15. Bölüm

425 32 161
                                    

Yine At Yarrağı'yla birlikte yazdık. İyi okumalar~

Bölüm Sabito'nun gözünden anlatılmaktadır.

Sabah gözümü açtığım gibi inanılmaz bir baş ağrısıyla uyandım. Kendime gelmem ve dün gece ne olduğunu hatırlamam biraz zaman aldı. İçeriden gelen yüksek sesli müzik sesleri beni öldürüyordu. Kendimi yatağa atarak esnedim ve komodinin üzerinde duran telefona yöneldim. Dün geceden gelen 10 tane cevapsız arama vardı. Bu aramaların sahibi şaşırılacak bir şekilde babamdı. Anneme veya erkek kardeşime bir şey olmuş olabilir diye korktuğumdan mesajı görür görmez onu geri aradım. Telefonu çok bekletmeden açtı.

??: –Alo

S: –Ne oldu niye aradın? Birisine bir şey mi oldu?

??: –Hayır kimseye bir şey olmadı, oğlumu aramam için bir sebep mi olması lazım?

S: –Bana oğlum deme, bu iğrenç.

??: –Hâlâ şu Genji denen çocuğun başına gelenlerden beni suçluyorsun, değil mi?

S: –Değil misin? O çocuğu cidden sevmiştim. Ayrıca senin hatan olmasına rağmen herkes beni suçladı. Pezevenk herif.

??: –Bu iğrenç, Sabito, iki erkeğin birbirinden hoşlanması normal değil. Seni, bunu anladığımız an psikoloğa götürmeliydik.

S: –Lafı uzatma ne diyeceksen de.

??: –Aman aman, küçük oğlumun ağzı iyice açılmış.

S: –Boş muhabbetlerini dinleyemem şimdi kapatıyorum.

??: –Şu siyah saçlı çocuktan haberim var.

S: –Ne?

??: –O gerizekalı veledi arabayla ezdiğinde kıçını kim kurtardı sanıyorsun? Seni küçük orospu.

S: –Sana yemin ediyorum, eğer onun kılına bile dokunmaya kalkarsan seni yaşa-

??: –Bir bok yapamazsın. Buraya geri dön, ailenin yanına.

S: –Neden böyle bir şey yapayım?

??: –Çünkü yapmazsan, o siyah saçlı çocuğun sonu da Genji gibi olur.

S: –Orospu çocuğu.

??: –Sana 2 gün veriyorum. Ayrıl o çocuktan. Sonra da ailenin yanına geri dön, eğer onu o kadar çok seviyorsan bunu yapabilecek kadar değerli olmalı.

Çok sinirlenmiştim, hiçbir şey demeden telefonu yüzüne kapattım. Giyuu'yu öylece bırakamazdım, ama eğer bırakmazsam o... Ah tanrım. Neden, neden bu kadar acımasızsın. Gözlerimden süzülen yaşları silip tamamen kendime geldiğimde, mutfağa doğru yöneldim.

S: –SALLA SALLA OH YAVRUMM SALLA

G: –AH!? KORKTUM MANYAK!

S: –Özür dilerim Giyuu hazretleri.

Kendimi ağlamamak için zor tutuyordum. Sanki hiçbir şey olmamış gibi Giyuu'nun yanına gidip kıçına bir tane yapıştırdım.

G: –YA SALAK MISIN?

S: –HEE SALAĞIM.

Birbirimizin götüne vurmaya devam ederken birden duraksadım. Saçları çok güzel gözüküyordu, sevimli yüzünü daha tatlı göstermişti. Kulağına doğru eğildim ve "Saçların çok güzel olmuş." diye fısıldadım. Kızarmıştı, çok güzel gözüküyordu, bir anlığına onu öpmek istedim ama yapamadım... birden elimi Giyuu'nun penisinde buldum. Sonra ne yaptığımı farkettiğim gibi elimi çektim.

G: –Sabito sabah sabah azdın mı aşkım?

S: –Evet.

Yüzünde hafif ama sevimli bir gülümseme vardı. Ellerini boynuma dolayıp kıkırdamaya başladı.

G: –Sabito.

S: –Efendim.

G: –Seni çok seviyorum, iyi ki varsın.

