kutup yıldızı

173 20 16
                                    

İyi okumalar <3

Hayatın her zaman bizim hakkımızda bir planı vardır

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Hayatın her zaman bizim hakkımızda bir planı vardır. Karşımıza çıkacak şehirler,evler,hayvanlar ve insanlar bile bizim için düzenlemiş bir plandan başka bir şey değildir. Bu plan bir hazine planı mı yoksa bir kumpas mı hikayenin sonuna gelene kadar asla bilemezdik. Hayatımıza giren her şeyin bir görevi vardır ve iyi ya da kötü bir şeyi size vermeden hayatınızdan çıkmayı düşünmezler bile. Bu hayatın onlara yüklediği bir görevdir, aynı farkında olmadan bize verilen görevler gibi. Tanrı'nın her zaman bir planı vardır ve bizim küçük beyinlerimiz bu planları çözemeyecek kadar evrende gereksizdir.

Sarayın avlusunda, hayatın ona yüklediği görevlerin ve birbirlerinin hayatlarını ne denli etkileyeceklerini bilmeyen üç erkek çocuğu vardı.Tanrı'nın amacı, onların birbirlerini sevmeleri değildi ama onlar birbirine o kadar çok bağlanmıştı ki Tanrı yapabileceği halde bu sevgiye engel olmadı.

Bir tanesinin çöldeki kumları bile kıskandıracak esmer bir teni vardı,ay ışığı onun tenine vurduğu an galaksi teni ile bütünleşirdi. Dümdüz siyah saçları bel boşluğuna kadar geliyordu ve oldukça pahalı taşlardan yapılmış tokalar ile toplanmıştı. Üstüne giydiği mor kimono üzerinde dikkat çekici işlemeler bulunduruyordu. Dışarıdan bakılınca zengin olduğunu herkes rahatça söyleyebilirdi. O kendi döneminin prensiydi ve babasından sonra tahta çıkacak kişiydi.

Ama onu özel yapan bu zenginlik değildi,onu özel yapan güzelliğiydi. Ruhunun ve kalbinin güzelliği yüzüne vurmuştu adeta. Bir avcının gözlerine sahipti,onun gözlerine denk gelen herhangi birisi,o gözlere bakan bir insanın etkilenmeme şansı olamazdı. Yüzü Tanrı'dan ona verilmiş bir hediye gibi kusursuzdu.

Keşke hayatı da kusursuz olabilseydi.

Diğer bir oğlan ise ondan daha farklıydı, doğrusu bu dünyadaki bütün insanlardan daha farklıydı. Kumral bir teni vardı, açık kahverengi saçları alnına dökülüyordu. Dolgun dudakları onun yüzüne ilk baktığınızda dikkatinizi çeken özelliği oluyordu. Oldukça kıvrak bir zekası olduğu gibi esnek bir vücuda sahipti. O kadar hızlıydı ki,bulunmak istemediği sürece onu kimse bulamazdı.

O Tanrı'nın oyununa denk gelmiş bir kaybedendi sadece. Sırtında uçları mor olan beyaz iki kanada sahipti, kanatlarının arasında bir dövme gibi işlenmiş ama dövme olamayacak kadar derinden bir ışık ile yazılmış 244 sayısı yazıyordu. Kahverengi gözleri vardı ama bu gözler bazenleri açık bir mor rengine bürünürdü. O galaksinin bir parçasıydı,o yıldızlardan biriydi. Bir sümbül çiçeği tohumundan var olan bedeni bir çelik kadar güçlüydü,sesi iyileştirici bir tınıya sahipti,kokusu cennet bahçelerinden birinin kokusuna sahipti ve o insanların acılarını kendi acısı olarak kabullenebilecek biriydi. En önemlisi o aynı zamanda bir insandı, aşk ise onun insanlığının en büyük kanıtı niteliğindeydi.

244 ⌯ vminkookWhere stories live. Discover now