24. Bölüm

239 20 124
                                    

slm.

@Fei0001'leyazdiklutfenanamizisikmeyin.

Heyecandan elim ayağım titriyordu. Acaba beni görünce nasıl hissedecekti? Ne diyecekti? Bunları düşündükçe stres olmaya başlıyordum. Acaba beni unutmuş muydu?

Giyuu'nun böyle bir şey yapmayacağını biliyordum. Ona güvenmeliydim. Kendimi bu şekilde sakinleştirdikten sonra kiraladığım arabaya binip Tengen'in evinin yolunu tuttum.

Tam 7 yıl olmuştu. Bu evi bu kadar özleyeceğimi hiç düşünmemiştim. Ama şimdi bir apartman için ağlıyordum. Binanın kapısına koştum ve merdivenlerden hızlı adımlarla çıkmaya başladım. Tengen'in dairesinin önünde kendimi sakinleştirdikten sonra zile bastım. Hâlâ bu binada yaşadığını ümit ediyordum.

Kapıyı Suma açtı. Beni görünce gözlerinden şüphe ettiği kesindi. Birkaç saniye aval aval suratıma baktı, daha sonra da bedenimi süzdü ve Tengen'e seslenip çığlık atmaya başladı. Bu kadar şaşırmakta kesinlikle haklıydı. 7 yıldır ortalıklarda yoktum sonuçta.

Tengen adımı duyunca koşarak kapıya geldi ve beni görünce kolumdan sertçe tutup içeriye aldı.

Şu anda otuzlu yaşlarının başında olması gerekiyordu. Vay be.

U: -Her şeyi anlat.

Nefes nefeseydi ve şaşkınlıktan sesi titremişti.

U: -Ama bekle, önce bir kahve yapayım. Siz konuşun ben gelene kadar.

Tengen odadan çıktığında Suma ve Hinatsuru bana hüzünlü bir şekilde baktılar. Daha sonra birbirlerinin gözlerine baktılar ve sanki bir şeyler için endişeli gibiydiler.

Onların konu açacağı yok gibiydi o yüzden muhabbeti ben başlattım.

S: -Makio nerede kızlar?

Suma: -Alışverişe çıkmıştı. Gelir birazlardan.

S: -Giyuu?

Birbirlerine tekrar baktılar ve başlarını öne eğdiler.

S: -Sağlığı yerinde değil mi yoksa?

H: -Hayır, hayır. Çok sağlıklı. Ayrıca ruhsal olarak da çok sağlıklı bu sıralar.

S: -Sorun nedir?

Cevap vermeden öylece başlarını eğdiler. Umudum gittikçe azalıyordu. Taşınmış falan mıydı acaba? Ama taşınsa sanki vefat etmiş gibi davranmazlardı. Benden nefret falan mı ediyorlardı?

Düşüncelere boğulmuşken Tengen içeri girdi. Kahvemi önümdeki sehpaya bıraktı ve karşımdaki koltuğa oturdu.

U: -Şimdiii, anlat bakalım. 7 yıldır. Tam tamına 7 yıldır neredeydin? İntihar ettiğini sanmıştım. Daha doğrusu hepimiz öyle sanmıştık.

Boğazımı temizledim ve başımdan geçenleri anlattım. Ama elbette ailemin ölümünün bir kazadan ibaret olduğunu söylemiştim. Her şeyi anlattıktan sonra kahvemden bir yudum aldım ve onlara sordum:

"Ne için bu kadar endişelisiniz?"

Yutkundum. Titreyen bedenimin ve sesinin şiddetini duyabildiğim kalbimin, sorumun cevabıyla rahatlayacağını ve gevşeyeceğini umut ettim.

U: -Sabito, bak bana.

İç çekti. Meraklı gözlerle ona baktım.

U: -Giyuu'nun şu an mutlu ve huzurlu bir hayatı var. Bir sevgilisi, kabul görüldüğü bir arkadaş grubu ve başardığı şeyler var. Eğer onu cidden seviyor ve umursuyorsan gözüne bile gözükme. Seni çoktan öldü biliy-

• CryBaby • SabiGiyuuWhere stories live. Discover now