Artık dayanamıyordum, gözümden dökülen yaşlara engel olamadım. Giyuu'yu kucaklayıp mutfak tezgahının üstüne koydum kafamı göğsüne yasladım ve "Giyuu sana bir şey anlatmam gerek." dedim. Bu cümleyi söylerken gözümden akan yaşlara engel olamıyordum.

G: –Sorun ne Sabito? bana her şeyi anlatabilirsin.

S: –Ben daha önce....

G: –Sen daha önce ne?

S: –Birilerinin ölümüne sebep oldum.

G: –Ne yaptın, ne yaptın?

S: –Ben kötü birisiyim Giyuu. Yaşamayı haketmiyorum.

G: –Ne diyorsun Sabito ben anlamıyorum, cidden

S: –Lisenin ilk seneleri tam bir zorbaydım.

G: –Ne?

S: –Lisenin 2. Senesinde sınıfa Genji adında bir çocuk geldi, uzun kabarık siyah saçları, mavi gözleri ve kısa bir boyu vardı. Çocuk benden hoşlanıyordu, ben de çocukla niraz uğraşmak istedim ve bana olan sevgisine karşılık verdim. Sonra bir gün okuldakiler ilişkimizi öğrendi, o da kendini savunmaya başladı. Gay olmanın kötü bir şey olmadığı gibi şeyler söylüyordu. Bu laflarına ben de dahil herkes gülmüştü, çünkü bütün sınıf benim onumla oynadığımı zaten biliyordu. Bir hafta gibi bir süre sonra çocuğun ölüm haberini aldım, bileklerini kesmişti. Kendimi çok suçlu hissettim ve bunun psikolojisinden asla kurtulamadığım için insanlara iyilik yapmaya başladım. Ona benzeyen herkese yardım etmeye.

G: –Bu çocuk-

S: –Evet, sana benziyordu.

G: –Sabito sen... ne?

S: –Giyuu ben gay değilim. Sadece günahlarımın bedelini ödemeye çalışıyordum.

G: –Nasıl yani, Sabito sen ne demeye çalışıyorsun?

S: –Özür dilerim Giyuu. Beni ne kadar çok sevdiğini biliyorum, ben de seni seviyorum.

G: –Sabito, sen...

Ağlamamak için kendimi sıkıyordum.

S: –Bitirelim Giyuu, seni daha fazla üzmek istemiyorum.

Bu kelimeler ağzımdan çıkarken boğazım düğüm düğüm olmuş gibi hissediyordum.

G: –Sen şu hayatta gördüğüm en iğrenç insanlardan biririsin Sabito! Sana güvenmiştim.... ben. Beni cidden sevdiğini sanmıştım, ben...

Giyuu bunları söylerken sanki bedenim ve ruhum parçalara ayrılıyordu. Giyuu bunları hak etmiyordu.

G: –Senin gibi insanlar... yaşamayı hak etmiyor, Sabito. Umarım ölürsün!

S: –Git buradan. Giyuu.

G: –Anlamıyorum. Cidden anlamıyorum Sabito. Neden?

S: –Git dedim.

Kendimden nefret ediyordum. Bunu Giyuu'ya yapmaya hakkım yoktu ama başka bir seçeneğim de yoktu.

G: –Uzui haklıymış. Sen iğrenç bir insansın.

Evet haklıydı ben iğrenç bir insandım, ama böyle olmayı ben istememiştim.

Giyuu yüzüme sertçe bir tokat attı. Ve hızlı adımlarla odadan çıktı, bu tokatı haketmiştim.

S: –SİKTİR!

Hiç yapmak istemediğim bir şey yapmıştım. Ama bazen aşık insanlar, sevdikleri için bazı şeylerden vazgeçmek zorunda kalır. Bu da öyle bir şeydi, yavaşça kapıya yasladım ve telefonumu alıp babama bir mesaj yazdım "Bana hazırlanmam için 1 hafta ver, o çocuktan ayrıldım hazır olduğumda sana mesaj atarım. Beni alırsın.". Gözlerimden akan yaşlara engel olamıyordum. Kafamı geriye yasladım, gözlerimi kapattım ve derin bir iç çektim.

Birkaç dakika sonra telefonumu açtım ve galeriye girdim. Onunla olan fotoğraflarımıza baktım. Onu şimdiden özlemiştim. Giyuu'yu her gördüğümde içim sızlıyordu. Tek istediğim, onun mutlu ve sağlıklı olmasıydı.

• CryBaby • SabiGiyuuWhere stories live. Discover now