5.BÖLÜM.

4K 429 106
                                    

GÖKYÜZÜNDEN SIZAN NOTALAR

🎵

Instagram: zeynhikayeleri

5.BÖLÜM.

Hayatta eğer sessizliğe sığındığınız bir an bütün hücrelerinizde çınlayan sesten daha kötü bir şey varsa o da uyurken hiç beklemediğiniz bir anda annenizin süpürgeyi çalıştırması veyahut dolaplarınızı açıp yüksek sesle etrafı düzenlemesidir.

Dün gece onun kokusu ile yattığım için kendimi ekstra şanslı ve mutlu hissediyordum. Uyanınca tüm gün onun montuyla evde gezecektim, tabii okul vardı. Okulda vermem gerekti belki de o montu ama hala kokusu gitmemişti. Ne deseydim? Ah evde unuttum yarın getireyim mi? Hiç vermek istemiyorum ama onu ne yapacağız?

Neye sarıldığımı biliyorum, yastığımın üstüne çarşaf gibi örttüğüm montla birlikte yastığıma sarılıyordum. Ta ki annemin sıkı sıkı sarıldığım montu yavaşça almaya çalışmasıyla birlikte. İlk başta ne olduğunu anlayamadım ama montun sıcaklığı yatağımı terk edince annem yorganı üstüme örttü ve yanımdan gitti.

Bir dakika ne?

Montum gitti mi?

Nasıl olduğunu anlamadığım şekilde sırtımı yataktan ayırıp ışık hızıyla ayağa kalktım. "Hayır!" Annem tam odamdan elinde tuttuğu dün geceden kalma kıyafetler ve montumla birlikte kapının önünde durunca gözümü kaşıyıp ayağa kalktım. "Ne yapıyorsun anne?"

"Neden uyandın, Asil? Ben mi uyandırdım yoksa ekstra sessiz olmaya çalışmıştım oysa. Sen uyu kızım ben İrem'e ayıp olmasın diye kıyafetleri yıkayıp öyle vereceğim." Şaka yapıyorsun anne de mi? Sence ben o montun kokusunun gideceğini bile bile sana verir miyim?

Hızlıca annemin yanına gelip montumu annemin elinden çekiştirerek aldım. "Bunu yıkama." O Yağız'ın montu anne... Sence ben onu sana verir miyim? Montu aldığım gibi kollarımdan geçirip fermuarını burnuma kadar çektim.

Kokusu...

Hala benimleydi, sadece dün gece kadar yoğun değildi. Bitme. Keşke kokular bitmeseydi. Bıraktığı yerde senelerce kalsaydı o zaman Yağız'ın kıyafetlerini sürekli çalardım. Bu koku bir parfüme ait olsa neyse diyeceğim ama bu koku kendi kokusuydu. Bunu hiçbir parfüm şirketi yapamazdı. Yapılsaydı eğer dün geceden sonra altına imzamı atacağım, seve seve servetimi vereceğim bu kokunun şişesi olurdu.

"Neden?"

İşte...

Ellerimi montun ceplerine koyup geri yatağıma geçtim. "Ben biraz daha uyuyacağım." Kısık gözlerle yatağıma doğru adımlarken baş ucu saatimle göz göze geldim.

10.45

Ne?

Okulum!

"Eyvah!" Hızlıca iki saniye önce giydiğim montu çıkarıp pijamamı çıkarmaya çalıştım. "Okulu unuttum ben!"

"Hastasın diye gitmeni istemedim, dinlen diye uyandırmadım seni." Ne hastalığı anne ya! Turp gibiyim ben. Okula gitmem gerekti. Öncelikle Sahra ile daha fazla bu iş uzamadan Emir işini konuşmalıydım ve sonra İrem'le konuşmalıydım. Sonra daha kafeye gidecektim.

Pijamamın altını çıkarırken ayağım hızlı olduğum için dengemi kaybederek kaydı ve iki saniye içinde kendimi yerde buldum. Annem bana gülüp odamdan çıkınca acıyan kalçamı tutup düşlerimi sıktım. Kalçamı kırma ihtimalim kaçtı?

GÖKYÜZÜNDEN SIZAN NOTALARWhere stories live. Discover now