15. Bölüm - Şifa

92 27 52
                                    


(Lütfen yorumlarınızı eksik etmeyin. <3)



SALVOR



Salvor ormanda hızla ilerledi ve bir açıklığa varana kadar o ürpertici çığlığın peşinden koştu. Küçük bir gölet vardı ama onun dikkatini çeken suyun kenarındaki cesetlerdi.

Darrin orada kıpırdamadan yatıyordu. Salvor'un tanımadığı bir başka adam da yerde yatıyordu, Marriset yan tarafını tutarak adamın yakınına sinmişti.

Kadının elbisesi kan içindeydi.

Salvor ona doğru atıldı ve yarasını incelemek için dizlerinin üzerine çöktü.

Marriset titriyordu, yarayı görebilmek için parmaklarını ayırmak gerçekten çaba gerektiriyordu. Derin bir kesikti bu; karnına gelen, ölümcül olabilecek bir darbeden kaçmıştı.

Marriset'in gözleri yarı buğuluydu, gözyaşları yanaklarından aşağı süzülüyordu. "Ölüyorum," diye haykırdı soluk soluğa.

Marriset'in ellerini tekrar yaranın üzerine bastırdı, kendi parmakları da Marriset'in kanıyla kayganlaşmıştı. "İyileşeceksin." Burada iğne ve iplik yoktu ama kan akışını durdurabilir ve onu kampın doktoruna götürebilirlerdi.

Marriset ona gözlerini kırpıştırdı, sanki onu ilk kez görüyormuş gibiydi. "S-Salvor?"

"İyileşeceksin," diye tekrarladı adam, bandaj yapmak için kollarını yırtarken. Kadının belini sıkıca sardı ve basıncı artırmak için geçici bandajı yaranın üzerinde düğümledi.

Argent yanına geldi. "Darrin ölmüş. Görünüşe göre ölmeden önce katilini bıçaklamayı başarmış."

"Neredeyse beni de öldürüyordu," diye boğulurcasına homurdandı Marriset. "Darrin'i öldürdükten sonra neredeyse beni de öldürüyordu ama sonra düştü."

Argent ve Salvor birbirlerine baktılar. O halde tek hedef Argent, Jayveh ve Salvor değildi. Ya da isyancılar Mirange'daki herkesi öldürmeye karar vermişlerdi.

Salvor ayağa kalkmaya çalıştı ama Marriset bileğini yakaladı. "Beni bırakma," diye yalvardı, yüzü dehşetle kararmıştı.

Salvor elini onunkinin üzerine sardı ve bir kez sıktı. "Her şey yolunda. Muhafızlar seni kampa götürecekler."

Kadının bakışları çılgına dönmüştü. "Nereye gidiyorsun?"

"Nora kayıp. Onu bulmaya gidiyorum."

Marriset'in alt dudağı titredi. "Eğer orada yalnızsa ..."

"Onu bulacağım," diye tekrarladı Salvor. Ayağa kalktı ve Marriset'in elinden kurtuldu. Argent'a döndü. "Onlarla birlikte kampa gitmelisin."

"Hayır." Prens muhafızlara döndü. "İkiniz Marriset'i dağdan aşağı indireceksiniz, diğer üçünüz bizimle geleceksiniz."

Salvor itiraz etmeyi düşündü ama bu sadece zaman alacaktı. Gök gürültüsü uzaklarda gümbürderken, zamanın boşa harcayacakları bir şey olmadığını biliyordu.

Darrin'in cesedini bıraktılar. Birinin onu almak için daha sonra geri gelmesi gerekecekti ama şu an için onu taşıyacak insan gücüne sahip değillerdi. Salvor, Argent'ın yanında ve muhafızların arkasında ana yola doğru ilerledi.

Aşk ve İsyanWhere stories live. Discover now