O hâlâ ayaktayken masanın sandalyesini çekip karşısına oturdum,"Düşündüğün için teşekkür ederim." dedim.

Sadece yüzüme bakıp gülümsemek ile yetindi, ardından o da oturdu, hamburgerleri yemeye başladık.

Hamburgerimi ortadan ikiye bölerken "Çekimlerin nasıl gidiyor?" diye sordum.

Mahcup bir şekilde gülümseyerek "Kilo aldığım için sürekli başka bir çekim yapıyorum. Zayıflamamı istiyorlar." dedi.

Bunu dedikten sonra hamburgerinden büyük bir ısırık aldı.

Kaşlarımı çatıp dudaklarımı büzdüm ve "Bence kilon gayet yerinde." dedim.

Patatesini ketçaba batırırken içini çekti,bu durumum çok sinirini bozduğunu hissedebiliyordum. Gayet normaldi, sürekli aynı şeyler ile uğraşmak herkesin sinirini bozabilirdi.

"Menajerim ve ajans zayıflamamı istiyor."

Bir süre onun yemek yiyişini izledim, yavaş yavaş çiğniyordu ve şu an bunları yediği için pişman hissettiğini anlayabiliyordum.

Aklımın bir köşesine bu durum ile ilgileneceğimi yazdığım zaman gülümsedim, yapacak bir iş çıkmıştı.

Yüzümdeki gülümsemenin büyüklüğünü Taehyung söyleyince ve içtiğim kolanın burnumdan gelmesini sağladığı zaman fark etmiştim.

"Niye gülümsüyorsun? Aklına yine Jungkook mu geldi?"

Öksürüklerimin arasında kaşlarımı kaldırıp "Jungkook ne alaka?" diye sinirle sordum.

Muzipce gülümseyerek ağzına iki tane patates kızartması attı.

"Hadi ama! Sevdiğin kişinin Jungkook olduğunu anlamamak aptallık olur. Sürekli onunla mesajlaşıyorsun."

Dudaklarımı büzdüm ve masanın üzerindeki parmaklarımla ritim tuttum. Ona aşık olduğumu bu kadar belli etmem ne kadar beceriksiz olduğumu gösteriyordu. Ne kadar yaşlı olursam olursam,ki bu durum sinirimi bozuyordu, hiçbir zaman Kiraz Çiçeği'me olan aşkımı gizleyememiştim. Aşk konusunda her zaman çok acemi olacağım kesindi.

Hemen kendimi toparlayıp kafamı hafifçe sağa yatırdım ve "Jungkook'un sağlığı için endişeleniyorum sadece,bu kadar basit." dedim düz bir ses tonuyla.

Gözlerini devirdi ve kafasını "Kesin öyledir." dercesine salladı.

Susup yemeğimi yemeye odaklanmıştım ki birden geğirdiği zaman bakışlarımı ona yönelttim, bardağındaki kolayı kafasına birden diktiği için geğirmiş olmalıydı.

Baygın gözlerle bakarak "Ne var? İlk defa mı geğiren insan görüyorsun?" diye alaycı bir ses tonuyla sordu.

Şaşkın bir şekilde gülümsedim, "Yemek yiyorum Taehyung. Hem ne bu tavırlar, gören de süper model değilsin sanar." dedim alayla.

Masanın üzerindeki peçeteyi alıp kibar bir şekilde dudaklarını sildi ve sonra "Sana bir sır vereyim,ben tuvalete de gidebiliyorum." dedi.

Elimle ağzımı kapatıp kafamı geriye atarak kahkaha attım,o bildiğim Taehyung'du işte, başka ne bekliyordum ki?

Bakışlarım ona kaydığı zaman hayranlık ile bana baktığını gördüğümde kaşlarımı çatıp "Ne bakıyorsun?" diye sordum merakla.

Omuzlarını silkti ve "Gülüşün insana mutluluk veriyor, çok güzel bir enerjin var." dedi.

Dudaklarım yukarıya doğru kıvrıldı,ah hadi ama utanmama bile engel olamıyordum!

Tam geri yemeğime odaklanacağım sırada dirseğini masaya koyup yanağını avucuna yaslayıp "Jungkook ile ne zaman tanışacağım?" diye sordu çocuksu bir sesle.

244 ⌯ vminkookWhere stories live. Discover now