıkmadan önce annem bana kahvaltı için seslenmişti ama ben kahvaltı yapmayacağımı söylemiştim. Hayır, bu ona kırgın olduğum için değildi. Normalde de kahvaltı yapan biri değildim ama nedense hayır demem annemi daha çok üzmüştü.
Okulum bizim eve çok uzak değildi ama bu araba için geçerliydi. Yürüyerek okula gidince biraz uzun sürüyordu ama bundan şikayetçi değildim. Sabah nefes almak gibi yoktu, her ne kadar havalar soğusa da bu böyleydi.
Bugün Enes'in yanına uğramalıydım çünkü kaç gündür onunla doğru düzgün konuşmuyordum. olanlar yüzünden ve bu artık beni de üzmeye başlamıştı. Neden saçma saçma bir haber yüzünden arkadaşımdan uzak düşüyordum? Bunu istemiyordum.
Sonunda okulun bahçesinden içeriye geçince kulaklıklarımı çıkarıp cebime attım ve okulun içine girdim. İki tane kulaklığım vardı. Biri evde temizlik yaparken kullandığım kablosuz kulaklık diğeri de dışarıda dinlemek için kullandığım kablolu kulaklıktı. Kablolu kulaklıkları çok seviyordum ama evde ev işini yaparken kablolu çok sıkıntı oluyordu. Dolaplara falan dolanıyordu ve bu beni sinir ediyordu. O yüzden kısa bir süre önce kablosuz kulaklık almıştım ama onu dışarıda kullanmazdım.
Çünkü şarjı bitme ihtimali beni hep korkuturdu. İstediğim her an kulaklığımı takıp şarkı dinlemek zorundaydım, eğer beklemediğim bir anda şarjı biterse ortada öyle kala kalırdım.
En üst kattaki kafeteryaya çıktım çünkü bir kahve alıp kendime gelmeliydim. Kafeteryaya girdiğim an karşımda gördüğüm manzara ile adımlarım resmen bir anda durdu. Sahra ile Emir konuşuyordu ama nedense konuşan Emir'di. Sahra onu dinlemiyormuş gibiydi. Sesi biraz yüksek çıkıyordu ama yine de buradan tam seçemiyordum. Kafeterya neredeyse boştu. Birkaç dokuzuncu sınıf vardı, onalar da tost yiyip kendi aralarında konuşuyorlardı.
